Butto suikastine Türkiye'den tepkiler

Pakistan'ın eski başbakanlarından Benazir Butto'nun öldürülmesi dünyada ve Türkiye'de tepkiyle karşılandı. Butto'yu tanıyan ve Pakistan'ın politik durumunu yakından takip eden siyasiler ve diplomatlar, Butto'ya yönelik suikast ile bölgeye demokrasinin girişinin engellendiği görüşünde birleşti.

Türkiye'de önemli görevler üstlenmiş olan siyasiler ve diplomatların Butto'nun ölümü ve Pakistan'ı bekleyen sürece yönelik şu görüşleri dile getirdi:

Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) Genel Başkanı Murat Karayalçın: "Butto, İslam dünyasının ilk kadın başbakanıydı. İyi yetişmiş, inanmış bir siyasetçiydi. Kendisini Çiller'in Başbakanlığı döneminde Türkiye'ye ziyareti çerçevesinde tanıma imkanı bulmuştum. Etkileyici bir kişilik olarak Pakistan'ın geride bıraktığımız döneminde önemli görevler üstlendi, ülkenin içine girdiği yeni dönemde de büyük misyonlara sahip çıkacaktı.

Pakistan'ın yer aldığı kıtada benzer cinayetler daha önce de yaşandı. Pakistan'ın yanı sıra Bangladeş, Sri lanka, Seylan ve Hindistan'da ölümleri gördük, yaşadık. Kadın ve erkek siyasiler cinayete kurban gitti. Kötü kıta nitelendirmesinden kaçınmak istiyorum."

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen: "Benazir Butto, sadece kadın olduğu için değil, aynı zamanda demokrat ve çağdaş düşünceyi yerleştirmek bakımından önemliydi. Butto Suikastında başarılı olanlar onun şahsında çağdaşlığı, demokrasiyi kaldırmak istiyordu.

Bugün itibariyle Pakistan'daki gelişmeleri Afganistan'dan bağımsız düşünemiyoruz. Afganistan'a dışarıdan yapılan saldırılarda Pakistan üs olarak kullanıldı. Afganistan'ı hedef alan güçler Pakistan'da kendilerine zemin buldu. Bu güçler ışığında temellenen radikalizm de çağdaş düşünce ve demokratik değerlerle bağdaşmıyordu.

Radikal İslamcı çevreler, Butto'yu kendilerinin önünde bir engel olarak gördüler, iktidara gelmesinden korkarak telaşa kapıldılar ve onu tasfiye etme yoluna gittiler."

22'nci Dönem Hatay Milletvekili ve Pakistan Eski Büyükelçisi İnal Batu: "Butto'yla Pakistan'da Büyükelçilik yaptığım dönemde tanışma imkanı buldum. Ülke olarak gerçek bir dostumuzu kaybettik. İslam alemi için önemli bir şahsiyetti.

Pakistan'ın bünyesinden kaynaklanan zorluklar var. Ülke etnik çatışmaların, mezhep kavgalarının odağında yer almış,Afganistan gibi büyük bir düşmanın komşusuydu. ABD'nin Afganistan'a müdahalesi sırasında Pakistan'ı kullanması büyük bir talihsizlikti.

Pakistan'da benim bulunduğum dönemde bu kadar terör ve anarşi mevcut değildi çünkü İkiz Kuleler yoktu, ABD'nin Afganistan'a saldırısı yoktu, Usame Bin Ladin ve Taliban yoktu.

Butto'nun başını derde sokan eşinin yolsuzlukları, erkek kardeşlerinin yaşantıları ve usulsüzlükleri oldu. Kısacası Benazir Butto, ailesinin kurbanı olması yerleşik bir lider konumuna gelebilirdi.

Pakistan zor koşulların yaşandığı bir ülke olagelmiştir. Bölge için dönüm noktası Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgaliyle ABD'nin Suudi Arabistan ve Pakistan'ı yanına alarak örtülü bir savaşa girmesi, Taliban'ı kullanmasıdır. Bu gelişmelerle Pakistan bir günahı olmadığı halde çatışmalara sürüklendi. 6 milyon mülteci ülkeye geldi ve siyasi, sosyal ve ekonomik olarak istikrarsızlığa yol açtı.

Butto, sürgünün ardından ülkeye geldi, ancak kısa vadede yapabileceği bir değişiklik yoktu. Olsa olsa iktidarı askeri yönetimle paylaşacaktı, yarı demokratik, yarı laik bir sistemde önemli görevler üstlenecekti. Demokrasi, 20-30 yıl sonra gelebilirdi ancak süreç suikastla kesildi. Bundan sonra seçimler ertelenecek ya da anlamını yitirecektir. Sıkı yönetim ilan edilebilir, Batı Müşerref'e destek verebilir ya da yeni bir lider yaratabilir.

Butto'yu öldürenler belki de Radikal İslamcılardır ancak cinayeti işleyenlerin ardındakileri bilemeyeceğiz. Ziya Ül Hak cinayeti gibi karanlıkta kalacak bir suikast olacak. Bu doğrultuda Pakistan'ın da geleceğini karanlık görüyorum.

CİHAN