Başbakan'ın Diyarbakır çıkarması

Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi hem toplum tarafından hem de siyaset aktörleri tarafından ilgi ve merakla bekleniyordu.
Bekleniyordu çünkü Diyarbakır'da DTP dışında miting yapabilecek tek güç AK Parti'nin bu çıkışı, sadece iç siyaset açısından değil dış dünyaya mesaj açısından da önemliydi...
Siyaset uzmanları bunu şöyle formüle ediyorlardı:
"Başbakan Erdoğan, Davos'ta dünyayı etkileyen barışçı bir duruş sergiledi. O duruşu güçlü kılmanın yolu da iç barıştan, yani Diyarbakır'dan geçiyor. Bu nedenle Başbakan Diyarbakır'ı önemsiyor."
Bu önemsemenin önemli bir göstergesi de AB ile ilişkileri yürüten baş müzakereci Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın aralarında yer aldığı çok sayıda bakanla Diyarbakır'a çıkarma yapmasıydı.
Böylesine önemsenen Diyarbakır gezisi bir önceki geziyle kıyaslandığında daha sakin ve görkemliydi. Bir anlamda "kaleyi ele geçirme" yaklaşımı geride kalmış, aylardır süren AK Parti-DTP gerilimi de en alt seviyeye inmişti. Bir Diyarbakırlı şöyle diyordu:
"Bu miting demokratik bir seçim sürecinin yaşanacağını gösteriyor."
Bunlar olumlu sinyallerdi.
Bir de Diyarbakırlıların siyasi ve ekonomik beklentileri vardı.
Siyasi açılımlar, Devlet Bakanı Nazım Ekren'in hazırladığı ekonomik paket, Uluslararası havaalanı talebi, Diyarbakır'a otobanın gelmesi...
Acaba Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması bu beklentilere bir cevap verdi mi?
Sorunun cevabını Diyarbakır Ticaret Odası'nın yeni başkanı Galip Ensarioğlu'na sorduk.
"Söylemleri ve buraya çok sayıda hükümet yetkilisiyle gelmesi Diyarbakır'ı önemsediğini gösteriyor. Ama buradan dünyaya bir barış mesajı vermek için hem siyasal hem de ekonomik açılımlar yapmak gerekiyordu. Diyarbakırlılara göre gereken yapılmadı henüz."
AK Partililerin bakışı ise biraz farklıydı:
"Bu gezi, gerilim sonrası Diyarbakır'a ilk çıkıştı. Hükümet bölgeye ciddi yatırımlar da yapacak, siyasi açılımlar da getirecek. Ama sırası var."
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması ağırlıkla bugüne kadar yapılanlarla ilgiliydi. Ama konuşmasının bir noktasında Özal'ın sürgünde yaşayan ünlü sanatçı Cem Karaca'yı Türkiye'ye getirdiğini hatırlatması Diyarbakırlıların aklına Kürtçenin yaşayan en güçlü ozanı Şivan'ı düşürdü.
Acaba Başbakan Erdoğan, bu sözleriyle Şivan'ı getireceğini mi söylemek istedi?
Şimdi Diyarbakırlılar temel sorunları kadar bu sorunun da cevabını merak ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın