kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Sessiz çoğunluk nasıl bağırır?

Eskiler buna ' takdim tehir' der: Biz Fenerbahçe taraftarları, tıpatıp aynı olayların, zaman içindeki yerleri değiştiğinde, duygularımızın nasıl dalgalandığını çok iyi biliriz.
Mesela Cumartesi akşamı BJK berabere kaldı. Sevindik. Umutlandık. Ama Pazar akşamı bizim takım da berabere kalınca kahrolduk. Çünkü beklentimiz çok yüksekti. Bunu büyük bir fırsatın tepilmesi olarak gördük.
Ama tam tersi olsaydı... Yani Cumartesi biz, Pazar ise BJK oynasaydı... Skorlar aynı olmasına rağmen daha az üzülecek, yüreğimize biraz olsun su serpilecekti. Tam bir Nasrettin Hocanın eşeğini kaybedip bulma hikâyesi...

Geçen Cuma günü, " 14 Nisan mitingi bitti " dedim. Anlamadılar. Hâlâ, " Bak 100 binler toplandı " diye mesajlar geliyor.
Bir daha anlatayım...
Mitingi düzenleyenlerin esas amacı neydi? Yani ' stratejik hedef' olarak önlerine ne koymuşlardı?
Cumhurbaşkanını seçecek olan Meclis'i etkilemek mi? Hayır! Çoğunluk oyuna sahip olan AKP grubu mu? Hayır!
Peki ya neydi?
Şuydu: " Biz halkı harekete geçirdik, işte ortam hazır, haydi siz de gereğini yapın " diyerek, TSK'nin üst kademesini cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale etmeye zorlamak.
Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan Perşembe günü değil de... Mesela dün, yani adaylık başvurularının başladığı 16 Nisan Pazartesi sabahı konuşsaydı... İş değişecekti.
Büyükanıt tıpatıp aynı konuşmayı yapmış dahi olsa, söyledikleri farklı biçimde değerlendirilecek... En azından kendisine yöneltilen sorular bambaşka olacaktı. Yani konuşmaya mitingin gölgesi düşecekti.
Halbuki 'takdim tehir' oldu... Büyükanıt da, ' yasal, demokratik haklarıdır' diyerek, mitingle özdeşleşmediğini gösterdi.
Böylece miting daha yapılmadan bitti! Yani ' siyasi' açıdan kadük kaldı. Stratejik hedefine ulaşamadı.
Ama mitingi düzenleyenler üzülmesin. Sonbaharda genel seçim var. Madem o kadar etkililer, iktidar partisine sandıkta gününü gösterir;
CHP'yi birinci parti yaparlar.
Yalnız şunu unutmasınlar: Evet gerçekten de ' örgütlenmiş azınlık, örgütlenmemiş çoğunluktan daha güçlüdür'. Ancak bu siyasi kuralın, demokrasilerde işlemediği bir yer vardır: Seçim sandığı! Sessiz çoğunluk, meydanlarda değil, sandıkta bağırır.
Not:
Diyelim ki Başbakan Erdoğan blöfü görmedi ve Köşk'e adaylığını koymadı. Meclis de, faraza, Yargıtay'ın eski başkanı Sami Selçuk'u seçti. Mitingciler memnun kalacak mı? 'Başarılı olduk' diyebilecekler mi?