kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Sabah mesaj yollayana kadar kriz geçiriyorum

06.12.2008
- Yaşadığınız nasıl bir şey; çok iyi arkadaşlık mı, çok derin bir aşk mı, nasıl geliyor size?
S.S:
Kelime bulamıyoruz!

- Özellikle siz Sadıka Hanım, çok aşıkmışsınız...
S.S:
Evet doğru.

- İlk göz koyan sizmişsiniz, sahnesini en ön sıralardan izlermişsiniz. Doğru mu?
S.S:
Doğru. Şunu da söyleyeyim; şu anda Cenk'i kaybetmekten korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmuyorum. Bak çok özele giriyorum ve sen olduğun için söylüyorum; şu sıra albüm çalışması olduğu için Cenk sabah beşlerde falan eve geliyor, yatıyor, ertesi gün dörtlerde uyanıyor. O bana 'günaydın aşkım' diye mesaj yollayana kadar sinir krizleri geçiriyorum, gözyaşı döküyorum.

- Bir mucize olarak görüyor musunuz bu yaşadığınız şeyi, böyle bir aşk yakalamayı?
C.E:
Ben mucizelere inanırım. Ama şuna inanıyorum; en önemli şey hayat boyunca beraber nefes alabileceğiniz, el ele tutuşabileceğiniz, gözünün içine baktığınız zaman sevgiyi görebileceğiniz insanı bulmak.
Bunu yakaladım, bunu gördüm.
Bakın; herhalde her aile kızının ya da oğlunun iyi bir evlilik yapmasını ister. Ben anneme ilişkimden bahsettiğimde ilk sorduğu Sabancı soyadı değildi; "Akşam yemeğini hazırlıyor mu?" diye sordu. "Sabah seni yolcu ediyor mu?" dedi.
Yardımcılarımız olmasına rağmen akşam benim yemeğimi hazırlıyor Sadıka, beni uğurluyor, karşılıyor. Bunlar çok zor şeyler.

- Birlikte mi yaşıyorsunuz?
S.S:
Ayrı yaşıyoruz ama akşamları geliyor Cenk, ben yemeği yapıyorum, birlikte masayı topluyoruz. O çiçekleri sularken, ben bulaşıkları makineye koyuyorum. Ben normalde oturmayan, gezen tozan bir insanım ama ben de böyle bir şeyi özlemişim.