Türkiye'de var olduğuna ve muhakkak yok edilmesine kesinlikle inandığım derin devleti çökertme operasyonunda yine rota şaştı! Öyle bir şaştı ki bu rota, kamuoyunda bu operasyona inanılmaz inancı olan insanlar bile,
"Neler oluyor yahu?" diyerek filmi başa sarmaya başladı. Sakın ha yanlış anlamayın! Şaşıran rotadan bahsettiğim
Mehmet Haberal ve diğer rektörlerin aralarında bulunduğu akademisyenlerin gözaltına alınması değil. Eli ayağı tutan, ağzı laf yapan, sağlığı yerinde bu insanların en azından kendilerini savunma güçleri vardır ve gider, haklarındaki iddialarla ilgili gereken mercilere öyle ya da böyle hesaplarını verirler. Yargının bağımsızlığına ve doğruluğuna inanıyorsak bunu kabul etmekten başka şansımız yok!
Amaaa...
Yıllardan beri çağdaş eğitim için verdiği mücadeleyle Türk kamuoyunun gönlüne taht kurmuş, binlerce genç kızın okula gönderilmesine öncülük etmiş, Atatürk İlke ve İnkilapları'ndan bir an olsun yan yola sapmamış ve hatta bir mitingde,
"Ne şeriat ne de darbe" diyeceği için konuşturulmamış bir insanı,
"Acaba o da darbeci midir?" diye sorgulamaya kalkmak...
"Ölüm biraz daha geciksin" diye lime lime olmuş vücuduna kan verilirken ve o bütün gücüyle ölüme karşı direniş gösterirken evine baskın yapmak..
İşte bu, asla kamuoyu tarafından kabul edilemez!
Nereden biliyorum bu kabul edilemezliği biliyor musunuz?
Dün, 67 yaşındaki annem ve 82 yaşındaki babamın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Onursal Başkanı
Türkan Saylan 'ın evine yapılan baskın sonrası
televizyon ekranlarına yansıyan görüntülerine ve açıklamalarına verdikleri tepkiden.
Üzgünüm ama Sayın Ergenekon Savcıları, siz bu kez çok yanlış bir kapı çaldınız!
Ve ne yazık ki bu toplumun yumuşak karnına öyle bir yumruk attınız ki, bu yanlışınızı affettirmeniz çok güç!
Niye biliyor musunuz?
Çünkü, kamuoyu nezdinde yıllardan beri bir melek imajına sahip Türkan Saylan'ı, isimlerini bile duymaya tahammül edemediğim
Veli Küçük,
Muzaffer Tekin, Sahte Yeşil
Osman Gürbüz gibi kendilerini bu ülkenin doğal jandarması zanneden tayfa ile aynı kefeye koydunuz!
Keşke o eve ansızın gitmeseydiniz...
Keşke bu baskını yapmadan evvel evdeki hanımlarınızın ya da çocuğunuzun öğretmeninin bir fikrini alsaydınız...
Mesela deseydiniz ki;
"Hanım, yarın sabah Türkan Saylan'ın evine baskın yapacağız, Ergenekon'la ilgili bir bilgi belge var mı ona bakacağız. Ne dersin?" Eminim ki hanımlarınızın yoklama amaçlı bu sorunuza vereceği tepki dün sizi bu affedilmez yanlıştan geri döndürürdü.
Herhalde onların bu toplumun duyarlılıklarına olan hassasiyetini ölçme güdüsü sizinkilerden daha iyi çalışıyordur!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Bugünkü Tüm Yazıları
Niye rotanızı şaşırıyorsunuz?
Yayın tarihi: 15 Nisan 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/15//yukselir.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.