kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Küçük Mustafa Kemal'ler ve Ergenekon

Filmi, geriye, Danıştay saldırısına doğru saralım. (17 Mayıs 2006) Saldırıdan sonra, Alparslan Aslan yakalanmış ve olay, Danıştay'ın daha önce aldığı türban aleyhtarı kararla ilişkilendirilmişti.
Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesinde, hükûmet üyeleri yuhalanmış, "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganları atılmıştı. Hadiseler bu noktada durmadı, 13 Haziran 2007'de, Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan baskında, 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler ele geçirildi. Bu bir dönüm noktasıydı . Cephane, emekli astsubay Oktay Yıldırım'a aitti. Yıldırım ise, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in yakınıydı. Muzaffer Tekin, Danıştay saldırısında da gözaltına alınmış ama, polis tarafından sorgulanmasını önlemek için intihar girişiminde bulunmuştu. O tarihte mahkeme, Muzaffer Tekin'i serbest bırakmış, polis izlemeyi sürdürdüğü için, sonuçta, Ümraniye'deki gecekonduda, gizli cephane ele geçirilmişti. Kutu içinde bulunması gereken 30 bombadan üçünün eksik olduğu ve 5 Mayıs 2006'da Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıda kullanıldığı anlaşıldı. Cumhuriyet'e el bombası atanla, Danıştay baskınını gerçekleştiren kişinin Alparslan Aslan olması yüzünden, bu iki olay arasında irtibat kuruldu. O günden beri, Muzaffer Tekin cezaevinde. Ama anlaşılıyor ki, operasyon daha derinlere doğru devam ettirilmiş.
Emekli Tümgeneral Veli Küçük ismi, 1996'dan beri gündemdeydi. Susurluk'ta ölen Abdullah Çatlı'yla ilişkisi olduğu telefon kayıtlarıyla ortaya çıkmıştı. Veli Küçük'ün, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ile fotoğrafları medyaya yansıdı. Küçük, İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Azerbaycan kongresinde de, Alparslan Aslan'la aynı fotoğraf karesinde görüntülenmişti.
Yıllardır Ergenekon yapılanmasından söz ediliyor. Emekli veya muvazzaf bazı askerlerle, birtakım sivillerin işbirliği yaparak, vatanı kurtarmaya soyundukları iddiası var. Çok sayıda Kuvayı Milliye Derneği'nin kurulması, "1923'ten bu yana Türkiye'nin, bu kadar büyük tehdit, risk ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmadığının" çeşitli zeminlerde, üstelik Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından bile ifade edilmesi, kimilerinin bir arayış içinde olduğu izlenimini yaratıyordu.
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; bulunur kurtaracak bahtı kara maderini..." Küçük Mustafa Kemal'ler göreve hazırdı!
Vatanı kurtarabilmek için, elbette önce istikrarsızlaştıracaksınız. Terör eylemleri giderek bir anarşi ortamına dönüşecek; rahipler öldürülecek; McDonald's'da bir bomba patlatılacak; Cumhuriyet ve Danıştay'da gördüğümüz gibi, "Atatürkçü ve laik" kuruluşlara saldırıda bulunulacak; aydınların 301'den yargılandığı mahkemelere Kemal Kerinçsiz gibiler gidip, "Türklüğe hakaret eden eller kırılacak" diye bağıracak. Ergun Poyraz isimli provokatörler, belgelerle beslenerek, AK Parti ileri gelenlerine belden aşağı vuracak.
Amaç, ülkede kargaşa yaratmak ve neticede askermüdahaleye zemin hazırlamaktı. 22 Temmuz seçimleri öncesinde, "Çok sayıda cinayet işlenecek, kan akacak" iddialarının arkasında da herhalde Ergenekon'a duyulan güven yatıyordu.
Veli Küçük'ün ismi, Susurluk'tan beri gündemde. Tabular yıkılıyor mu?