kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Naima'da caz müziğinin yanı sıra Rendi Esen'in vokal ile ilgili atölye çalışmaları büyük ilgi görüyor.

Dekor değil oyuncuyum

BÜLENT DENLİ
BÜLENT DENLİ
24.10.2008
İstanbul, sonbaharın en güzel günlerini yaşıyor. Limoni bir hava, geceleri mont veya ceketle hâlâ idare ediyoruz. İnsan yastığa kafasını koymak istemiyor. Kendi adıma böyle zamanlarda şehrin bana tanıdığı imkânları sonuna kadar kullanmak yanlısıyım. Gücümün yettiği kadar tüm etkinlikleri takip etmek istiyorum. İstanbul'un sanatsal yükü de her geçen gün artıyor. Özellikle müzik konusunda önemli gelişmeler var. Eylül ayının başından itibaren her gece bir yere gitmek mümkündü.
Caz kulüpleri açılınca yükümüz daha da arttı.
İki hafta önce İstanbul Caz Center'daki yeniliklerden söz etmiştim. Gümbür gümbür bir program uyguluyor, Nardis hep bildiğiniz gibi, Naima'da ise önemli gelişmeler var.
Naima'nın birinci döneminde, kulüpte caz dinleme anlayışını Türkiye'ye kazandıran Selim Selçuk, cazı bir yaşam biçimi haline getirmekte kararlı. Geçen sene başlattığı çabalarını aralıksız sürdürüyor. Hafta içinde bir akşamüstü Selim'le buluştuk. Naima'nın giriş kapısına masalar koymuş. 50 metre ilerdeki İstanbul Boğazı'nın rüzgârı ve iyot kokusu doğrusu huzur veriyor. Selim her zamanki gibi dağılmış vaziyette, önünde bir lap-top, elinde bir telefon, sürekli meşgul. Söze "Galiba zor bir işe kalkıştık," diye başlıyor ve devam ediyor: "Geçen sene benim için her şey daha zordu.
Hayallerim büyüktü ve bir an önce gerçekleşmesini istiyordum. Bu sene daha gerçekçiyim, her şeyin zaman içinde yerine oturacağına inanıyorum.
Ama gel gör ki yaşadığımız küresel kriz galiba bizi de etkileyecek. Böyle zamanlarda insanların öncelikleri değişirken moralleri bozuluyor. Ama ben ilk defa krizden yararlanacağımızı düşünüyorum. Çünkü Naima yavaş yavaş gerginliklerden sıyrılmak isteyenlerin sığınağı haline geliyor. Başta müzik olmak üzere yedi gün 24 saat, hayatına bir virgül koymak isteyenlerin lobisi haline geliyor. Sabah kahvaltısından gece yarısına kadar Naima'da insanın kendine bir yer bulması mümkün."

İSTANBUL'DA YAŞAMAK KOLAY DEĞİL
Selim Selçuk gerçekten kafasına koyduğunu tavizsiz gerçekleştirenlerden. Geçen yıl "Burayı 24 saat yaşanan bir merkez haline getireceğim," dediğinde bu yaklaşımını hayli iddialı bulmuştum. Naima artık sadece caz kulübü değil, kültür sanat merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bir yıl boyunca çok iş yapılmış, onlarca atölye düzenlenmiş, Türkiye'nin en iyi müzik eğitimcileri ile müzikseverler bir araya gelmiş. 10 kişiden fazla katılımcı alınmayan atölyelerde birer ikişer yer kalmış, kayıtları dolmak üzere. Eğitici seminerler- paneller düzenlenmiş. Bu senenin favorisi ise sohbet toplantıları olacak. Selim bu toplantıların müzikseverlerin moral değerlerini takviye edeceğine inanıyor: "İstanbul gibi müthiş bir şehirde yaşamak kolay değil. Özellikle gençler için kaliteli bir sığınağa ihtiyaç var.
Edindikleri bilgiyi paylaşabilecekleri ortamlar gerekli diye düşünüyorum. Kullanılmayan bilgi, bir süre sonra etkisini ve güzelliğini kaybeder.
Özellikle sanat çevresinde konuşmak, dinlemek, tartışmak, yeni tezler geliştirmek çok önemli. Bilgili insan hem sanattan ve müzikten daha çok keyif alıyor hem de şehrin stresini daha iyi yönetiyor. Bu nedenle geçen sene kafamıza koyduğumuz gibi Naima'da sadece müzik değil, insan hakları, politika, sağlıklı yaşam, arkeoloji, felsefe, sosyoloji gibi konularda haftanın belirli bir gününde sohbet toplantıları düzenleyeceğiz."

CAZLI STAND-UP
Selçuk cazı yaşamın içine iyice sokmaya kararlı. Önemli futbol karşılaşmalarının olduğu geceler ilginç bir yöntem geliştirmiş. İçki fiyatlarını indirmiş, caz kadar futbolu da sevenleri bir araya getirmiş. Maç keyfi bittikten sonra caz keyfi başlamış. Rakı-balık caz geceleri ayrı bir güzellik olmuş. Yeni favori ise stand-up komedi ve caz müziği. Selim Selçuk "Ben insanları eğlendirmesini, güldürmesini biliyorum," diyen herkese mikrofonu açmış. "Caz kulüplerini asık yüzlü olmakla suçlayanların, eştirenlerin elinden silahını almak istedim," diyor.
Bu cumartesi gecesi de Naima'da Comedy-Jazz var. Cazcı komedyenler sahne alırken Ayşe Gencer ve Bora Çeliker geceyi süsleyecek.
Pazar gecesi ise gitarda Simone Guiducci, vokalde Anne Maria Castelli dünya cazından örnekler sunacaklar.
Gördüğünüz gibi Selim Selçuk'un ilginç projeleri var. Hobileri arasında cazı birinci planda tutanlarla cazı ikinci planda tutanları kaynaştırmayı hedefliyor.
Selçuk projelerinden vazgeçmeyeceğini, bunun da 'cazın her hali' olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.
Ve klasik söylemi ile sohbetimizi noktalıyor: "Evet abi yani, 'İstanbul kültür başkenti,' diye atıp tutuyorlar, her şey dekor kardeşim ya. Ben dekor değil oyuncu olmak istiyorum. İstanbul'da dekor olmak istemeyenleri de birlikte olmaya çağırıyorum."
Haberin fotoğrafları