Arkadaşımız Esra Tüzün
Avrupa Birliği'nin uyarısına dayanarak yazdığı haberde,
"Erken ergenlik" in yarattığı sorunları ele almıştı dünkü Sabah'ta.
Buna göre yapay hormonların kullanıldığı besinler, temizlik ve ambalaj malzemeleri, 10-12 olması gereken ergenlik yaşını 7-8'e düşürmüş.
Kendileri çocuk ama dış görünümleri ve vücut salgıları ergen olanlar, ruhsal, cinsel ve fiziki sorunlarla karşılaşıyormuş.
"Modernleşme" nin bir tanımı da
"Zamanının hızlanması" dır.
Modern zamanların teknolojide, tıpta, iletişimde ve hemen her alanda hayatımıza getirdiği değişimin demek bir sonucu da, yaşlanmanın hızlandırılması oldu. Yapay hormonların etkisiyle çocuklar çocukluklarını yaşamadan, ergenlikle gelen problemlerin esiri oluyorlar.
Esra Tüzün'e konuşan Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz,
"Beş yaşında regl görmeye başlayan hastam bile oldu" demiş.
Prof. Dr.Oya Ercan da, bebeklikte plastik değil cam biberon kullanılmasını, şampuanların bile
"organik olmayan maddeler var mı" diye kontrol edilmesini önermiş.
"Modern zamanlar" bu tür olgularla bireylerin yaşamını olumsuz etkilediklerinde, çeşitli önlemlerle bunları etkisizleştirmeye çalışıyoruz.
Hormon taraması Ancak bunların tümden yok edilmelerinin ve etkilerinin de yok edilmesinin mümkün olmadığını biliyoruz.
Ne kadar dikkat ederseniz edin, bütün besinleri, bütün şampuan ve deterjanları, plastik torbaların tümünü,
"hormonlu mu-hormonsuz mu" diye kontrol edemezsiniz.
Buna benzer durumlar GSM cep telefonları için de söz konusu değil mi?
Sürekli cep telefonunun beyinde normal olmayan reaksiyonlar yarattığı konusu sürekli tartışılmıyor mu?
Veya
televizyon ve bilgisayar ekranlarının radyasyon yaydıkları konusunda yüzlerce haber okumadık mı son yıllarda?
Belki bazıları gerçek olan iddiaları gündeme getiren bu tür haberler, ne televizyondan, ne bilgisayardan, ne de cep telefonundan vazgeçmemize neden oluyor.
Unutmayalım ki
"Modern zamanlar" toplumsal yaşamımızı da hızlandırdı.
Yüzlerce yıl
"Köylü" olarak nitelenen Anadolu insanı, son yarım asırda
"Kentli" oluverdi.
Ekonomi artık tarım değil, sanayi ve hizmet ağırlıklı.
1960'lara kadar yaşadığı dar alandan pek dışarı çıkmayan Anadolu insanı şimdi dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışıyor, yaşıyor, iş kuruyor. Sadece Batı Avrupa'da milyonlarca Anadolulu var.
Çok hızlı değiştik Devletin hayata her alanda müdahalesinin zaman zaman askeri darbeler olarak şekillenmesini bile yadırgamazdık yakın geçmişe kadar.
1997'de
"28 Şubat bin yıl sürecek" denildiğinde çoğumuz bunu doğal karşılamamış mıydık?
Oysa artık ortak beynimiz siyasette
"Çoğulcu demokrasi" ve ekonomide de
"Serbest Pazar" dışındaki modelleri kabul edemiyor.
Gelişmiş dünyanın çağlar boyunca yaşadıklarını, toplum olarak hızlandırılmış ve sıkıştırılmış bir zaman sürecinde yaşamadık mı?
Bu sürecin sebebi hormonlar değildi elbet.
Dünyanın küçük bir köye dönüşmesindeki etkenler, teknolojik gelişmelerden, bilgi ve iletişimin birlikteliğine uzanan alanlarda bulunmaktadır..
Çocukların yaşlanmasının hızlandırılmasına karşı ne kadar önlem alsak da, toplumların hızlandırılmış gelişme sürecine sokulmaları önündeki engelleri de aynı şekilde kaldırmaya çalışmalıyız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 11 Şubat 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/11//haber,932ABA9017F24CEE93886F602D40F8B1.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.