kapat
22.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Kahramanlar yalnızdır

Hayatın zalimliklerine, haksızlık ve ucuzluklarına karşın dürüst, adil ve şefkatli kalabilmek kahramanlıktır. Bunu yapabilenlerimiz kendi hayatlarımızın ve ailelerimizin kahramanlarıyızdır aslında
Çocukken hepimiz büyük, güçlü, olağanüstü yetenekli ve ölümsüz kahramanlara inanırız. İlk kahramanlarımız anne-babamızdır. Sonra başkaları girer hayatımıza. Bu kahramanların kimisi masalların, kimisi çizgi romanların, kitapların, filmlerin, kimisi de kendi tarihimizin veya efsanelerimizin içinden akar gelir çocuk dünyamıza. Onların bazılarından korksak, bazılarından çekinsek de kahramanları severiz. Çocuklar ilk gençliğe doğru yürüdükleri o tertemiz ve coşkulu yolda vahşi, karanlık ve hileli güçlere karşı savaşan ve sonunda mutlaka galip gelen o kuvvetli, adil ve ulaşılmaz kahramanlara birer rol modeli olarak gereksinirler. Yaşamın içinde karşılaşacakları kötülük, şiddet ve haksızlıklara karşı hayatta kalmanın ilk hazırlıkları bu kahramanlarla başlar. Ama gün gelir, çocuklar kendileri büyürken kahramanlarının hiç yaşlanmadığını farketmeye başlarlar ki, o gün kahramanlara inanma yaşının bitme sinyallerinden biridir. Aynı sırada kahramanların hep yalnız oldukları, üstün cesaret ve büyük mücadele güçlerine karşın aslında ne aileleri ne de yakın dostlarının olmadığı farkedilir. Kahramanlara öncü oldukları için yalnızlığın çok yakıştığı o yaşlarda hiç anlaşılmaz.

TEK DOSTU DÜLDÜL
Benim yalnızlığını ilk farkettiğim çocukluk kahramanım çizgi roman karakteri Red Kit ve müthiş oyuncu Işık Yenersu'nun canlandırdığı Peter Pan'dı. Okurken hâlâ kahkalarla güldüren, bütün serüvenlerinde son derece serinkanlı, cesur ve feci zeki olarak öne çıkan Red Kit, son karede daima yalnızdır. Tek dostu, konuşmalarını yalnızca kendisinin duyduğu atı Düldül'dür. Ve her serüven sonunda Red Kit tek başına 'ben yalnız bir kovboyum' şarkısını söyleyerek yeniden yollara düşer.

Destanlara merak sardığım yıllarda Köroğlu çıkmıştı karşıma. Babasının gözlerine mil çektiren zalim Bolu Beyi'nden intikamını alıp, yoksulların ve ezilmişlerin hakkını arayan bir halk kahramanı olan Köroğlu, delikli demir (tüfek) icat olup, mertlik bozulduktan sonra kayıplara karışmış, Telli Nigar'a aşık olsa, etrafında kendisine bağlı beyleri bulunsa da aslında hep yalnız kalmış bir kahramandı.

FİKİR SUÇLUSU!
Bana anlatıldığı çocukluk yıllarımda beni etkileyen bir başka kahraman da düşüncelerinden ötürü ölüme mahkum edilen filozof Sokrates'ti. Kahramandı çünkü düşüncelerinden vazgeçmemişti ve yine bana anlatıldığı şekliyle düşünceleri başkalarının yoluna ışık tutmuştu. (İnsanların düşüncelerinden ötürü ceza verilebileceğini ilk kez duymuş, o zaman buna çok şaşırmıştım.) Sokrates de ölürken yalnızdı.

İĞNELİ FIÇI
Kahramanların yalnız olduğunu çocukluğumun bütününe yayılan ve bir ışık gibi parlayan Mustafa Kemal'in Cumhuriyet yıllarındaki fotoğrafları son noktayı koymuştu. Ülkesinde ve dünyada büyük saygı gören ve ütopya sayılacak hedeflerinin hemen hepsini gerçekleştirmiş bu kahraman son fotoğraflarında hep hüzünlü ve yalnızdı.

İlkokulu bitirirken kahramanların yalnız olduğunu artık anlamış ve bu yüzden tam da kahramanlara inanma yaşının sonlarında onlara bu yalnızlıklarından ötürü şefkat duyan bir çocuk olmuştum. Oysa kahramanlar kendilerine şefkat duyuldukları anda sihirlerini yitirir ve bizler gibi fanilere dönüşürler. Yetişkinlik denen iğneli fıçı da bir anlamda çocukluk büyüsünün bitmesi, düşlerin ve hayallerin bastırılması anlamına gelmez mi sanki? Gerçeklerin acımasızlığı ve sorumlulukların ağırlığıyla karşımıza dikilen yaşam, her şeye rağmen hepimize kendi dünyalarımızın adsız kahramanları olmak şansını tanır. Hayatın zalimliklerine, haksızlık ve ucuzluklarına karşın dürüst, adil ve şefkatli kalabilmek kahramanlıktır. Bunu yapabilenlerimiz kendi hayatlarımızın ve ailelerimizin kahramanlarıyızdır aslında. Şimdilerde yaşadığımız bu çok ama çok zor zamanlarda masal dünyasındaki kahramanlara inanan çocuklarımızın açgözlü, habis ve çıkarcı bireyler yerine, dürüst ve insancıl yetişkinler olmalarına yardımcı olabilirsek eğer, onlar bir gün, 'benim annem / babam aslında bir kahramandı' diyeceklerdir.

ÇOCUK TOPLUM
Geçen hafta TV 8'de Sesli Düşünenler programına konuk olan Sema Pişkinsüt'ü dinlerken işte bunları düşündüm. Sema Pişkinsüt işinin bir gereği olarak işkence araştırması yaptığı ve son derece yol yordam gözeterek kamuoyunca tamamen desteksiz kalan parti başkanının yerine aday olduğu için itilip kakılmış, yalnız bırakılmıştı.

Sema Pişkinsüt, hepimizin geleceği için tek başına işkenceye karşı tavır aldığı ve daha çağdaş bir Türkiye için yönetime aday olduğu için cezalandırılmıştı.

Çocuk olsaydım; Sema Pişkinsüt bir kahramandır ve bu nedenle yalnızdır, diye ilan ederdim. Ama çocuk değilim ve bu değerli insanı yalnız bırakanın bizler olduğunu biliyorum. Sema Pişkinsütler'i yalnız bırakmak, kahramanlara inanan çocuk toplumumuzun bir türlü büyüyememesi anlamına gelir. Oysa artık büyümemiz ve kahramanlara gereksinmemiz gereken zamanlardır. Yoksa hâlâ bizim yerimize birilerinin çıkıp, bizi gözetmesini beklemeye devam edeceğiz. Hâlâ devam edeceğiz. Hâlâ...

buketuzuner@buketuzuner.com



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır