|
|
|
|
|
|
Savaşı çıkaran şirket
Paralı askerleri, eski generalleri, istihbarat uzmanlarını ve eski bakanları saflarına katan Amerikan SAIC şirketi, Irak Savaşı'nın gerçek sorumlusu mu? Vanity Fair dergisinin son sayısındaki bir haber, bu tezi kanıtlar nitelikte....
Amerika'nın New York kentini vuran 11 Eylül saldırıları 3 bin kişinin hayatına mal oldu... Ölenlerin aileleri yaşadıkları kişisel trajediye, Amerika ise kaybettiği 'güvenli kale' imajının ardından ağladı. 2001'de yaşanan terör savaşı dünyanın kutuplaşmasına, Afganistan ve Irak başta olmak üzere birçok ülkede teröre karşı savaş açılmasına sebep oldu. Savaşlarda birçok sivil hayatını kaybetti, yönetimler devrildi, Ortadoğu yeniden bir bilinmezin içine girdi. Ancak bir şirket 11 Eylül sayesinde çok kazandı: SAIC... Çoğumuzun hayatında ilk kez duyduğu bu kısaltma ya da uzun ismiyle For Science Applications International Corporation (Bilimsel Uygulamalar için Uluslararası Anonim Şirketi) 11 Eylül sonrası, özellikle Irak Savaşı sayesinde geçen sene kasasına 8 milyar dolar sokan Amerikan hükümeti ile 9 bin anlaşma imzalayan dev bir şirket...
ALTIN FIRSAT: 11 EYLÜL Amerikan Vanity Fair dergisi, görüştüğü birçok yetkili, avukat ve uzmanın "Gerçekten kim olduklarını kimse bilmiyor," dediği bu şirketi sayfalarına taşıdı. "Washington'ın 8 milyar dolarlık karanlığı" ismini taşıyan haberinde 44 bin kişilik dev bir çalışan ordusuna sahip, hükümet için dışarıdan en çok iş yapan bu şirketin Irak Savaşı'nı tetikleyen güçlerden biri olduğunu yazdı. 1969 yılında J. Robert Beyster tarafından kurulan bu dev şirketin temelleri küçük bir ofiste atıldı. Amacı hükümet için çalışacak profesyonelleri bir araya toplamaktı. Somut bir şeyler yapmak yerine hedefleri düşünmek, hesaplamak, dosyalamaktı... Beyster yavaş yavaş, dallarında uzman olan bilim adamlarını, bilgisayar mühendislerini bir araya toplamaya başladı. Devletle ilk anlaşmasını "Savunma Atom Destek Ajansı" ile yaptı; nükleer cihazların çıktısını hesaplıyorlardı. Fakat dönem savaş zamanıydı... Vietnam Savaşı ve Soğuk Savaş, Beyster'ın başka yönlere kaymasını sağladı. Paralı askerleri, eski generalleri, istihbarat uzmanlarını, eski bakanlarını, senatörleri ve diplomatları saflarına kattı. 1970 yılında Washington'daki ofisini açtığında artık hükümetle yakın olan, devletle iş yapmasını sağlayacak çalışanları, uzmanları daha da önemlisi bir yönetim kurulu vardı. SAIC'e karşı açılan davalarda yer alan avukat Peter Friesen, "Eğer hükümetten daha sonra SAIC'de yönetici pozisyonunda çalışmak isteyen birini bulursanız ve bu kişiye borsada gittikçe yükselen şirket hisselerinden verileceğini söylerseniz o henüz hükümetteyken sizin için çalışmaya, daha doğrusu yeni anlaşmalar yapmanızı sağlamaya çalışır," diyerek şirketin para kazanma tekniğini anlattı. Vanity Fair, henüz görevleri sürerken ikna edilen kilit konumdaki yetkililerin Amerika'nın Irak'a savaş açması için çalıştığını, savaş başlayıp, anlaşmalar yapıldıktan sonra da SAIC üst düzey yönetiminde yavaş yavaş yer almaya başladığını ya da eski SAIC yöneticilerinin hükümette üst düzey konumlara geldiğini yazdı. SAIC, 11 Eylül'ü altın fırsat olarak değerlendirdi. Bush yönetimi teröre karşı savaş açmıştı ve kendilerine bu konuda yardım edecek pozisyonda olan her şirkete milyarlarca dolar aktaracaktı. Şirket "Anti-Terör Teknolojileri ve Analiz Merkezi" açarak bu konuda gönüllülerden biri olduğunu belli etti. Ardından kitle imha silahları üzerine çalışmaya başladı. Dünya çapında tehlikeli olabilecek ülkeler hakkında hükümeti bilgilendiriyordu. Ve sonunda Irak Savaşı başladığında Irak'ta en büyük işleri alan şirket oldu. Tüm bunları hükümet çalışanlarıyla olan sıkı 'çıkar ilişkileri' sayesinde başardı. Irak'ın silah programından sorumlu CIA özel danışmanı David Kay, savaş öncesinde Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde ifade verdiğinde, Saddam'ın tehlikeli kitle imha silahları bulunduğunu ve bu şekilde görevde kalmasının tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Kay, savaş başladıktan sonra SAIC Anti-Terör Teknolojileri ve Analizi Merkezi direktörü oldu. Irak Savaşı'nı en çok destekleyenler arasında bulunan, dönemin savunma bakanlığının iki numaralı ismi Paul Wolfovitz'in kız arkadaşı Shaha Rıza da SAIC uzmanları arasında görev almaya başladı. ABD yönetimine verdiği yanlış istihbaratla Irak Savaşı'nın başlamasına neden olan isimlerden, eski Irak Başbakan Yardımcısı Ahmed Çelebi'nin kadim dostu emekli Amerikalı general Wayne Downing de SAIC yönetim kurulunda çalışmaya başladı. Savaş öncesi televizyonlarda program program dolaşan ve "Saddam'ın kapasitesini biliyoruz. Silahlara sahip olmakla yetinmeyecek, diğer ülkelere savaş açmaya hazırlanıyor," diyen Downing savaş başladıktan sonra şirketteki lüks odasında konuklarını kabul etmeye başladı. Iraklı eski atom enerjisi yetkilisi Kidhir Hamza, ülkesini terk ettikten sonra "Irak'ın elinde nükleer silahlar bulunuyor. Batı'ya saldırmaya hazırlanıyor," diyordu. Şimdiyse Irak'ın yeniden kurulmasından sorumlu SAIC'in desteklediği "Irak Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Konseyi"ne alındı. Dergi bütün bu örnekleri temel alarak Irak Savaşı'nın açılması için hem Amerika'da hem de yurtdışında en çok çaba harcayan isimlerin, Irak'taki anlaşmalardan en büyük payı alan şirket tarafından bu kadar net bir şekilde ödüllendirilmesinin akıllara tek bir şey getirdiğini belirtiyor: Irak Savaşı'nın arkasında bu şirketin olduğunu...
İdil DEMİREL
|
|
|
|
|
|
|
|
|