kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

29 Mart sonrasında siyaset eskisinden farklı olacak

Önümüzdeki 29 Mart genel yerel seçimleri, sade sonuçları ile değil, bu sonuçlar sonrasında çıkacak tablo ile de, siyasi yaşamımızda bir dönüm noktası oluşturacaktır.
Bu açıdan baktığınızda, özellikle CHP'nin bu genel yerel seçimi bir "genel seçim" gibi gördüğü ortadadır.
"Çarşaf açılımı", "Kuran kursu vaatleri" ve "Dosyalı yıpratma girişimleri", bir yerel seçimden çok bir genel seçim öncesine uygun düşen hamlelerdir.
Kentlere götürülecek hizmetlerin açıklanması yerine, CHP'nin ideolojik yapısının değiştirilmesine dönük ve laikliği farklı yorumlayan bir propaganda kampanyası geçmiş yerel seçimlerde bu ölçüde görülmemiştir.
Sonuçta bu genel yerel seçimin sonuçları, bir ölçüde CHP'deki Baykal yönetiminin de kaderini belirleyecek gibidir. CHP'nin oylarında bir kıpırdama olmazsa, bu yönetimin sonsuza kadar CHP'yi yönlendirmesi pek mümkün olamayacaktır.
Bu genel yerel seçimin Güneydoğu illerinde ortaya çıkartacağı sonuçlar ise, DTP'yi derinden etkileyecektir.

Güneydoğu bilmecesi
Başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu kentlerinde AK Parti'nin oylarını artırması, Güneydoğu Sorunu'na ve Kürt Realitesi'ne yaklaşımda DTP'nin söylemlerini ılımlı çizgiye kaçınılmaz olarak getirecektir.
Bu açıdan 29 Mart genel yerel seçimleri, Güneydoğu Sorunu'nun gelecekte alacağı yön açısından hayati önem taşıyor.
İster genel isterse yerel olsun, her seçim iktidar partileri için ülke düzeyinde bir güven oylaması niteliğini taşır.
İktidarda olan partilerin yerel seçimleri de mutlaka kazanacakları inancı, bir şehir efsanesidir. Bunu mesela ANAP'ın iktidar olarak girdiği 1989 yerel seçimlerindeki yenilgisi ile de görmedik mi?
Eğer bir ülkede iktidarın sonunu getirecek bir rüzgâr esiyorsa, bu yerel seçimlere de yansır.
29 Mart'ta bu şekilde hem iktidara halkın verdiği güvenoyunun oranını göreceğiz, hem de AK Parti belediyelerinin sunduğu hizmetlerin kentliler tarafından nasıl değerlendirildiğini de anlayacağız.

LDP ile ANAP işbirliği
29 Mart seçimleri sonrasının önemini anlayan siyasetçilere örnek olarak, Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker ile ANAP Genel Başkanı Salih Uzun'u gösterebiliriz.
Bu iki lider hafta içinde ortak bir basın toplantısı düzenlediler ve bu genel yerel seçimde, Liberal Demokratların ANAP'lı adayları destekleyecekleri açıklandı.
Bu basın toplantısında Cem Toker'in şu sözleri gerçekten siyasetin geleceği açısından anlamlıydı:
- Benim neslime, bu ülkeye çağdaşlığı, uygarlığı, zihniyet değişimini getiren; Anavatan Partisi'dir. Rahmetli Özal'dan önceki Türkiye ile Özal döneminden sonraki Türkiye pek çok açıdan büyük farklılıklar göstermektedir. Din ve vicdan özgürlüğünü, girişim özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü vurgulayan; Türk siyasetine bu değerleri sokan Anavatan Partisi'dir. Anavatan Partisi'nin geçen hafta yaptığı kongre sonrası gerek amblemini değiştirerek özüne dönmesi, gerek Özal ruhuyla yeniden siyasi ortamda yerini alması bizim için çok önemlidir. Dolayısıyla bu çerçevede biz Anavatan Partisi'ne yerel seçimlerde Liberal Demokrat Parti'nin aday çıkarmadığı yerlerde destek verme kararı aldık. Bu, belki rakamsal açıdan önemsenmeyebilir, nicelik değeri sorgulanabilir ama biz buna bir nitelik olarak bakıyoruz.
ANAP Genel Başkanı Salih Uzun da "Türkiye'nin bütün atılım dönemleri, merkez siyaset alanının bir ve güçlü olduğu dönemlere denk gelmektedir. Ne zaman ki biz zayıflamışız, yani merkez sağ siyaset, mutedil siyaset zayıflamış Türkiye kaybetmiştir" diye konuştu bu basın toplantısında.
Keşke bu basın toplantısında DYP'nin devamı olan DP de yer alsaydı.
Cem Toker'in söylediği gibi bu işbirliği bugün rakamsal açıdan önem taşımayabilir ama geleceğin güçlü "Merkez sağ"ı için önemli adımdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın