Bank Asya Ligi'nde forma giyen futbolcuların kulüplerinin elinden bir sezonda ortalama 4-5 milyon lira geçer. Ama sıra teknik direktöre ve futbolcuya para vermeye geldiğinde,
"Sen ne verdin de ne istiyorsun?" mantığı girer hep devreye.
Nitekim 17 maçı bulur maç başı futbolcu alacakları. Sezon başı aldıkları peşinattan sonra aylarca tek kuruş girmez ceplerine. Antalya'ya kampa geldiklerinde bıçak kemiğe dayanmıştır artık.
"Ya paramızı verin ya bizi bırakın" demeye karar verir futbolcular. İçlerinden en tecrübeli dört ismi lider seçerek elçi gönderirler. Mesaj ulaşması gereken yere ulaşır.
Başkandan gelen talimat çok açık ve nettir: "O elebaşlarına söyleyin; kampı terk etsinler!" Yöneticiler gece 23:00 sularında o oyuncuların kapılarını tek tek çalar. "Ya çıkın ya da jandarma getirir, zorla çıkartırız" derler.
Ama tüm takım sahip çıkar arkadaşlarına; "O arkadaşımız giderse biz de gideriz. Onlar bizlerin parasını istedi" diyerek giyerler sivil elbiselerini, tutarlar yolu. Takım tam kapıdan çıkacakken, teknik direktörleri görür, çevirir onları. Toplantı yapar, kalmaları için ikna etmeye çabalar. İki saat dil döker, uğraşır. Sonunda başkandan gelen ikinci mesaj da aynıdır: "Herkes derhal terk etsin kampı!"
Başkanın elçisi toplantıya gelip mesajı iletir. Sonunda tüm takım kovulur Antalya kampından. Ertesi sabah yönetim kampa noter getirip tutanaklara oyuncuların kampı izinsiz terk ettiklerini yazdırır
. Noter tek tek futbolcuların idmana çıkmadıklarını, kampta olmadıklarını işler tutanağa. Ardından yönetim bir basın açıklaması yapar: "Futbolcular, teknik direktörlerinin öncülüğünde kampı izinsiz terk ettiler!"
Futbolculara, "Hadi şimdi paranızı isteyin; hadi geri dönmeyin de görelim!" mesajı gönderilir. Futbolcuların elleri mahkmdur dönmeye; hak ettikleri parayı isteyen çenelerini kapamaya. Çoğu korkudan döner kampa. Tabii tüm bunlar yaşanırken alınan ses kaydı olmasa, bu millet bunu çok çabuk yer ve yutar. Yıllarını futbola vermiş o oyuncuların kendilerini kalmaları için ikna etmeye çabalayan hocalarına, "
Biz insanız hocam insan! Hayvan değiliz" demesi; gencecik futbolcuların, "
Odalarımızı boşaltmazsak jandarma çağıracaklarmış" diye tehdit edilmelerini dile getirmeleri, isyan edişleri, otelin sinema salonunda yankılanan o haykırışları dinledikçe içim cız etti.
Bakalım bu korkunç olayın sırf bu hali, birilerinin içlerini cız ettirmeye yetecek mi? Olmadı Adanalı, hiç olmadı!
Yayın tarihi: 7 Ocak 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/07//kum.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.