İktidar partisinin oy toplamak için yoksullara kömür, bulgur, makarna falan filan dağıtması ağır hakaretlere yol açıyor... Muhalif basın bunu yerin dibine sokup çıkarıyor...
Ama ana muhalefet partisinin
"her yoksul aileye ayda altı yüz lira" dağıtma gibi vaatleri çok olumlu karşılanıyor, çünkü amigolar
"bizim parti ne eylerse güzel eyler" şeklinde düşünürler.
Bir zamanlar İstanbul'da
"hemşerilerine devlet arsası yağmalatmış" olanlara da
"bizim çocuklar" gözüyle bakıyorlar ve yemiş oldukları her haltı hoşgörüyorlar... Nalıncı keseri hep onlardan yana yontuyor...
Sabahları gecekondu mahallelerinden şehir merkezine doğru giden otobüslere halkı bedava bindirirsen solcusun, ama bayram günleri hiçkimseden otobüs ve köprü parası almazsan sağcı! (Çünkü dini bayramları sağcılar ve gericiler kutlarlar.)
Süt dağıtırsan halkçısın, çamaşır makinesi verirsen halk düşmanı! (Çünkü emekçi halkımın neyine gerektir çamaşır makinesi gibi lüks araç ve gereçler?)
Belediyelere kendi yandaşlarını doldurursan sosyaldemokrat sayılıyorsun, ötekiler bunu yaparlarsa
"partizan" oluyorlar.
Bazı arkadaşların kendilerini kandırmak için uydurdukları çok güzel sloganlar da var:
"Demokrasilerde siyasi partiler halk için çalışır" ... Bunlar halk için çalışmıyorlar!
Kömür çuvallarını alanlar ya uzaylı, ya Yunanlı, ya da aristokrat herhalde!
Bu yanılgının kökleri çok eskilere dayanıyor.
"Halkın bütününü kucaklayan parti" safsatasına!
Böyle bir parti yoktur ve olamaz.
Bu iddiada, genelikle faşist partiler bulunurlar! Alt tabakayı kerizlemek için.
Solcu geçinen arkadaşlar, siyasi partilerin
"sınıf ya da zümrelerin ve onların çıkarlarının temsilcisi" oldukları gibi son derece basit bir gerçeği bile unutmuş görünüyorlar. Ya da hiç öğrenmediler.
Demokrasilerde halk için çalışan parti de vardır, halk için çalışmayan da...
Ama
Türkiye yıllarca
"imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz" diye kandırılmıştır.
"Bizde sınıflar yoktur, dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi herkesin partisidir" denilmiştir.
Bunun böyle olmadığı da ilk serbest seçimde görülmüştür, o gün bu gün de her seçimde görülmektedir.
AKP'yi halka kömür dağıttığı için suçlayan arkadaşlar, CHP'nin savaş yıllarında memurlara, ama yalnızca memurlara dağıttığı kumaş, patiska, gaz, sabun gibi malzemeleri de bir zahmet hatırlasalar iyi olur! Ve de halkın tepkisinin ve nefretinin nasıl uyandığını...
Hani sonradan
"nakde" dönüştürülmüştü de, savaş bittiği halde memur zümresi daha yıllarca bu parayı tıkır tıkır bir çeşit
"seyyanen zam" gibi almayı sürdürmüştü...
İsmet eylerse güzel eyler, Recep yaparsa tu kaka...
Bakalım çifte standart sizi seçimde gene hangi hüsranlara sürükleyecek?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 9 Şubat 2009, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/09//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.