kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Aralık 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Pakistan kaosa mı sürükleniyor? YORUMLAR

Yeni Haber
Pakistan'ın eski Başbakanı, muhalif lider Benazir Butto'nun dün Ravalpindi'deki intihar saldırısında yaşamını yitirmesi ülkede gerilimin artabileceği, seçim sürecinin bu olaydan etkilenebileceği ve ülkedeki kaotik durumun bölgeye de sıçrayabileceği yorumlarının yapılmasına neden oldu.

Uzmanlar, Butto suikastıyla Pakistan'da demokratik sürecin büyük bir yara aldığı, 8 ocakta yapılması muhtemel genel seçimlerin ertelenebileceği görüşünde birleşiyor ve ülkenin bir kaosa sürüklenebileceği kaygısında birleşiyorlar. Bu istikrarsızlığın önlenebilmesi için de uluslararası toplumun Pakistan'ın demokratikleşme sürecine vereceği desteğin hayati önem taşıdığı düşünülüyor.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, "demokrasi şehidi" olarak nitelediği Butto'nun öldürülmesini, Pakistan'ın iç politikasına ve demokratikleşme sürecine vurulan çok büyük bir darbe olduğunu söyledi.

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) uzmanı Gökçen Oğan da, bu ülkede demokratikleşme sürecinin çok ağır işlediğini ve bundan sonra bu tür suikastların öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı döneminden söz edilebileceğini belirtti.

Global Strateji Enstitüsü uzmanı Oğuzhan Mutluer de, radikal dinci grupların istediğinin, ülkedeki karışıklıkları artırmak olduğunu ve onu da başardıklarını ifade ederek, "Karışıklıklar sonucunda demokratik süreci engellemek onlar için önemli bir hedef olarak gözüküyordu. Seçimin ertelenmesi onların hedefine ulaşması anlamına geliyor" dedi.

PROF. DR. BAĞCI

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Pakistan'ın radikal dinci gruplara karşı kaybedilmemesi ve demokratik yapılanma sürecini devam ettirmesi ve bu süreçte geri adım atmaması gerektiğini söylerken, "Afganistan ve İran'ın komşusu olan Pakistan'ın kaybedilmesi durumunda, radikal İslamcılar şimdi ve geleceğe yönelik olarak büyük oranda bütün bu bölgedeki demokratikleşme hareketlerini engelleyecek bir güce sahip olabilirler" dedi.

Pakistan'ın radikal dinci İslamcı akımların eline geçmesinin İran'ın da işine gelmeyeceğini belirten Prof. Dr. Bağcı, ortaya ilginç bir işbirliğinin çıkabileceğini, ABD, Pakistan ve İran'ın demokratikleşme sürecinde birlikte hareket edebileceklerini kaydetti.İslam dünyasının demokratikleşmesi gayretlerinin verildiği bu yüzyılda Pakistan'ın, Batı toplumunun işbirliği yaptığı bir ülke olarak kalmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Prof. Dr.Bağcı, "Pakistan'ın, Türkiye başta olmak üzere tüm demokratik ülkeler tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Bağcı, Pakistan'da gelecek günlerde bir iç huzursuzluk ve istikrarsızlığın görülebileceğine ve seçimlerin iptal edilmesi tehlikesinin de bulunduğuna işaret ederek, bu ülkenin, radikal İslami hareketlere karşı hem teknolojik hem siyasi anlamda daha sert bir tavır takınacağını düşündüğünü sözlerine ekledi.

ASAM UZMANI OĞAN


ASAM uzmanı Gökçen Oğan da, yaptığı değerlendirmede, Butto suikastına giden sürecin, Müşerref'in iktidara gelmesi ve son bir yıl içindeki icraatlarının sonucu ortaya çıkmış bir süreç olarak değerlendirilebileceğini belirtti.

Müşerref'in dolaylı yoldan bu suikastın sorumlusu olduğu yönündeki bazı iddialarda haklılık payı bulunabileceğini söyleyen Oğan, Müşerref'in iktidara geldiği zaman en önemli amacının radikal dinci gruplarla mücadele etmek olduğunu, ancak "Lal Mescidi baskınıyla Müşerref'in bu konuda çok da başarısız olduğunun ortaya çıktığını" söyledi.Pakistan'da olağanüstü hal ilan edilmesine en büyük tepkiyi Benazir Butto'nun gösterdiğini de hatırlatan Oğan, Butto'nun ülkesine dönerken hem iç kamuoyunun, hem de dış kamuoyunun desteğini aldığını ve siyasi popülaritesinin de son derece yüksek olduğunu kaydetti.

Oğan, Butto'nun, hedef olma noktasında da önemli bir simge haline geldiğini belirterek, şunları söyledi:''Birincisi radikal dinci gruplar tarafından Amerikan ajanı olarak adlandırılıyordu. İkincisi bir kadın siyasetçinin böylesine önemli bir pozisyona gelmesi radikal dinci akımlar ve gruplar tarafından tepkiyle karşılanmış bir durumdu. Diğer taraftan Butto'yu en önemli hedef yapan neden, Butto'nun laik demokrasinin savunuculuğuna soyunmuş olmasıydı."

"Suikast sonrasında Pakistan konusunda iyimser olamayacağımı söylemem lazım" diye konuşan Oğan, bundan sonra halk üzerinde etkili olabilecek siyasi figürlerin attığı her adımın büyük önem taşıyacağının altını çizdi.

Diğer muhalefet lideri Navaz Şerif'in "suikasttan doğrudan Müşerref'i sorumlu tutmasının son derece sıkıntılı bir sürecin başladığının göstergesi" olduğunu savunan Oğan, "Çünkü Müşerref gerçekten dolaylı yoldan bu işin sorumlusu koltuğuna oturtulmuş görünüyor. Eğer kaos devam ederse bu sadece Pakistan sınırları içinde değil, aynı zamanda bölge için de son derece büyük bir tehdit oluşturacak" diye konuştu.

Pakistan'da seçimlerin ertelenmesinin de "muhtemel" olduğunu kaydeden Oğan, kaos ortamı devam ederse seçimlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Oğan, "Şunun da hatırlatılması lazım, Butto'nun ısrar ettiği noktalardan bir tanesi seçimlerin gerçekleştirilmesi ve halkın iradesinin parlamentoya yansımasıydı" dedi.

Pakistan Halk Partisinin yeni bir lider çıkarması söz konusu olursa en güçlü adaylardan birinin Butto'nun eşi Asıf Ali Zerdari olduğunu söyleyen Oğan, "Bu bölge ülkelerinde siyasi partilerin örgütlenmesi lider merkezli. Alt kadroları itibariyle çok da etkili olmayan siyasi figürlerle dolu. Bu kapsamda Benazir Butto'ya daha yakın bir ismin liderlik koltuğuna oturması muhtemel" diye konuştu.

GLOBAL STRATEJİ ENSTİTÜSÜ UZMANI MUTLUER

Global Strateji Enstitüsü uzmanı Oğuzhan Mutluer, suikasta kurban giden Pakistan'ın eski başbakanı Benazir Butto'nun, hem Batı'dan aldığı destek, hem laik olması ve hem de çağdaş bir Pakistan'ı savunmasının radikal dinciler tarafından kendisini önemli bir hedef haline getirdiğini söyledi.

Mutluer, Butto'nun, dinci grupların önemli bir aktör olduğu Pakistan siyasetinin içinde hem sivil hem laik hem çağdaş bir Pakistan'ı savunması açısından, hem Batılı güçler hem de Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ile birlikte, radikal dinci gruplara karşı mücadelede işbirliğinde görev yapabilecek önemli bir şahsiyet olduğunu belirtti.

Butto'nun ölümünü, aldığı tehditlere ve ülkedeki şiddet olaylarına rağmen "büyük bir şok" olarak niteleyen Mutluer, "Butto'nun kimliği önemli. Butto, Pakistan siyasetine monte edilmek istenen bir laik liderdi. Müşerref ile işbirliği yapıp radikal dinci gruplara karşı görev yapabilecek bir liderdi, büyük ihtimalle seçimleri de kazanabilirdi. Son kamuoyu yoklamaları onu gösteriyordu" diye konuştu. Mutluer, Müşerref'in, Butto'nun öldürülmesini yaklaşan genel seçimleri iptal etmek için kullanabileceğini de kaydetti. Radikal dinci grupların istediğinin, ülkedeki karışıklıkları artırmak olduğunu ve onu da başardıklarını ifade eden Mutluer, "Karışıklıklar sonucunda demokratik süreci engellemek onlar için önemli bir hedef olarak gözüküyordu. Seçimin ertelenmesi onların hedefine ulaşması anlamına geliyor" dedi.

AA