AylardIr "devletin küçülmesi" diye bir tartışma yapılıyor. Buradaki "küçülme"yi yanlış anlayanlar bile oldu, "Türk devleti küçülmez ancak büyür" dediler.

"Küçülmüş devlet" zayıf, etkisiz, çalışamayan bir devlet değil, tersine bütün safralardan arınmış, israfın her türlüsünden kaçınan ve vatandaşına hizmet verme imkanlarını artırmış devlettir.

Devletin küçülememesinin ve kaynak israfına devam etmesinin tek nedeni Ankara'daki çağdışı zihniyettir, "küçük saltanat mantığı"dır.

Sadece Başbakanlık ve Devlet Bakanlıklarının merkez kadrolarına bakınca bu "küçük saltanat mantığı"nın ne olduğu ortaya çıkıyor.

Başbakanlık dışında üç başbakan yardımcısı ve 14 devlet bakanı görev yapıyor. Başbakanlıkta, başbakan ve 17 bakanın yanında görevli kadroların bir bölümünün dökümü gerçekten inanılmazdır: 85 sekreter, 95 şoför, 25 garson, 10 hostes (çay kahve servisi yapan bayan görevliler), 55 hizmetli (yani odacı).

Bir devlet bakanı, kendisine sadece bir kuruluş bağlı ve özel kalem müdürünün dışında 2 halkla ilişkiler müşaviri, bir hukuk müşaviri, 2 sekreteri, 2 memuru, 3 şoförü, 2 odacısı ve 16 "geçici personel"i bulunuyor.

İki kuruluş bağlı olduğu bir başka devlet bakanının 5 sekreteri, 9 şoförü, bir garsonu ve 5 odacısı bulunuyor.

Aslında Dışişleri Bakanlığı'nın görev alanına giren bir konuda "zoraki" görev yaratılmış bir başka devlet bakanının yanında 17 müşavir, 5 sekreter, 8 şoför, 1 hostes ve 2 odacı çalışıyor.

Sadece Köy Hizmetleri'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı'nın 5 memuru, 3 müşaviri, 4 sekreteri, 7 şoförü, bir garsonu ve 3 odacısı bulunuyor.

Bir başka devlet bakanı, sosyal konularda çalışan üç kuruluştan sorumlu ve 6 sekreter, 16 müşavir, biri geçici 7 memur, 6 şoför, 2 hostes ve iki odacı ile çalışıyor.

Yine tek bir kuruluştan sorumlu bir başka devlet bakanının da 3 sekreteri, 3 şoförü ve 9 müşaviri bulunuyor. Hiçbir şeyden sorumluluğu kalmamış olan bir devlet bakanının bile 2 müşaviriyle 6 memuru duruyor.

Türkiye'de devlet yönetiminin nasıl bu duruma geldiği, Türkiye'nin neden kötü yönetildiğini soran her vatandaş için Ankara'da, Türkiye'nin en önemli yönetim merkezindeki "örgütlenme" son derece "zihin açıcı"dır .

Başbakanlık binasında "görev yapan" yüzlerce sekreter, şoför, garson, hostes ve odacı bulunması yönetim anlayışının sembolüdür.

Bu kadar çok müşavir, sekreter, garson, odacı ve şoförün ne iş yaptığını sormaya bile gerek yok. Tablo "zihniyet"i gösteriyor. Bu kadroların birçoğunun aslında göstermelik olduğunu, o kadrolarda işle doğrudan ilgisi olmayan "eş dost"un bulunduğunu tahmin etmek de zor değil.

Köy Hizmetlerinin bütçesinin çok büyük bölümünün sadece personel ödemelerine gittiği ve bu yüzden bu kuruluşun kaldırılması gündeme geldi ve Başbakan'ın karşı çıkmasıyla birlikte konu "unutulanlar" arasına katıldı. Bu kuruluşun gerçekte köye hizmet falan götüremediği biraz konuşuldu, hemen susuldu. Sadece Köy Hizmetleri'nin değil, birçok başka "kamu kuruluşu"nun durumunun da farklı olmadığı bilindiği halde, bunlar henüz konuşulmuyor bile.

Başbakanlık merkez binası ve devlet bakanlıklarının "örgütlenmesi" ve "kadro" dökümü, Köy Hizmetleri tartışmasının neden yapılamadığını, başka kuruluşların neden hiç gündeme getirilemediğini de anlatıyor.

Devletin küçülmesi konuşuldukça, Ankara'da birilerinin gizlice gülerek "Ne küçülmesi yahu" dediklerini ille de kulağımızla duymamıza gerek yok.