Türk müziğinin ustalarından bestekâr solist ve koro yöneticisi Ali Şenozan anılarını
"Gönül Telimizi Titretenler" adı ile kitaplaştırdı.
Yıllardır seslerini ve sazlarını dinlediğimiz ses sanatçılarının yaşam öyküleri ile ve sayısız anekdotlarla dolu bir anılar meşheri bu kitap.
Kitaptaki anekdotlardan biri de Kutlu Payaslı'ya aitti.
TRT konserlerinde yönettiği koroları ve soloları ile müzikseverlerin gönüllerine taht kuran Kutlu Payaslı'ya,
"Türk müziğinin başlangıç tarihi ne zamandır" diye sormuşlar.
Payaslı hiç düşünmeden hemen cevap vermiş:
- Adem ile Havva'dan beri Türk müziği vardır!.. Soran kişi "Nereden biliyorsunuz bunu" deyince de açıklamış kanıtını:
- "Ham meyvayı kopardılar dalından/ beni ayırdılar nazlı yarimden" diye bir türkümüz vardır. O türkü Adem ile Havva zamanında yapılmıştır, oradan biliyorum! Önümüzdeki 29 Mart genel yerel seçimlerine uzanan süreçte
"Kimler kimlerin oylarını bölecek" hesapları yapılırken, Türk siyasetinde yola beraber çıkıp sonra birbirlerinin bölücüsü olanların ne zamandan beri var olduklarını listeliyordum.
Habil ile Kabil "Herhalde bu süreç de Habil ile Kabil'le başlamıştır" diye geçirdim içimden.
Bugün
"Saadet Partisi AK Parti'nin oylarını bölecek mi" hesapları her kesimde yapılıyor.
Daha da ötesi Saadet'in yeni Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a karşı olan laikçilerin de gözdesi şimdi.
Bir nevi
"Solcu" muamelesi bile yapılıyor Kurtulmuş'a.
"AK Parti ciplerin direksiyonundaki başı örtülülerin, Saadet Partisi ise duraklarda otobüs bekleyen başı örtülülerin partileridir" benzeri değerlendirmeler, siyaset piyasasına sürülmekte.
Buna benzer değerlendirmeler veya beklentiler Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi için de yapılmıyor mu?
AK Parti'li aday ve şimdiki Başkan Melih Gökçek'in oylarının MHP adayı Mansur Yavaş tarafından bölüneceğini ve bundan CHP'nin adayı Karayalçın'ın kazançlı çıkacağını söyleyenler pek çok.
Buna benzer durumlar Ankara hariç hemen her bölgede CHP ile DSP arasında görülmekte.
Mustafa'ya karşı "M" çıktı İş o noktaya vardı ki İstanbul'un Şişli'sinde DSP'den aday olan Başkan Mustafa Sarıgül'e karşı, CHP de bir
"M" Sarıgül'ü aday çıkardı.
Siyasi çevreler ise bu durumu
"CHP'nin nakıs teşebbüsü" olarak değerlendirirken, Şişli seçmeninin
"Mustafa" ile
"M" arasındaki farkı görecek kadar bilinçli olduğunu vurguluyorlar.
Geçenlerde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile sohbet ederken
"MHP'den neden koptunuz" diye sorduğumda,
"Biz kopmadık, birileri kopartılmamıza karar verdi ve bu yönde yayınlar başlatıldı" demişti.
Aslında bu bölünmeler gerçekten Habil ile Kabil'den beri hep vardır.
Demokrat Parti de CHP'den çıkmamış mıydı?
Yıllar önce Nazmiye ve Süleyman Demirel'le rahmetli Kemal Ilıcak'ın evinde aynı masada yemek yiyorduk.
Nazmiye Demirel CHP'yi eleştiren sözler söylerken onu kesip,
"Isparta'da sizlerin babalarınız hep CHP'li değil miydiler" diye sorduğumda gülmüş ve
"O zaman başka parti mi vardı ki" diye cevaplamıştı iğnelememi.
Bugünle dünün farkı bu galiba...
Bu nedenle bütün partiler doğurgan şimdi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 20 Şubat 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/20//haber,43ED4B85AF32436080438A64A0442262.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.