Türk üniversiteleri ne diyor?

Yeditepe gen tedavisine açık
* Prof. Dr. Melih Bulut Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Gen tedavisi, kök hücre tedavisi gibi yeni tedavi yöntemlerinde, bu yüzden üniversiteler öncü olmalı. Dünyanın neresinde yeni bir tedavi yöntemi varsa işbirliği yapmak lazım, birkaç üniversite bir araya gelip çok merkezli çalışmalar da yapılabilir. Dışarı hasta göndererek ülke olarak bunun altından kalkamayız. Kanser de yaygın bir hastalık, biz üniversite olarak üzerimize düşeni yapmak istiyoruz. Gen tedavisi çalışma grubumuzu oluşturduk. Sadece Çin'de değil dünyanın her yerinde gen konusunda yapılan çalışmaları hastalarımız için nasıl tedaviye dönüştürebileceğimizi araştırıyoruz. Çok merkezli çalışmalar yapılabilir. Bu konuda dünyadaki merkezlerle işbirli olanaklarına açığız. Bizim imkanlarımız var, bu imkanlar diğer kurumlarda kullanılabilir.

ETİK AMA TUTUCU DEĞİL
Ancak tabii Türkiye muz cumhuriyeti değil. Yapılacak çalışmaların kurallarını sıkı tutmak lazım. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin bu tedavi yöntemlerini inceleyip hastalara uygulamaya karar veren etik kurullar oluşturması gerekir. Ancak etik kurulların da çok tutucu olmaması şart. Yeni tedavi yöntemlerine açık olmalılar. En azından başka hiçbir ümidi kalmamış hastalar konusunda daha açık düşünmeye ihtiyacımız var. Zaten biz hekimler olarak önermesek de bu çeşit hastalar ve aileleri çok çeşitli yöntemlere de başvuruyorlar. Hatta bunların içinde hastalar açısından zararlı yöntemler olabiliyor. Bir takım toksit yani zehir etkisi gösterebilecek otları kullananlar bile oluyor. Bu yüzden bir yandan kanserle savaşırken aynı zamanda bu otlar nedeniyle karaciğer yetmezliğine giriyorlar. Gen tedavileri ot tedavilerinden farklıdır. Çünkü bunlar bütün dünyanın üzerinde çalıştığı ayakları yere basan teknikler. Üniversitelerin ve Sağlık Bakanlığı'nın etik kurulunun onay vermesi halinde gen tedaviler denenebilir. Yetkili kurumlar bu çalışmalara kontrollü olarak izin vermeliler. Çin'de uygulanan tedavi Amerika'da bulunmuş bir tedavi, belli tip kanserlerde etkili olabilir. Bu konuda araştırmaları yoğunlaştırmak lazım. Türkiye'de bunun alt yapısı var. Çin'deki tedavi geliştirilip Türk hastaların kullanımına sunulabilir. Yeter ki bu işbirliğini yapabilelim.


Haliç klasik kanser yönteminden şaşmaz
* Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu Haliç Üniversitesi Tıp Fakültesi Mütevelli Heyeti Başkanı Kanser tedavisi söz konusu olduğunda dünya standartlarından sapmamak lazım. Hangi tedavinin hastalar için doğru olduğunun yanıtını üniversiteler verir... Dünyanın her yerinde uygulanan tedaviler bellidir. Deneyimlerini uluslararası toplantılarda bildirmiş olan ülkelerin kabul ettikleri protokoller her zaman hastaların menfaatinedir. Ben sonuçları açıklanmamış tedavi yöntemlerine güvenmem , hastalarıma tavsiye etmem, kullanmam da... Bununla birlikte dünyada tıp konusunda en c gelişmiş ülkelerde bile kanserin son aşaması dediğimiz dönemde hastalar vardır. Standart tedaviler bu hastalarda artık işe yaramaz. Bunlara, evde destek tedavisi verilir. Bütün bunlara rağmen çevresindeki insanlar ve yakınları zaman zaman değişik tedavi arayışına girerler. BOŞ ARAYIŞA GİRMEYİN Benim tavsiyem bu durumda olan hastaların bile Sağlık Bakanlığı'nın kontrol ettiği ve üniversitelerin bütün dünya ile temas halinde kabullendikleri protokollerden şaşmamalarıdır. Son sözü üniversiteler ve sağlık bakanlığı söyler. Başka arayış boşunadır.

Bu tedavi değil!
* Prof. Dr. Serdar Turhal Marmara Üniversitesi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Uluslararası literatürde, bugüne kadar kanserde gen tedavisinde 3 hastada (karaciğer kanserinde) başarılı olduğu rapor edilmiş. Bu 3 rapor dışında etkinliği gösteren ve konuyla ilgili gelişmiş ülkelerin tıp adamlarınca denetlenip onaylanmış bir sonuç yok. Bu seviyede bir kanıt da bizim için son derece yetersizdir. Böyle olduğu sürece de gelişmiş ülkelerdeki tıp otoritelerince kanserde etkin olduğuna dair bir kabul alamaz. "Hiçbir yan etkisi olmayan ve her kanseri tedavi eden ilaçlar" kanser hastalığına aşina doktorlarca çok duyulmuş ve hep yalan çıkmış iddialardır.