kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Erdoğan: Ege bir barış denizi olacak

Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'e başbaşa ve heyetler arası görüşmelerde Ege'nin bir ''barış denizi'' olması konusunda ısrarlı vurgularda bulunduklarını ve Ege'nin iki yakasındaki ülkeler arasında işbirliğinin ve bir dayanışmanın olması sürecinin başlamasının isabetli olduğu yönündeki adımların üzerinde durduklarını belirterek, ''Önümüzdeki dönemi bir fırsatlar penceresi olarak görmek istiyoruz. Gerek siyasi, gerek askeri, gerek ekonomik, gerek ticari, gerek kültürel alanda bu sürecin gerçekleşeceğine inanıyorum'' dedi.

2008 yılının Kıbrıs sorunu açısından da önem taşıdığına inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''özellikle anavatan ve garantör ülkeler olarak Güney Kıbrıs'ta yapılacak seçimlerden sonra atılacak adımlardan sonra müzakerelerin başlamasının önem taşıdığını düşünüyoruz'' diye konuştu.

''Azınlıkların, iki ülke arasındaki en önemli köprü'' olduğuna dikkati çeken Erdoğan, azınlıkların sorunlarını çözme hususunda da mutabakatın büyük ölçüde bulunduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Erdoğan, basın toplantısında, Karamanlis'in 49 yıl aradan sonra Türkiye'ye gelen ilk Yunanistan Başbakanı olduğunun altını çizmek istediğini söyledi. ''İnanıyorum ki liderler siyasette olumsuzluk üzerine kurulmuş bazı tabuları yıkmak suretiyle büyürler'' diyen Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasında 1999 yılından bu yana gerçekleşen diyaloğa dikkati çekti. Bu diyaloğun son 5 yılda adeta bir zirve yapma noktasına geldiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''İnanıyorum ki 2008 yılı bu noktada ülkelerimiz arasında arasındaki ilişkilere yeni imkanlar sunacaktır. Önümüzdeki dönemi bir fırsatlar penceresi olarak görmek istiyoruz. Gerek siyasi alanda, gerek askeri alanda, gerek ekonomik, gerek ticari alanda, gerek kültürel alanda bu sürecin gerçekleşeceğine inanıyorum. 2008 yılının Kıbrıs sorunu açısından da önem taşıdığına inanıyorum. Özellikle Anavatan ve garantör ülkeler olarak Güney Kıbrıs'ta yapılacak seçimlerden sonra atılacak adımlardan sonra müzakerelerin başlamasının önem taşıdığını düşünüyoruz. Değerli dostum Kostas ve Dışişleri Bakanı Sayın Bakoyanni ile şahsım ve Dışişleri Bakanımız ikili görüşmeler yaptık. Ardından da heyetler arası görüşmeleri yaptık. Ülkelerimizi ilgilendiren önemli konular üzerinde gerek ülkeler arası, gerekse bölgesel konular üzerinde bir düşünce teatisinde bulunduk. Özellikle Ege'nin bir barış denizi olması konusunda ısrarlı vurgularımızı yaptık. Ege'nin iki yakasındaki ülkeler arasında işbirliğinin ve bir dayanışmanın olması sürecinin başlamasının isabetli olduğu yönündeki adımların üzerinde durduk. Ülkelerin birbirleri için tehdit oluşturduğu bir dünya küresel barışa hizmet etmez. Barışın olmadığı bir dünya insanlığa hizmet getirmez. Onun için sorunlu alanları süratle tasfiye etmenin gayreti içinde olmak inanıyorum ki insanlığın huzuruna hizmet etmenin adı olacaktır. Sorunsuz alanlarda hızla mesafe almamız lazım. Diğer yandan da sorunlarımızı çözmemiz gerekir. Şu anda devam etmekte olan, özellikle Ege sorununa yönelik görüşmelerin hızlanarak sonuç almaya yönelik devam etmesi, üzerinde her iki başbakanın durduğu ve ortak bir kanaate vardığı noktadır.''

AB DESTEĞİNE TEŞEKKÜR

İki ülke arasında 24 adet güven arttırıcı önlem bulunduğunu ve bunun hızla netice almaya yönelik adımların somut bir göstergesi olduğunu belirten Erdoğan, 33 anlaşma ve protokolün de ikili işbirliğinin zeminini teşkil ettiğini anlattı. Başbakan Erdoğan, ekonomi, ticaret, enerji gibi konularda atılan adımların bunun en net göstergesi olduğunu dile getirdi.

18 Kasım 2007 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında doğal gaz konusunda önemli bir adım atıldığını hatırlatan Erdoğan, bunun da iki ülke arasındaki işbirliğinin bir barış projesi olarak en önemli adımlarından biri olduğunu söyledi.

Bu işbirliğinin sadece Türkiye ve Yunanistan'ı değil, bölge ve Avrupa ile olan bağı da ilgilendirdiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Yunanistan'ın, ülkemizin AB üyelik sürecine verdiği desteği burada ifade etmeden geçemeyeceğim. 5 yıllık dönem içerisinde sürekli desteklerini yanımızda bulduk. Bundan dolayı kendilerine ülkem ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Bu, zor dönemlerde kendini gösteren bir destektir. Sayın Karamanlis'in ziyareti sebebiyle İstanbul'da Cuma günü iş konseyini toplayacağız. Bu bir Türk-Yunan İş Forumu olacak. Ve özel sektörlerimizin bir kez daha bir araya geldiği bu foruma bizler de katılmak suretiyle katılımcılara hitap etme fırsatını bulacağız. Bir diğer önemli konu, özellikle biz şuna inanıyoruz; Azınlıklar, ülkelerimiz arasındaki en önemli köprüdür. Azınlıklarımızın ve azınlıkların sorunlarını çözme hususunda da mutabakatımız büyük ölçüde mevcuttur. Bunu Dışişleri Bakanlarımız daha yoğun bir şekilde çalışarak bu sorunları hızla çözmenin adımlarını atacaklar. Gerek Türkiye'deki, gerek Batı Trakya'daki bu sorunları azalttıkça inanıyorum ki aramızdaki bu köprü çok daha güçlü hale gelecektir.''

Türkiye ve Yunanistan'ın terörle mücadelede de dayanışma içerisinde ortak çalışmalar yaptıklarını belirten Erdoğan, iki ülkenin de terörle mücadele etmede kararlı olduklarını bildirdi.

Erdoğan, bu ilişkilerin dostluk ve komşuluk bağlarını kuvvetlendirerek ve alınan mesafeyi çok daha güçlü kılarak, iki ülkenin bölge barışına katkı yönünde çok büyük hizmet göreceklerini de dile getirdi.Başbakan Erdoğan, ziyaretin Türkiye ve Yunanistan için birlik, beraberlik ve dayanışmaya vesile olması dileklerinde bulundu. Başbakan Erdoğan, sözlerini Yunanca Efharitopara Poli (Çok teşekkür ederim) sözleriyle bitirdi.

Erdoğan ve Karamanlis, basın toplantısının ardından Başbakanlık Merkez Bina'dan aynı makam aracıyla ayrılarak Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti.

Erdoğan, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, ''Derdimiz şüphesiz ki Kıbrıs'ta, masada müzakerelerle, bu sorunu çözebilmektir. Garantör ülkeler, bunu teşvik edeceğiz. Ve masalarda müzakerelerle bu işi neticeye kavuşturmak gerek'' dedi.

Erdoğan, ''ekümeniklik'' konusunun aslında ''Hristiyan-Ortadoks dünyasının kendi iç sorunu'' olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından yaptığı açıklama sonrasında, soruları yanıtlarken, kıta sahanlığı konusunun görüşmelerde ele alınıp alınmadığına yönelik bir soru üzerine, şunları söyledi: ''Özellikle kıta sahanlığı konusuyla alakalı şu ana kadar 37 toplantı yapılmış vaziyette, son toplantı İstanbul'da yapıldı, 38. toplantı Atina'da yapılacak. Bunları bürokrat kadrolarımız karşılıklı olarak görüşmek suretiyle devam ettiriyor. Amaç, kıta sahanlığı ile ilgili konuda adil bir çözüme ulaşılmasıdır, kapsamlı ve kapsayıcı bir çözüme ulaşmaktır. Görüşmelerin bu denli sürmesi, bu arayıştan kaynaklanmaktadır. Bundan sonraki süreçte, gerek Dışişileri Bakanlarımızın teşvikiyle gerekse Başbakanlar olarak bizlerin de gayretiyle çok daha kısa zamanda bu işi neticelendirme gayretimiz var. Temennimiz odur ki bir an önce bunu da çözüme kavuşturmak suretiyle halklarımızın önüne sürekli olarak getirilen bu tür olumsuzluklardan en önemlisi diyebileceğimiz bir konu gündemden kalkmış olacak.''

''NE YAZIK Kİ BAŞARAMADIK''

Kıbrıs sorununa ilişkin bir soruya Erdoğan şu yanıtı verdi: ''Güney Kıbrıs'la alakalı 8 Şubat'ta yapılacak olan seçimler ve bu seçimlerden sonraki süreç, önem arz ediyor. Özellikle ben, değerli dostum, meslektaşım Kostas'dan burada bir gayret bekliyorum. O da müzakerelerin yeniden başlatılmasına yönelik bir adımın atılmasıdır. Tabii bu Birleşmiş Milletler zeminidir. Bu konu, lokal bir konu değildir. BM Sayın Annan'la bu konuda bir adım atmıştı. Annan Planı bunu çözmeye yönelik bir adımdır. Ve birlikte değerli dostumla (Kostas Karamanlis ile) ve ekibiyle İsviçre'nin Bürgenstock kentinde günlerce birlikte çalıştık. Orada referandumun imzaları atıldı. 24 Nisan'da bir referandum yapıldı. Kuzey, bu referanduma 'evet' dedi. Güney 'hayır' dedi. Aslında bu referandumla ilgili paket, sözleşme metni de diyebiliriz, buradaki geleceği kuşatacak bir adımın da altyapısını oluşturuyor. Ne yazık ki bunu başaramadık. Ve süreç aynı şekilde devam ediyor. Artık Annan Planı devreden çıkmış durumda, ama esası, ruhu aynen korunabilir. Derdimiz şüphesiz ki Kıbrıs'ta, masada müzakerelerle bu sorunu çözebilmektir. Garantör ülkeler, bunu teşvik edeceğiz. Ve masalarda müzakerelerle bu işi neticeye kavuşturmak gerek. Adil, kapsamlı, kalıcı bir neticeye ulaşabilmek için...''

RUHBAN OKULU

''Ruhban okulu ve patrikhane konusunda Türkiye'nin görüşleri nedir?'' sorusuna ise Başbakan Erdoğan şu yanıtı verdi: ''Patrikhane konusunda şu ana kadar gösterdiğimiz ilgi, alaka ortadadır. Bizler bu konuda elimizden gelen bütün kolaylığı göstermekteyiz. Aslında Ekümeniklik konusu Hristiyan-Ortodoks Dünyasının kendi iç sorunudur. Ve seçimlerine varıncaya kadar Türkiye'nin şu ana kadar takındığı tavır, olumlu yaklaşım ortadadır.

Ruhban Okulu konusunda, 1972 yılına kadar vardı, 1972'den sonra alınmış bir kararla kapatılmıştır. Bizler şu anda bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyoruz, konuyu değerlendiriyoruz ve bu konuyu değerlendirmek suretiyle kararımızı bundan sonra vereceğiz.''

''MERAK ETMEYİN 49 YIL SÜRMEZ''


Konuşmaların ardından, Erdoğan ve Kostas Karamanlis basına görüntü verdi.

Gazetecilerin görüntü için ayağa kalkanları uyarmaları üzerine, Erdoğan, ''Merak etmeyin 49 yıl sürmez, öyle temenni ediyorum'' şeklinde espri yaptı.

Erdoğan ve Karamanlis başbakanlıktan aynı araçla ayrıldılar.

(AA)