Yarın genel yerel seçimlerde oy kullanmak için sandık başına gideceğiz.
Yoğun bir kampanya dönemini yaşadık.
19 Mart'tan bugüne kadar geçen sürede,
"Propaganda yasakları" vardı.
Aday veya partili olmayan büyük çoğunluğun üyeleri olan bizler bu yasakların pek farkında değildik.
Oysa mesel a ilçe seçim kurullarınca gösterilenler dışında açık ve kapalı yerlerde toplu olarak propaganda yapılması da, cep telefonlarıyla belli bir merkezden yönlendirilmek suretiyle seçim propagandası yapılması da yasaktı.
Ayrıca radyo ve
televizyon kuruluşlarının tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapmaları yasak olduğu gibi bunlar siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundaydılar.
Seçim yasakları Propaganda yasakları bitti... Ayrıca propagandalar da bitti.
Şimdi sırada
"Seçim yasakları" var.
Buna göre oy verme gününden önceki 24 saat içinde, haber ve röportaj yanında programlar veya reklamlar yoluyla kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler yapıp yayınlamak yasak.
Telefonlar aracılığı ile mini referandum gibi adlarla siyasi bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunulması da yasak.
İnternete dönük seçim yasakları da var.
Bunu Anadolu Ajansı'nın haberinden aynen verelim... Bu yasağın içeriğini anlayan internetçiler de buna uysunlar.
- Herhangi bir yayının banttan internet ortamında web yayını olarak halka izlettirilmesi durumunda ise mevcut yayının internet ortamında Türkiye'nin, hatta dünyanın her tarafından bu siteye internet aracılığı ile girilerek izlenmesi mümkün olabileceğinden, yayının verici aracılığı ile propaganda yasaklarına aykırı hareket edilerek halka izlettirilmesi halinde, yayını denetleme ve gerektiğinde yasaklama yetkisi ilçe seçim kurullarına ait olacak. Seçim yasakları dolayısıyla, nabız yoklama anketlerinin sonuçlarını yayınlamak da yasak ya...
Aslında yasaklar başlamadan önce de bu anketlere ilişkin yasaklar ve uyulması zorunlu kurallar vardı.
Buna göre kamuoyu araştırmaları, anketler ve tahminler ancak tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uyulmak koşuluyla, radyo ve televizyonlarda yayınlanabilecekti.
Kamuoyu araştırmaları ve anketler yayınlanmadan önce de, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığı, denek sayısı, araştırmanın kim tarafından finanse edildiği açıklanacaktı.
Bilemiyorum...
Düne kadar okuduğumuz anketlerden kaçı bu kurallara uygundu acaba? Bu anketlerden çoğunun sonuçlarına bakarken, hep Nasrettin Hoca'yı hatırladım.
Hoca'nın çanağı Bir gün bir konuğu
"Hoca bugün ayın kaçı" diye sorar endişesi ile, Nasrettin Hoca ayın ilk gününden başlayarak dolabındaki çanağa bir tane çakıl taşı atarmış her gece.
Karısı bunu görünce
"Hoca'ya yardım edeyim" diye düşünmüş ve Hoca uyuduktan sonra her gece o da çanağa bir avuç çakıl taşı atmaya başlamış.
Bir gün bir konuğu Nasrettin Hoca'ya
"Hoca bugün ayın kaçı" diye sormuş gerçekten.
Hoca dolabın bulunduğu odaya gitmiş. Kısa süre sonra dönmüş ve konuğuna
"Bugün ayın 95'i" demiş.
Konuk şaşkın
"Hoca ayın 95'i olur mu hiç" diye itiraz edince sinirlenip bağırmış:
- Be adam, çanağa bakarsan bugün ayın 295'i ama ben bunda indirim yapıp söyledim sana! Seçim yasağı öncesinde yayınlanan bazı anketler de
"Herhalde bunlarda Hoca'nın karısının katkısı var" diye düşündürüyordu beni.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 28 Mart 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/28//haber,3E23872716034B948322B3C3C04C5574.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.