kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Nakit bulmanın püf noktaları

Yeni Haber
Bankaların özendirmesi ve bilinçsiz bir şekilde kredi kartı ve tüketici kredisi kullanımı yüzünden 100 milyar YTL'ye yakın borçla karşı karşıya kalan ve çeşitli nedenlerle nakit paraya gereksinim duyan yurttaşlarla bazı işletmeler, nakit yaratabilmek için finans uzmanlarına taş çıkaracak yöntemler buldular.

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) belirlemelerine göre yurttaşlar, borç ödemeleri ve nakit açısından biraz rahat nefes alabilmek amacıyla buldukları çeşitli yöntemleri, son aylarda yoğun olarak kullanıyorlar. Bankaların kolay kredi kartı vermesi ve uzun vadeli taksit olanakları da yurttaşların yeni yöntemler geliştirmesine yardımcı oluyor.

VADELİ ALTIN ALIMI

Bu yöntemler arasında en yaygın kullanılanının kredi kartıyla vadeli olarak altın alım-satımı olduğu belirlendi. Bu yöntemde, kredi kartı borcu yüzünden tüketici kredisi alamayan, kredi kartı borcunu ödeyebilmek için nakit paraya gereksinim duyan yurttaşlar kuyumculardan 12 aya kadar vadeli altın alıp, bunu daha düşük bir fiyattan satarak nakit gereksinimini karşılıyorlar.

22 ayar altın bileziğin gramını 30 YTL'den satan kuyumcular kredi kartıyla 12 ay vadeli olarak altın alınmak istendiğinde, bu fiyata kartın bankasına göre değişen yüzde 1519 arasında banka komisyonu ekliyor. Dolayısıyla 300 bin YTL olan 10 gramlık bir bileziği vatandaş kredi kartına 12 taksitle 345357 YTL arasında bir bedelle satın alıyor. Vatandaş aynı bileziği kuyumcuya geri satmak istediğinde kuyumcu gramına 27,2 YTL fiyat uyguluyor. Dolayısıyla vatandaş söz konusu bileziği 272 YTL'den kuyumcuya satabiliyor. Bu işlemden 7385 YTL arasında zarar eden vatandaş, altını taksitli alıp peşin satarak yaptığı bu işlem nedeniyle yıllık yüzde 26,831,3 oranları arasında bir faiz üstleniyor.

Türkiye'deki bankaların büyük çoğunluğu kredi kartı alacaklarına, aylık olarak 5,55 düzeyinde faiz uyguluyorlar. Bu faizin yıllık bileşiği ise yüzde 91,2'ye denk geliyor. Bankalar kredi kartı alacaklarına aylık gecikme faizi olarak ise yüzde 6,20 oranını uyguluyor. Bunun yıllık bileşik faizi de yüzde 105,8'i buluyor.

Kredi kartıyla 12 ay vadeli altın alım satımıyla yüzde 26,831,3 oranları arasında bir maliyet yüklenen tüketiciler, bankanın normal ödemeye göre yüzde 91,3, gecikme halinde ise yüzde 106'ya yaklaşan faizinden daha düşük bir maliyet üstleniyorlar.

VADELİ SATIŞ YÖNTEMİ

Daha çok cep telefonu ve benzeri eşya satan işyerleri aracılığıyla ve yine kredi kartı kullanılarak nakit gereksinimini karşılama uygulaması da yaygın bulunuyor. Bu yöntemde de işyerleri, nakit paraya ihtiyacı olan kredi kartı sahibine vadeli satış yapmış gibi gösterip, yüzde 2530 oranında komisyon alarak nakit para sağlayabiliyorlar. Örneğin işyeri 12 ay vadeli olarak 2 milyar liralık bir mal satmış gibi göstererek, kart sahibine net 1.5001.600 YTL nakit veriyor. Kart sahibi bu parayı aylık 166 YTL taksitlerle bankaya ödüyor.

KONUT KREDİSİ

Bankaların diğer kredi türlerine göre çok daha düşük faiz uyguladıkları ve daha uzun vade tanıdıkları konut kredileri de borçlu ve nakit paraya gereksinimi olan vatandaşlar tarafından bir finansman aracı olarak kullanılıyor. Sahip olduğu evi bir yakınına satan vatandaşlar, evin ekspertiz değerinin yüzde 75'ine kadar bankalardan 20 yıla kadar vadeli kredi alabiliyorlar. Bu yöntemi de daha çok ticari faaliyette bulunan ancak işletmesinin kayıtları kredi kullanımına olanak tanımayan esnaf ve tüccarın kullandığı belirtiliyor.

ÇALIŞANA TÜKETİCİ KREDİSİ

Türkiye'deki kayıt dışı ekonominin yaygınlığının da etkisiyle, bilançosu banka kredisi almaya uygun olmayan kimi ticari işletmeler, kısa vadeli nakit sorunlarını yönetici ve çalışanlarına tüketici kredisi aldırarak çözüyorlar. Söz konusu çalışanlarına yüksek tutarlı maaş bordoları hazırlayan işyerleri, bu yolla çalışan veya yöneticilerine alınmasını sağladıkları tüketici kredilerini işyerinin nakit gereksinimini karşılamak için kullanabiliyorlar.

KARTLA KART BORCU ÖDEME

Bir bankaya olan kredi kartı borcu artık sürdürülemez noktaya gelen ancak henüz kara listeye alınmamış olan vatandaşlar, sahip oldukları diğer bankaların kartlarıyla ya da yeni kredi kartları çıkararak eski kartlarının borcunu bu kartlarından çektikleri nakit parayla ödeme yöntemine de başvuruyorlar.

YAKINLARIN NAKİT PARASINI KULLANMA

Kredi kartı borcu sürdürülemez noktaya gelenlerin, yakınları veya arkadaşları için kredi kartıyla taksitli alışveriş yapma yöntemine de başvurdukları belirtiliyor. Bu yöntemde de kart borçlusu peşin parayla bir mal veya hizmet satın almak isteyen yakınına veya arkadaşına söz konusu mal veya hizmeti kredi kartıyla vadeli olarak satın alıyor. Kart sahibi yakını veya arkadaşının söz konusu mal veya hizmeti almak için ayırdığı nakit parayı da kredi kartının birikmiş borçlarını azaltmakta kullanıyor.

BEYAZ EŞYA AL, SPOTTA SAT YÖNTEMİ

Tüketicilerin başvurduğu bir başka yöntemi de beyaz eşya oluşturuyor. Kredi kartıyla taksitli olanak aldığı beyaz eşyayı artık bütün illerde oluşan spot piyasada, yüzde 2530 daha düşük fiyatla satan vatandaşlar elde ettikleri sıcak parayla vadesi gelmiş kart borçlarını ödüyorlar.

FİNANSAL KİRALAMA YÖNTEMİ

Ticari kuruluşların taşıt edinmede kullandıkları finansal kiralama yöntemi, ortakları veya ortaklarının yakınları peşin parayla otomobil alacak ticari kuruluşlar için de bir finansman yöntemi olarak kullanılıyor. Peşin parasıyla otomobil almak isteyen ortak veya bu parayı ticari işletmeye, ticari işletme de finansal kiralama yoluyla aldığı otomobili ortağına veya yakınına veriyor. Finansal kiralama süresinin sonunda ticari işletme üzerine aldığı otomobilin mülkiyetini ortağının veya yakınının mülkiyetine veriyor.

BORCU BORÇLA KAPAMA

2002 yılından başlayarak hızla borçlanan Türk halkının, başvurduğu yöntemlerin en yaygın kullanılanı ise "borcu borçla kapatma" yöntemi. Kredi kartı limitlerini tümüyle dolduran birçok tüketici bu borçlarını tüketici kredisi kullanarak ödeme yöntemini kullanıyor. Faiz oranı kredi kartına göre düşük olduğu için başlangıçta doğru gibi gözüken bu yönteme başvuran tüketiciler, kartlarının açılan harcama limitlerini, yeni harcamalarla yeniden doldurup borç sarmalına giriyorlar. Bu nedenle de son aylarda tüketici kredisi türleri arasında en hızlı büyüme "diğer" adıyla sınıflandırılan kredilerde yaşanıyor.

AYGÜN:"HEPİMİZ FİNANS UZMANI OLDUK"

ATO Başkanı Sinan Aygün, vatandaşlar ve bazı işletmelerin kullandıkları yöntemlerle ilgili olarak çok sayıda duyum aldıklarını ve konuyu araştırdıklarında sayısız yöntemin yaygın olarak kullanıldığını belirlediklerini bildirdi. Bankacılık sektörünün son yıllarda vatandaşı borçlandırmak için elinden gelen her şeyi kullandığını ve bunda da başarılı olduklarını belirten Aygün, "Borca batmış vatandaş, gününü kurtarmak için olmadık yöntemlere başvuruyor. Bu borç düzeyi karşısında cinnet geçirmenin eşiğine gelen vatandaşlar, borçlarını biraz daha öteleyebilmek için finans uzmanlarını bile kıskandıracak yöntemler keşfediyorlar. Hepimiz finans uzmanı olduk" dedi.

Vatandaşların bir kredi kartının borcunu kapatmak için diğer bir kredi kartından para çektiğini, taksitle altın, beyaz eşya alıp, düşük bedellere satarak günü kurtarıp borcunu iyice içinden çıkılamaz hale getirdiğini belirten Aygün, "Yıllardır uygulanan yüksek faizler yüzünden vatandaşın geleceğini ipotek altına girmiş durumda. Türk halkı adeta bankaların elinde rehindir" dedi.

Aygün şunları söyledi:
"Bankalar 35 kuruş fazla kar edebilmek için vatandaşı boğazına kadar borca soktu. Türkiye'yi tam bir tüketim toplumu haline getirdiler. Üretmeden tüketip, birkaç yıl Lale devri yaşayan vatandaş şimdi borcunu ödeyebilmek için akla hayale gelmeyecek yöntemlere başvuruyorlar. Borçların bu kadar yüksek olmasının altında kredi kartı faizleri yatıyor. Kredi kartları faizlerinin üst sınırını belirlemek konusunda Merkez Bankası'na yetki verilmişti. Merkez Bankası yetkilileri yasayla verilen bu yetkiyi gerektiği gibi kullanmıyor. Bunun piyasa ekonomisine aykırı olacağını savunuyorlar. Tamam, piyasa ekonomisinde ticaret serbest ancak vurgun yasaktır. Üstelik burada söz konusu olan ticari işletmeler değil tüketicilerdir. Tüketiciler de dünyadaki her türlü ekonomik modelde korunur. Hiçbir ülke tüketicisini piyasanın insafına bırakmaz."

(ANKA)