ABD Başkanı Barack Obama'nın küresel aktörlerle ilk randevusu Londra'daki G-20 zirvesi olacak. Ama Obama yönetimi bu tür yüksek düzeyli platformlara ilk adımını attı bile. Başkan Yardımcısı Joe Biden, Şili'de düzenlenen "İlerici Hükümetler Zirvesi"nde Başkan Obama'yı temsil etti.
Sosyal demokrat, sosyalist (Avrupalı anlamıyla) ve merkez sol devlet ve hükümet başkanlarını buluşturan bir düşünce kulübü olan "İlericiler Zirvesi"ne önayak olan da ABD'ydi zaten. Ama Bill Clinton'ın ABD'si. 1999'da.
Bu kulübün geçmişteki 5 zirvesine solun ve sosyal demokrasinin en parlak siyasetçileri katıldı: Tony Blair, Lionel Jospin, Romano Prodi, Gerhard Schröder gibi. İsveç, Finlandiya, Belçika, hatta bugün sağ ya da sağın sağı hükümetlerce yönetilen Çek Cumhuriyeti ile Polonya bile bir ara kulübün üyeleri arasında yer alıyorlardı; düşünebiliyor musunuz... Artık hepsi de yerlerini sağ yönetimlere bıraktılar.
Şili'deki 6'ncı zirve topu topu 10 kadar sosyal demokrat veya merkez sol hükümetin liderlerini bir araya getirdi: Joe Biden, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, İspanya Başbakanı Jose Luis Zapatero, Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg gibi.
Krizin sosyal bedeli Zirvenin konusu elbette küresel kriz ve çıkış yollarıydı. Brown üstüne basa basa tek çözüm olduğunu söyledi: "Oyunun kurallarını yeniden belirlemek." Hem pazarlar, hem de devletler için.
Bu kurallar da, ona göre, sosyal adalet, çevreye saygı ve ekonomik gelişmeyi bir arada sağlamaktan geçiyor. Yani, sosyal demokrat, sosyalist, kısacası sol politikalardan. Bir de tablo çizdi Brown: "Kriz yüzünden dünyada 100 milyon insan yoksulluğa itildi. (200 milyona ulaşabileceği tahmin ediliyor.) En az 30 milyon kişi daha işini yitirecek. (50 milyona bile çıkabilir.) Yine en az yarım milyon çocuk da açlıktan ölecek." Ve ekledi: "Zor durumdaki bu insanlara sadece biz ilericiler yardım edebiliriz."
Yerden göğe haklı. Küresel krize her türlü ahlaki değeri yitirmiş Wall Street bankacılarının açgözlülükleri yol açtı. Ama onların ihtiraslarının gemlerini salıvermelerine de ABD finans sistemindeki denetimsizlik, hatta kuralsızlık neden oldu. Denetim boşluğu ya da denetimsizlik ise Bush döneminde ABD yönetimine egemen olan ve Başkan Ronald Reagan'ın 1981'deki yemin töreninde son derece veciz biçimde ifade ettiği politikalardan kaynaklandı:
"Devlet çözümün değil, sorunun kaynağıdır!" Dönüşün ayak sesleri Bu ideolojinin etkisi ABD ile sınırlı kalmadı, dalga dalga dünyaya yayıldı: Devletin küçülmesi, yoğun ve kapsamlı özelleştirmelerle ekonomik hayata sadece veda etmekle kalmayıp herhangi bir müdahaleden bile kesinlikle uzak durması, dünyanın birçok ülkesinde neredeyse 30 yıl boyunca tek yönetim tarzı oldu. Reçetenin geniş kitleler üzerindeki olumsuz yansımalarını sadece sol partiler iktidara geldikleri dönemlerde sosyal pansumanlarla bir ölçüde azaltabildiler. Tüm yetkileri piyasaya devreden bu politikaların tetiklediği kuralsızlık ortamını yine sol partiler iktidara geldikleri dönemlerde bir ölçüde düzeltebildiler.
Ama sol tıknefes olunca, meydan sağa kaldı. Alabildiğine...
Siyaset bilimciler, krizin "Devletin dönüşünün habercisi" olduğunu söylüyorlar. Sadece siyaset bilimciler değil, önemli iktisatçılar da. Bizden bir örnek verelim: Yakında Sabancı Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine başlayacak olan Kemal Derviş, Fransızlar'ın saygın "Politique Etrangere" (Dış Politika) dergisinin son sayısında yayınlanan uzun yazısında, kamu gücünün ekonomide çok daha aktif bir rol üstleneceğini belirtiyor, "Devlet dönüyor" diyor.
Devletin dönüşü, sol partilerin de iktidara dönmeleri demek. O nedenle merkez sol, sosyal demorat ve sosyalist partiler zamana karşı yarışarak programlarını ve politikalarını güncellemeye, yenilemeye çalışıyorlar. Şili zirvesi de zaten bu amaçla yapıldı.
Ya bizim sol? Yanıtlamayacağız. Ne olumlu, ne olumsuz. Bugün siyaset yok. Seçim yasaklarına giriyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 29 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/29//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.