Bilimkurgu filmlerinde olduğu gibi ışınlanıp başka bir zaman dilimine gitmek henüz mümkün değil.
Ama bu yolculuğu müzik dinleyerek yapabiliyorsunuz.
Kaç gündür beynimde bazen
"Kar-ı Muhteşem "in bazen de
"Neva Kar"ın melodileri çınlayıp duruyor.
Kar-ı Muhteşem Abdülkadir Meragi'nin (1360-1425) bestesi. Yani Timur'un, Yıldırım Beyazıt'ın, 2'nci Murat'ın yaşayıp hükümran oldukları dönemlerin nağmelerini yansıtıyor Kar-ı Muhteşem.
"Neva Kar" ise Buhurizade Mustafa Itri'nin (1640-1711) bestesi. Bu eser de beş tane Osmanlı padişahının hükümdarlığına tanık olmuş esintiler taşımakta.
Sonunda dayanamayıp, iPodumdan Meral Uğurlu yorumuyla Karı Muhteşem'i, Münir Nurettin Selçuk yorumuyla da Neva Kar'ı dinledim. Beynimde yüzlerce yıl öncesine yaptığım yolculuk, teknoloji sayesinde günümüzde son buldu.
Evet... Müzik sayesinde aynı anda iki değişik zamanı yaşamak mümkündür.
İki albüm Hafta içinde Sony Müzik'ten iki müzik albümü (cd) çıktı.
Bunlardan birinde Ali Ufki'nin (Wojciech Bobowski), diğerinde de Kantemiroğlu'nun (Dimitrie Cantemir) besteleri seslendirilmişti.
Ali Ufki (1610-1677) Polonya doğumluymuş. Esir edilip Osmanlı Sarayı'na köle olarak satılmış. Enderun'da hem müzik hem dil eğitimi almış. 20 yıl sonra azat edilip hem Osmanlı Devleti hem de İngiliz Sefareti için tercümanlığa başlamış.
Batı notaları ile bestelerini kayda geçirmiş. Hem iki ciltlik güfte ve beste kitabını yazmış hem de
"Saray-ı Enderun" başlığı altında Osmanlı sarayının içyüzünü anlatan kitabı kaleme almış.
Kantemiroğlu ise (1673-1723) Romanyalı tarihçi, besteci, felsefeciymiş. 15 yaşında İstanbul'a gelmiş. Osmanlı başkentinde geçirdiği 22 yılda, Türkçe, Kuran-ı Kerim ve müzik üzerinde eğitim görmüş. Ortaköy'deki yalısında ve Fener'deki konağında dönemin yerli yabancı ünlülerini ağırlarmış. Kantemir'in Batılılaşma ve Lale Devri'nin fikri altyapısının mimarlarından olduğu da söylenirmiş.
İstanbul'dan ayrıldıktan sonra Boğdan Voyvodası olarak bu ülkeyi yönetmiş.
Çalışkan müzisyenler Bu iki albümü dinlerken de 4'üncü Mehmet'in ve 3'üncü Ahmet'in dönemlerini yaşadım. DoğuBatı sentezinin ne olduğunu Polonya ve Romanya kökenli iki Osmanlı bestecisinin yapıtlarını dinleyerek anlamaya çalıştım.
Bu iki albümde de Ahmet Kadri Rizeli'nin ve müzisyen arkadaşlarının imzaları var.
Ali Ufki'nin ilahilerini seslendiren koroda Ahmet Erdoğdular, Serhat Sarpel, Furkan Biçer, İlhan Yazıcı, Serdar Kaşıkçılar gibi bildik isimler bulunmakta.
Ahmet Erdoğdular'ın Eda Karaytuğ'la birlikte gerçekleştirdikleri geçen yıl yapılan Göksel Baktagir yönetimindeki konserin kayıtlarını hâlâ dinlediğimi söylemeliyim.
Aslında Ahmet Kadri Rizeli için de başlı başına bir yazı yazmak gerek.
Onun
"Jazz Alla Turca" albümü de (Sony) favorilerim arasında.
Kemençede Ahmet Kadri Rizeli'nin, piyanoda Nail Yavuzoğlu'nun, kontrbasta Nezih Yeşil'in ve davulda Cem Aksel'in bulundukları kuartet, DoğuBatı sentezini günümüze, caz müziğinde taşımışlar. Gül Yazıcı'nı söylediği cazlaştırılmış Ninni'yi defalarca dinledim... Hâlâ da dinliyorum.
Ahmet Kadri Rizeli gibi çalışkan ve üretken diğer bir isim de Kerem Görsev.
Onun
"Diversion " albümüne henüz doymamışken, Fatih Erkoç'la birlikte yaptıkları
"The Lady From İstanbul" albümü de yayınlandı.
Başta da söylediğim gibi zamanın ötesine geçmek için ışınlanmaya gerek yok.
Siz de hem pazar hem de seçim günü olan bugün, kendinizi müziğe teslim edin.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 29 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/29//haber,D0D50CFB5D9045808EC8439105A7CD86.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.