| 4 Ocak 2009, Pazar |
Ermenilerin nüfusun yüzde 20’sini oluşturduğu İzmit’teki Ermeni mahallelerinden biri. Arka tarafta solda mimar Garabed Balyan’ın yaptığı Padişah Abdülmecid’in av köşkü var. Sağdaki saat kulesini Mihran Azaryan yapmıştı.
Polemiğimiz özrümüzden büyük
ŞİRİN SEVER
20.12.2008
Gazeteci, yazar ve akademisyenler tarafından başlatılan özür kampanyasına imza atanların sayısı her geçen gün artarken, kampanyaya karşı çıkanlar da çığ gibi büyüyor. Devletin en üst kısımlarına kadar sıçrayan tartışmayı, bütün taraflara sorduk. Özür kampanyasına imza atanlar, 'özür dilemem' diyenler ve şerh koyarak destekleyenler anlattı..
Türkiye çalkalanıyor... Öğretim üyeleri, gazeteciler ve sanatçıların içinde bulunduğu bir grup aydın; içinde hem 'Ermeni' hem 'özür' kelimesi bulunan bir imza kampanyası başlattı, nasıl çalkalanmasın! Türkiye'de gündem değişti, ortalık karıştı, suçlamalar yeniden hortladı, devletin zirvesinde bile 'çatlak' oluştu.
Şaşırdık mı? Hayır, her şey tam da beklendiği, olması gerektiği gibiydi! Peki, aslında Türkiye için 'dönüm noktası sayılacak' bu iş neden bu kadar kargaşa yarattı? Lafı dolandırmadan baştan başlayalım: Başını gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, Baskın Oran, Ahmet İnsel ve Cengiz Aktar gibi isimlerin çektiği bir grup aydın, 1915'teki Ermeni tehciriyle ilgili bir imza kampanyası başlattı yaklaşık bir hafta önce. 'Özür Diliyorum' isimli kampanya metninde şunlar yazılı: "1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felaket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum..." Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından karar verilen kampanyayı, işin mimarlarından Ali Bayramoğlu şöyle özetliyordu: "Bu, Türk tarihi üzerinde bir leke ise ben bu lekeden arınmak istiyorum.
Bireysel bir hissiyat bu. Çünkü bu olayın içinde değildim, ben yaşamadım, ben yapmadım. Kendi vicdanımızın sesini dinleyerek böyle bir metni ortaya attık. Ermeniler de karşısını yapsın..." Bir anlamda mahcubiyetten; 'göz yummaktan, görmezden gelmiş, unutmuş olmaktan, konuşmamış olmaktan' dolayı dilenen bir özür.
Adalet Ağaoğlu, Şerafettin Elçi, Hasan Cemal, İpek Çalışlar, Neşe Düzel, Kezban Hatemi, Tarhan Erdem, Ali Nesin, Ömer Madra, Lale Mansur, Oral Çalışlar, Derya Alabora, Ece Temelkuran, Murat Belge, Hale Soygazi, Enis Batur, Aylin Aslım gibi ünlü pek çok ismin de yer aldığı kampanyaya imza atanların sayısı cuma günü 14 bine yaklaşmaştı.
Amaç, kampanyanın bir yıl boyunca internette kalması ve mümkün olduğunca fazla katılım.
* * *
Peki tartışma kültürünü dahi öğrenememiş bir Türkiye'de 'özür dileyenler' olur da; özür dileyenleri kınayanlar, 'özür dileyen özürlüler' ifadeleriyle fikir özgürlüğüne karşı çıkanlar, 'özür dileyenler adına özür dileriz' diyenler olmaz mı? Hem de dolu! Hatta www.ozurdiliyoruz.com internet adresinde imzaya açılan kampanyaya karşılık "Geçmişte Osmanlı insanlarının Ermeniler tarafından maruz bırakıldıkları vahşetlerden dolayı özür bekliyoruz" diyenler de anında www.ozurbekliyorum.com adresinden karşı kampanya başlattı.
Siyaset dünyasındaki ilk tepki ise beklenen şekilde MHP saflarından geldi.
MHP kurmayları, anında bir bildiri yayınlayarak bu girişimi kınadıklarını belirtti, özür dileyenleri "Ermeniler'in sahte soykırım yalanının sözcülüğünü yapanlar" ilan etti. Kınama bildirisine ilk imzayı atan da MHP Lideri Devlet Bahçeli oldu.
Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, "Suç işleyen özür diler, benim ülkemin sorunu yok" diyerek kampanyaya destek vermezken; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Her konu konuşulabilmeli" diyerek bir anlamda destek sundu.
Bu arada kampanyaya imza atan, atmak isteyen ama 'şerh düşen' pek çok isim de oldu.
İşte biz de, kampanyanın etrafındaki bu üç 'taraf'ı dinlemek istedik.
Bir haftadır gündemi işgal eden bu kampanyada kim neye itiraz ediyor, kim neden özür diliyor, kim neden dilemiyor masaya yatırdık.
Şaşırdık mı? Hayır, her şey tam da beklendiği, olması gerektiği gibiydi! Peki, aslında Türkiye için 'dönüm noktası sayılacak' bu iş neden bu kadar kargaşa yarattı? Lafı dolandırmadan baştan başlayalım: Başını gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, Baskın Oran, Ahmet İnsel ve Cengiz Aktar gibi isimlerin çektiği bir grup aydın, 1915'teki Ermeni tehciriyle ilgili bir imza kampanyası başlattı yaklaşık bir hafta önce. 'Özür Diliyorum' isimli kampanya metninde şunlar yazılı: "1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felaket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum..." Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından karar verilen kampanyayı, işin mimarlarından Ali Bayramoğlu şöyle özetliyordu: "Bu, Türk tarihi üzerinde bir leke ise ben bu lekeden arınmak istiyorum.
Bireysel bir hissiyat bu. Çünkü bu olayın içinde değildim, ben yaşamadım, ben yapmadım. Kendi vicdanımızın sesini dinleyerek böyle bir metni ortaya attık. Ermeniler de karşısını yapsın..." Bir anlamda mahcubiyetten; 'göz yummaktan, görmezden gelmiş, unutmuş olmaktan, konuşmamış olmaktan' dolayı dilenen bir özür.
Adalet Ağaoğlu, Şerafettin Elçi, Hasan Cemal, İpek Çalışlar, Neşe Düzel, Kezban Hatemi, Tarhan Erdem, Ali Nesin, Ömer Madra, Lale Mansur, Oral Çalışlar, Derya Alabora, Ece Temelkuran, Murat Belge, Hale Soygazi, Enis Batur, Aylin Aslım gibi ünlü pek çok ismin de yer aldığı kampanyaya imza atanların sayısı cuma günü 14 bine yaklaşmaştı.
Amaç, kampanyanın bir yıl boyunca internette kalması ve mümkün olduğunca fazla katılım.
* * *
Peki tartışma kültürünü dahi öğrenememiş bir Türkiye'de 'özür dileyenler' olur da; özür dileyenleri kınayanlar, 'özür dileyen özürlüler' ifadeleriyle fikir özgürlüğüne karşı çıkanlar, 'özür dileyenler adına özür dileriz' diyenler olmaz mı? Hem de dolu! Hatta www.ozurdiliyoruz.com internet adresinde imzaya açılan kampanyaya karşılık "Geçmişte Osmanlı insanlarının Ermeniler tarafından maruz bırakıldıkları vahşetlerden dolayı özür bekliyoruz" diyenler de anında www.ozurbekliyorum.com adresinden karşı kampanya başlattı.
Siyaset dünyasındaki ilk tepki ise beklenen şekilde MHP saflarından geldi.
MHP kurmayları, anında bir bildiri yayınlayarak bu girişimi kınadıklarını belirtti, özür dileyenleri "Ermeniler'in sahte soykırım yalanının sözcülüğünü yapanlar" ilan etti. Kınama bildirisine ilk imzayı atan da MHP Lideri Devlet Bahçeli oldu.
Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, "Suç işleyen özür diler, benim ülkemin sorunu yok" diyerek kampanyaya destek vermezken; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Her konu konuşulabilmeli" diyerek bir anlamda destek sundu.
Bu arada kampanyaya imza atan, atmak isteyen ama 'şerh düşen' pek çok isim de oldu.
İşte biz de, kampanyanın etrafındaki bu üç 'taraf'ı dinlemek istedik.
Bir haftadır gündemi işgal eden bu kampanyada kim neye itiraz ediyor, kim neden özür diliyor, kim neden dilemiyor masaya yatırdık.
Haberin fotoğrafları
Yayın tarihi: 4 Ocak 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/04/pz/haber,E378DB4F7FAA4F17A477D7BF8A255F17.html
Tüm hakları saklıdır.
Röportaj Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Gizlilik Bildirimi | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © -2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|