kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Perküsyon ve vokal sanatçısı Kaan Şolcum, bu iki av köpeğini Antalya'da kurtarmış.

Bütün sokak köpekleri dâhi

Neslihan TUNÇ
24.10.2008
Hayvanseverlerin hep emekli olmuş yaşlı teyzeler olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Genç ve yakışıklı perküsyoncu Kaan Şolcum, hayvanlar için yaptıklarıyla bütün önyargıları yıkıyor..
Nedendir bilinmez, sokak hayvanlarına sahip çıkanların büyük çoğunluğunu belli bir yaşın üzerindeki kadınlar oluşturur.
Eğitimli, kültürlü, emekli ve yalnız kadınlar arasından çıkar mahallenin kedici teyzesi... Siz hiç evinde 30 tane kedi besleyen ya da barınak barınak dolaşıp köpeklere yemek dağıtan yakışıklı, genç bir adam gördünüz mü? Siz görmemiş olabilirsiniz ve bu kulağa inanılmaz gelebilir, ancak böyle biri var. Ritim ve vokal sanatçısı Kaan Şolcum, 30 yaşında, yakışıklı ve gerçek bir hayvan hakları savunucusu. Uzun saçlı, sahnede çılgınca perküsyon çalan, aynı zamanda vokal yapan, insanlara interaktif müzik yaptıran bu genç adama baktığınızda, onun sokaklarda hayvan peşinde koşturabilen biri olduğu hiç aklınıza gelmiyor. Aynı zamanda YHS (www.yasamhakkinasaygi.com) gönüllüsü olan Şolcum, zaman zaman hayvanlar yararına ücretsiz konser verip, şovlar yapıyor. Ama bununla da kalmıyor, nerede karşısına bir muhtaç hayvan çıksa hemen ona sahip çıkıyor, onu tedavi ettiriyor ve sahiplendiriyor.
Bu nedenle YHS ekibi içindeki lakabı 'bulucu, bulan' anlamına gelen 'the finder' olmuş.
Kaan Şolcum en son yaşadığı kurtarma vakalarından biri şöyle anlatıyor: "Ankara'da sahne alıp Antalya'daki ritim festivaline yetişmek üzere yola çıkmışken, Burdur civarında sabaha karşı 04.00'te yaralı minik bir yavru buldum. Gece çalıştıktan sonra hemen yollara düşmüştüm. Ertesi gün tekrar üç günlük bir festival yapacak olmama karşın yavruyu orada bırakamadım. Hemen arkadaşları aradım. Neyse ki ertesi gün öğleye doğru imdadıma Antalya'dan bir hayvan korumacı yetişti ve yavrunun tedavisi için gönüllü oldu." Ancak hesapta olmayan bir durum ortaya çıkmış. Ritim festivalinin başlamasına çok az kala, tam yavruyu teslim etmek üzere yola çıkacakken karşısına bir de zayıflıktan ölmek üzere, her tarafını keneler sarmış bir av köpeği çıkmış bu kez. Kum kenesi denilen keneler tarafından adeta yenmiş bu av köpeğini de orada bırakamamış ve onu da tedavi için götürmüş. Av köpeği tedavi edildikten sonra sahiplendirilmiş.

GÖRÜNCE DAYANAMIYORUM
Kaan Şolcum; "Aciz bir hayvan gördüğümde, yaralı veya aç, gerçekten dayanamıyorum," diyor ve devam ediyor: "O öylesine çaresizken ben hiçbir şey olmamış gibi yoluma gidemiyorum. O kadar acı çekiyorlar ve o kadar sessizce, çaresizce yaşıyorlar ki...
Bir keresinde uyuzdan artık tek tüyü kalmamış bir köpek bulmuştum. Bir bacağı kırıktı ve kırık, yamuk kaynamıştı. Ayağın yere sürünen kısmında kocaman yara vardı. Zayıflıktan ölmek üzereydi. Nasıl bir acıdır, hayal edebiliyor musunuz? Bir de insanların tiksinmesini, itip kakmalarını ekleyin. Bir an için kendinizi onun yerine koyun, bir başınıza bu kocaman dünyada, sokaklarda, yaralı, aç susuz...
Yaklaşık üç ay baktım, tedavisi çok zaman aldı. İnanmayacaksınız ama sonunda saf kan golden retriever çıktı." Şolcum'un bulduğu hayvanlar kedi köpekle de sınırlı değil.
Geçtiğimiz sene iş için Bodrum'a giderken yolda asfalt kenarında ağır ağır yürüyen bir leylek görmüş ve hemen durup, korkusuzca leyleği kucağına almış ve her zaman yol üzerinde durdukları çay bahçesine götürmüş. Leyleğe su vermişler.
Kana kana su içen leyleği ertesi gün dönüşte almak üzere çay bahçesi sahiplerine emanet etmişler. İzmir'e dönerken leyleği alıp veteriner hekime göstereceklermiş. Tekrar çay bahçesine geldiklerinde ise leyleğin uçtuğunu öğrenmişler. Sıcaktan fenalaşan leylek meğer susuzluktan bitkin düşmüş.