Önce bir
kader ağı. Bülent Ecevit, 12 Eylül darbesi öncesinde, biri
"polis silahı" ndan çıkan kurşunla fiili teşebbüs olmak üzere, diğeri de muhtemelen 1 Mayıs 1977'den hemen sonrasında, belki başka anlarda da
"Gladio, kontrgerilla usulü suikast" hedefiydi.
O yüzden olmalı; kitle partisi liderleri arasında,
"Kontrgerilla" yı ilk telaffuz eden oydu.
Sonradan
"geri adım" atmak zorunda kalsa da.
Ecevit son başbakanlığı sırasında;
Rahatsızlığının bir kısım medya, bir kısım gazeteci, bir kısım siyasetçi, bir kısım asker, bir kısım yakını, bir kısım doktor tarafından
istiskal ve istismar edilmesiyle devrilmek istendi.
Kimine göre bu da
"bir derin devlet operasyonu" idi. Nitekim,
Ecevit'in kimi yakını, şimdi o günlerde
kimi başka yakınının bu manadaki kuşku verici davranışlarına tanıklık ediyor.
Ecevit kamuoyu önünde son adımlarını, bir bakıma zorla ve çok zorlanarak, Anıtkabir'de attı.
"Danıştay saldırısı" nda öldürülen
Mustafa Yücel Gökbilgin' in cenazesi dolayısıyla mitinge dönüşmüş o gün aynı zamanda
siyaset sahnesinin 60 yıllık önemli bir aktörü ve tanığının ölüme yürüdüğü, kimine göre yürütüldüğü gündü.
Şimdi, Yargıtay kararıyla
Danıştay davası da
Ergenekon ile birleştiriliyor.
Danıştay sanıkları ile
Ergenekon sanıkları arasında bağlar (yeniden) kuruluyor.
Ne gariptir ki...
Kimileri 12 Eylül öncesinde
Ecevit'i ortadan kaldırmak isteyen yapıların da parçasıydı.
Ne gariptir ki...
Kimileri son başbakanlığı sırasında
Ecevit'i devirmek isteyen yapıların da parçasıydı.
Ecevit son yürüyüşünde onlarla da omzomuza idi bir bakıma.
Ecevit' in hayatına kasıtlar ve ölümü üstünden kısacık bir
tarih özeti sadece.
Rastlantılara yalnızca
kader diyorsanız...
mukadderdir. Bir yıl Başlığa gelirsek...
"O arada ne oldu?" sorusundaki
"ara" şu:
1. Danıştay saldırısı oldu. 17 Mayıs 2006 idi.
2. Fail hemen yakalandı.
3 . Failin
"türban yanlısı" beyanları ortaya çıktı.
4. Yüksek yargı, yüksek komuta, muhalefet ve kitle katılımıyla, ayrıca medyada
büyük tepki sergilendi.
5. Derken,
failin kimi bağlantıları üstünden gözaltılar oldu. Bazı
"ulusalcı" isimler alındı.
6. Failin, Cumhuriyet gazetesine bir haftada üç bomba atanlardan olduğu da anlaşıldı.
7. Ne ki, o arada, gözaltına alınmış o kişiler serbest bırakıldı.
8. Haziran'da Ümraniye'de
bombalar bulundu. Cumhuriyet'e atılanlarla aynı seridendi.
Ama bu Haziran, Danıştay saldırısından bir ay sonraki değil, tam bir yıl sonraki Haziran'dı! 9. Danıştay saldırganı ile ilişkili gözaltına alınıp serbest bırakılmış eski askerler bu kez bombalardan alındı.
10. Operasyonlar hızlandı. Yeni isimler, yeni bombalar ve silahlarla sürdü.
11. Bu arada
Danıştay'a saldırı davası sürüyordu.
12. En ilginci de şuydu:
Bombalar, bombacılar, gözaltılar, Danıştay davası üstüne Cumhuriyet Gazetesi
başka türlü idi; Cumhuriyet avukatları ise başka!
Cumhuriyet, bahçesine atılan bombaları haber yapmakta, bağlantılar üstüne kuşku bile duymakta zorlanır görünürken, avukatları ısrarla
bombaları kovaladı. (Bu konuda birkaç yazı yazdım.)
13. Avukatlar mahkemeye başvurular yapıyor, MKE'nin Kara Kuvvetleri'ne verdiği bombaların güzergâhının bulunmasını talep ediyor, mahkemenin eksik soruşturma yaptığını söylüyordu.
14. Ancak, ne tuhaf ki, mahkeme Cumhuriyet avukatlarının bütün taleplerini reddediyordu.15. Danıştay baskını iddianamesi ve mahkemesi bu hususları asla kapsamadı.
Hatta bir yıl sonraki tutuklamalar, ele geçirilen diğer bombalar artık bir vaka olduğu halde de!
Mahkeme heyeti yeni belge ve bilgilerle davanın genişletilmesi taleplerini oybirliğiyle reddetti.
16. Ankara 11. Ağır Ceza, sanıkları mahkûm ederken,
Ergenekon soruşturması ile Danıştay saldırısı arasında hiçbir bağ olmadığına hükmetti. Soruşturulmanın genişletilmesine gerek yoktu:
"Soruşturmanın sonunun beklenmesine gerek duyulmamıştır!" 17. Saldırıdan üç, bombalardan iki, mahkeme kararından bir yıl sonra, Yargıtay kararıyla, Danıştay davası da Ergenekon ile birleştirildi.
18. Yani, saldırıdan sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan ve ancak bir yıl sonra bombalar üstüne tutuklananların da davası ile.
Neler olmadı Yazının başında demek istedim ki...
İster kader deyin; ister tarih... rastlantılar manalandırmayı bekler bazen.
Büyük tepki, infial doğuran Danıştay saldırısı, hemen ardından gözaltılar ve serbest bırakmalar ile
bir yıl sonraki Ümraniye bombaları ve tutuklamalar arasında... O tutuklamalarla Danıştay kararı arasında... neler oldu? Neler oldu... neler olacaktı... neler olmadı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 22 Nisan 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/22//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.