Şimşek, krizin Türkiye'yi 3 yoldan; dış ticaret, finansman ve beklenti kanalıyla etkilediğini belirtiyor. Türkiye'de dış ticaretteki kötüleşmenin üretim kanalını etkilediğini eylül sonrasında krizle birlikte ciddi stok biriktiğini kaydeden Şimşek, "Herkes stokta yakalanınca eritmek için büyük çaba sarfetti. Bu da üretimde ciddi gerilemeye neden oldu" diyor. Şimşek, finansman konusunda ise "Bankaların sermaye yeterlilik rasyosu ve özsermaye karlılığı çok yüksek Daha da önemlisi yurtdışı şubeler dahil kredilerin mevduata oranı yüzde 85'lerde... Bu oran bazı ülkelerde yüzde 200'lerde. Bu kredi verme potansiyelinin halen yüksek olduğu anlama geliyor" diyor. Şimşek'e göre Türkiye, dünyada normalleşme sinyallerinin gelmeye başlamasıyla birlikte ilk nefes alacak ülkelerden biri olacak. Bakan, temkinli yaklaşımının 'olmazsa olmaz'ı resesyonun depresyona dönmemesi. Bakan dünyada resesyonla depresyonun flört ettiğini düşünüyor. Bu flörtün sistemik risk açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Şimşek, "Gelinen noktada bu derinleşmezse yaşanacak risk idare edilebilir bir risk olur" diyor.