kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ağustos 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

' Ergenekon sanıklarının cezai ehliyeti tartışılır

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Eski milletvekili, psikiyatri profesörü Mehmet Bekaroğlu: Ergenekon operasyonunu çok önemsiyorum ama bir ruh hekimi olarak Ergenekoncuları 'Cezai ehliyeti var mı' diye bana gönderseler düşünürüm. Çünkü rasyonel değiller..
Anayasa Mahkemesi'nin AKP'yi kapatmama kararı bir anda tüm Türkiye'yi rahatlattı. Ama karar ve Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın uyarı niteliğindeki konuşması hâlâ tartışılıyor. Karar Türk siyasetini nasıl etkileyecek? AKP bundan sonra nasıl bir siyaset izleyecek? AB reformlarını sürdürecek mi? Kapatmama kararı Ergenekon davasını nasıl etkiler? Tüm bunları daha önce milletvekilliği yaptığı iki parti; Refah Partisi ve Fazilet Partisi kapatılan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ile konuştuk. Bir dönem de Saadet Partisi'nde genel başkan yardımcısı olarak görev yapan Bekaroğlu, daha sonra Ertuğrul Günay'la birlikte Müslüman Sol diye bir girişim oluşturdu. Psikiyatri profesörü olan Bekaroğlu, insan haklarına yönelik çalışmalarıyla biliniyor. Bekaroğlu, özellikle cezaevlerindeki tecridin bitirilmesi için çok çaba sarf etti.

* Anayasa Mahkemesi'nin AKP'yi kapatmama kararı neleri değiştirdi? Hiçbir şeyi değiştirmedi. Ama kapatılsaydı Türkiye yeni sorunlarla karşı karşıya kalacaktı. Ekonomik sorunlar çıkabilirdi, siyasette kaos yaşanabilirdi, yeni parti kurulma süreci, milletvekili tırtıklamaları yaşanacaktı. Kapatılsaydı mağduriyetin oylanmasına devam edilecekti. 60 yıldır her seçimde Adnan Menderes'in idamı oylanır, bu sandığa bir şekilde yansıyor.

* Karar bir rahatlama yaratmadı mı? Yakın dönem için bir rahatlama söz konusu. Bu rahatlamanın ne anlama geldiğini de zaman geçince göreceğiz. Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte başlayan bir müdahale var. Askerin muhtırasıyla başladı, sonra yargı müdahalesine döndü. Anayasa Mahkemesi'nin kapatmama kararıyla bu müdahale tescillendi. AKP'ye, daha doğrusu Türk siyasetine yeni sınırlar çizildi. 82 Anayasası, seçimle iktidara gelen siyasi partilerin nasıl hareket edeceğinin sınırlarını çizmiştir. 27 Nisan muhtırasıyla başlayan süreçte, 367 kararı, türbanla ilgili değişikliğin iptali ve kapatılmama kararıyla kırmızı çizgiler iyice kalınlaştırıldı. Siyasete giydirilen gömlek yıkandı, kurutuldu ve şimdi de iyice daraltıldı. Böylece Türk siyaseti daha dar kalıpların içine hapsedildi. Bir de bunun perde arkası var.

* Nedir o? Kararın 6'ya 5 alınması, dört üyenin Hazine yardımının kesilmesini istemesi, bunlar retorik ve laf. "6 kişi böyle oy verdi, bir kişi daha olsaydı şöyle olurdu" gibi cümlelerin hiç önemi yok. Aslında tam bir siyasi mühendislik işi ortaya konuldu. Siyasetin yeni kalıpları belirlendi. Geri planı için bizim bildiğimiz iki olay var. Birincisi Dolmabahçe'de Yaşar Büyükanıt-Başbakan Erdoğan görüşmesi. İkincisi ise Genelkurmay Başkanı olacak olan İlker Başbuğ ile yine Erdoğan'ın görüşmesi. Bunlar çay sohbeti değil. AKP, kapatma davasına önce sert tepki verdi. Sonra geri çekildi. Ön savunmadan başlayarak da "Hatalarımızı, yanlışlarımızı gördük, bize yol verin Türkiye krize girmesin" dediler.

* Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın konuşmasına ne diyorsunuz? Tarihi bir konuşma yaptı. Sanırım kendi adına yaptı. Diğer üyelerin bu konuşmayı onaylayacağını zannetmiyorum. Mahkeme, Türk bürokrasisi ve yerleşik devlet iktidarı adına bir konuşma gibi gözüküyor.

* AKP bundan sonra nasıl bir siyaset izler? AB reformlarına sarılır mı? AKP'nin hâlâ Türkiye'yi değiştirecek ve dönüştürecek potansiyeli mevcut. Çünkü bir dinamizmi temsil ediyor. 1950'den başlayıp Türkiye'nin değişmesi dönüşmesi, modernleşmesi, ekonomisinin serbestleşmesi sonucunda kırsaldan kalkıp şehirlere gelen ve geldikçe pay, mevki, para isteyen bir kesimi temsil ediyor. Yeni gelenler, merkezi tutanlara karşı demokrasi ve serbestlik istiyor. Erdoğan, önüne konan kırmızı çizgilerin içinde kalırsa AKP, Adalet Partisi'ne dönüşür. Erdoğan da Demirel olur. Bu mümkündür. Öbür tarafta ise bambaşka bir şey yapma ve bambaşka bir şey olma şansı var.

* Neleri yapabilir? Yeni anayasaya yönelirse müthiş destek alır. Türkiye'nin ciddi ve radikal bir demokrasi projesine ihtiyacı var; siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilebilir. Bir demokrasi atılımı yapabilir. Anayasa Mahkemesi'nin yeni tanımlamasıyla siyasetin nefes alması mümkün değil. Siyasetin derin nefes alıp, giydirilen gömleği yırtması gerekiyor. Bunun yolu yeni bir anayasa. Erdoğan bu atılımı yaparsa büyük iz bırakır. Yoksa kendisinden istenen şekilde Demirelleşecek.

* Demirelleşmek derken?.. Süleyman Demirel, Menderes'in idamına tepki olarak geldi. Ama her darbe ve müdahalede şapkasını alıp gidişinin dönüşünde farklı bir Demirel oldu. En son Cumhurbaşkanı Demirel'i gördük. Kendisini deviren 12 Mart müdahalesinin kurduğu hükümete güvenoyu veren insandır. Türk sağcılığının zirvesidir. Türk sağcılığı özel bir şeydir, temel özelliği oportünizmdir. Gerçeğin kenarında dolaşır. Erdoğan'a "Demirel ol" deniliyor. Ama diğer taraftan Özal'ı aşacak şekilde demokrasi kahramanı olma şansı bile var.