kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Aralık 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Demokrasi ve şiddet

Amerika'da Başkan Kennedy ve kardeşi Robert'in suikastlerinin ardından şiddetin ülke içi politikada kullanım yolu tarihe karıştı.
Suikastlerin yaygın bir yöntem olarak kullanıldığı Amerika, 1960'lardan bu yana siyaseti kansız yürütüyor.
Batı'da 50 yılı aşkın bir süredir siyaset, tamamiyle temiz olmasa bile şiddetin kendine yer bulamadığı yöntemlerle yoluna devam ediyor.
Demokrasi kültürü tüm dünyada giderek yaygınlaşır ve daha fazla ülke liderlerini sandık aracılığıyla seçme yoluna giderken, dünyanın birçok ülkesinde bu kültürün tam olarak yerleştiğini söylemek mümkün değil.
Çünkü birey hakkı, mülkiyet hakkı, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı gibi kavramlarla desteklenmeyen demokrasilerin bir ayağı hep sakat kalıyor.
İşte Pakistan'da yaşananlar.
Benazir Butto'ya düzenlenen alçak saldırı, Ortadoğu ve Asya'da şiddetin siyasetteki rolünün devam ettiğini gösteriyor.
Eski bir İngiliz sömürgesi olan Pakistan hukuk düzeni benzeri birçok ülkeden daha güçlü ve sağlıklı.
Soğuk Savaş yıllarında komünizme karşı bir kale olarak görülen Pakistan'da ordu, Amerikan desteğiyle yönetime sık sık el koyabildi.
Bu açıdan Türkiye'ye benzer bir geleneği vardı denilebilir.
Ancak
Türkiye hızlı sanayileşme ve Avrupa Birliği çıpası ve laik eğitim sistemi sayesinde demokrasisinin altyapısını güçlendirirken Pakistan, Afganistan savaşlarının da etkisiyle darbelerle haşır neşir olmaya devam etti.
Aşiretlere dayanan toplum yapısı, birey hak ve özgürlüklerinin kısıtlı oluşu, şiddete elverişli bir zemin hazırladı.
Türkiye hızlı bir değişim süreciyle dışa açılırken Pakistan inanılmaz bir biçimde içe kapandı.
Ülkeye gelen insanların büyük bölümünü uluslararası ajanlar ve fanatik eylemciler oluşturdu.
Medreseye dayanan eğitim sistemi, minik zihinlerin zehirlenmesine fırsat tanıyan bir ortam yarattı.
Sonuç itibariyle ülke sürekli gerilim içinde yaşayan, birbiriyle çatışan bir yapıya dönüştü.
Bu kanlı saldırının Pakistan'ın geleceğini daha karanlık bir yola sokması kaçınılmaz.
Dost ve kardeş bildiğimiz bu ülkedeki gelişmeleri endişeyle izlerken, kendi demokrasimizin kıymetini bir kez daha anlamamız gerekir diye düşünüyorum.