Taksim'deki büyük sürpriz

Taksim'deki eski su idaresi binası, bir diğer adıyla Maksem binası uzun süredir onarımdaydı.
Sonunda açıldı. Ben yoktum, açılışa gidemedim. Ama geçenlerde girip gezdim.
Ve İstanbul âşığı bir mimar-yazar olarak çok şaşırdım. 1732'den, Padişah I. Mahmut döneminden kalma yapı, birbiri ardına gelen sayısız kubbeleriyle öylesine etkileyici bir hacim oluşturuyordu ki...
Kusursuz biçimde restore edilmiş ve Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi olarak açılmıştı.
İçindeki ilk sergi de çok iyi seçilmişti: Sine-i Millet Sergisi, yerel seçimlerin yaklaştığı şu sıralarda bize Türkiye'de seçimlerin, dolayısıyla demokrasinin tarihini anlatıyordu: Tanzimat'tan başlayıp Meşrutiyet'ten geçerek Cumhuriyet'e uzanan, tek parti döneminden çoğulcu sisteme atlayan demokrasimizin resimler, belgeler, karikatürler, gazete-dergiler, kitaplar ve filmlerle anımsanması.
Evet, filmler: Yeşilçam'ın seçimlere ve siyasete eğilen bir avuç filmi de bulunmuştu, bir barkovizyon ekranında gösteriliyordu. Keşke bunların arasında, merhum Atıf Yılmaz'ın türün başyapıtı saydığım Yarın Bizimdir'i de olsaydı! Serginin nefis bir kitabı da basılmıştı.
Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü'nün bu harika çabasını kutluyorum.
Ama aklıma kimi sorular da gelmiyor değil. Bu harika yapı niçin bugüne dek battal kalmıştı? Burada bu tarihi yapı varken, Başbakanımız Tayyip Erdoğan yıllar önceki belediye başkanlığı sırasında nasıl olmuştu da buraya bir cami yaptırmayı düşünebilmişti? Ve de günümüz belediyesinin, müzenin arkasındaki boş ve metruk alana el atıp burayı bir Beyoğlu Parkı olarak düzenlemesi, ayrıca Kadir Topbaş'ın aylar önce söz verdiği gibi, yandaki küçük mescidin o çirkin teneke minaresini yeniletmesi ne zaman gerçekleşecekti?