Yükseköğretim Kurulu
(YÖK) dağınık kampuslara sahip ve öğrenci sayısı
40 bine ulaşan üniversiteler için aldığı bölme kararını geri çekti. İleride bölünmesi düşünülen üniversite için, önce o üniversitenin rektörünün görüşü alınacak. Şayet rektöre göre herhangi bir sorun yoksa o kuruma dokunulmayacak. Böylece üniversitelerin özerk yapıları yok ediliyor yorumlarından da uzaklaşılmış olacak. Bu geri çekme kararı üniversiteli gençlerimizi de mutlu etmeli. Şayet üniversiteleri bölünseydi, yeni kurumun öğrencisi sayılacaklardı. Artık böyle bir sorun yok. En tabii hakları olan, okudukları üniversitenin adını taşıyan diplomaya sahip olacaklar. Yeni üniversite adayları da bölünme olmayacağı için, ideallerindeki üniversitenin; tarihçesini, fakülte ve yüksekokullarını eğitim dilini, bölümler arası geçiş kurallarını, kampus yaşamını ve uluslararası ilişkiler gibi konularını iyi araştırıp, doğru karar vermeliler. Bence YÖK doğru bir karar aldı.
YÖK' te yapılması düşünülen değişiklikler
Bakanlar Kurulu' na iletildi. Buna göre, tüm araştırma görevlileri
Türkiye'de doktora tez yazım aşamasına geldiğinde, teziyle ilgili olarak eğer yurtdışında bir araştırma merkezinde çalışması gerekiyorsa, bir yıllık süreyle gönderilecek. Bu öğrenciler tezini Türkçe olarak yazacak,
Türkiye'ye geldiklerinde doktora unvanını alacak. Devlet bursuyla yurtdışına gidenler için mutlaka zorunlu hizmet olacak. Gidenlerin yurtdışında bulundukları sürede, devlet imkânlarından yararlandığı sürece
Türkiye'ye döndüğünde zorunlu hizmet yapacak. Yöneticiler
yüzde 10, 15, 35 oranlarında döner sermayeden pay alacak. Tam gün düzenlemesi vakıf üniversitelerini de kapsayacak. Bu üniversitelerdeki öğretim üyeleri de döner sermayeden pay alabilecek.
Yeni sınav netleşmedi Biliyorsunuz,
2010' da üniversiteye girişte yeni sınav sistemi uygulanacak. Ne yazık ki hâlâ kuralları netleşmedi. Gençler oldukça tedirgin.
YÖK için önemli olmayan konular, onlar için önemli olabilir. Haziran'ın ikinci haftası her şeyi açıklayacağız vaadini vermek, bence doğru değil. Sıralama sınavlarına hazırlık uzun ve planlı bir süre ister. Geçtiğimiz günlerde
YÖK üniversitelerimizden, yükseköğretim programlarına hangi puan türünde öğrenci alınması ve o puan türünü oluşturan ders düzeyindeki testlerin ne şekilde ağırlandırılması konusunda görüş istedi. Üniversitelerimiz de
17 Nisan'a kadar bu konudaki görüşlerini
YÖK' e bildirdi.
Ancak bilgilendirmede içim pek rahat değil. Ben YÖK'ün yerinde olsaydım, önce üniversitelerimizden bu konuyla ilgili kişileri Ankara'ya çağırırdım. Onlara yeni sistemi detaylarıyla anlatırdım. Onlar da, üniversitelerinde sorumlu kişilere bu konuyu aktarabilirlerdi. Zannedersem böyle bir çalışma yapılmadı. Çünkü bu konuyla ilgili birçok devlet ve vakıf üniversitesi beni aradı, puanların oluşumuyla ilgili bilgi istedi. Ben de bilgimin yettiği kadarıyla onlara yardımcı olmaya çalıştım. Yeni sistemi daha akademik alt yapıyla seçeceği için beğeniyorum. Üniversite adayları, ayrı bir zaman diliminde, her dersten düzey sınavına girecekleri için, bilgileri daha gerçekçi değerlendirilecek. Takdir edersiniz ki her yenilikte olduğu gibi, bu sistemde de aksayan yönler olabilecek. Öneri getirmeden eleştirmeyelim. Elimizden geldiği kadar da YÖK'e yardımcı olalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 22 Nisan 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/22//gursoy.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.