İki bayram arası soğuyan siyaset, yarından itibaren hareketlenecek. Siyaset sahnesinin başlangıç gongu da salı günü Meclis'te Bütçe üzerindeki görüşmeleriyle çalınacak.
Bütçenin tümü üzerindeki ilk gün görüşmesinde partileri adına CHP lideri
Deniz Baykal ve MHP lideri
Devlet Bahçeli söz alacak.
Anlaşılıyor ki her ikisinin de hükümete dönük eleştirisi, ekonomik kriz ve yarattığı olumsuz sosyoekonomik yansımaları üzerinde olacak. Salı günü başlayacak atışma bu yıl bütçe ile sınırlı kalmayacak, 29 Mart yerel seçimlerine kadar devam edecek.
Ekonomi ve sorunu Siyasi partilerdeki hazırlıklara bakılırsa, yerel genel seçim propaganda dönemi de iki sütun üzerine yükselecek.
Batı için öncelikli konu
ekonomi olurken; Doğu'da siyasi partilerin
"Kürt" açılımları birinci sırada yer alacak...
Bunun ilk adımı da gelecek hafta bugün CHP'nin,
"Değişim İçin Pusula" adını verdikleri Tüzük ve Program Kurultayı'nda atılacak.
Türban konusundaki açılımının tartışması devam eden CHP'nin
"Kürt açılımı" da aslında yeni bir açılım getirmiyor.
Parti yöneticilerinin de vurguladığı gibi
"açılımın özü SHP'nin 1989'daki Kürt Raporu'na" dayanıyor.
19 yıllık dönüşüm Her ne kadar Kürt kökenli partililer sundukları raporda
"Türkiyelilik ve Türkiye vatandaşlığı" kavramının öne çıkarılmasını istese de CHP yönetimi çözüm olarak
"Anayasal Vatandaşlığı" öne çıkarıyor.
Raporda CHP lideri Baykal'ın da dile getirdiği
"İnsanların kimliğini şeref ve namusu olarak görürüz" sözü yer alıyor.
Kürtçenin okullarda öğretilmesi, 24 saat Kürtçe yayın yapılması, sinema, tiyatro eserlerinin hayata geçirilmesi için Kürt dilinin önündeki engellerin kaldırılması ve üniversiteler bünyesinde
"Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Enstitüleri" kurulması önerileri sıralanıyor.
Ayrıca sosyoekonomik çözüm önerilerine de yer veriliyor.
Bütün olarak bakıldığında şunu söyleyebiliriz ki CHP, adına ister Anayasal Vatandaşlık desin, ister başka bir şey; bir zamanlar eleştirdiği
"Türk kimliğinin" bir üst kimlik olduğu fikrine adım adım yaklaşıyor.
Veya SHP raporundan bu yana geçen 19 yılın en azından 10 yılını
"sil baştan" yapıyor.
İktidarın freni Aslında CHP'nin bu açılımı bir türlü çözüm bulunamayan ister Kürt, ister Güneydoğu veya bölgesel sorun deyin, temel bir sorunun çözümüne katkı getirmesi açısından da önemli.
Açılımı sadece CHP mi yapıyor?
Hemen belirtelim hayır...
Alevi açılımını yapan MHP'nin de önümüzdeki günlerde bölgeye dönük söylemlerinin olacağı parti kulislerinde sıklıkla dile getiriliyor.
Peki,
"Kürt Sorunu" söylemini ilk dile getiren hükümetin, dolayısıyla AK Parti'nin önümüzdeki dönemde bir açılımı söz konusu olacak mı?
AK Parti'nin kısa vadede çok daha ileri bir adım atması beklenmiyor.
Partinin etkin isminin de dün vurguladığı şu cümle bunu anlatmaya yetiyor:
"Her ne kadar frene başmış gözüksek de geri adım atmış değiliz. Geçen ayki Van gezisinde Başbakan'ın, 'Ne mutlu Türküm kadar, ne mutlu Kürdüm de diyebilmeliyiz' sözünden daha ileri ne olabilir? Unutulmasın Türk kimliğinin üst kimlik olduğunu ilk söyleyen Sayın Erdoğan idi. Cumhurbaşkanı Gül, Yaşar Kemal'e ödülünü verirken Kürt eserlerinden söz edebiliyorsa tepeden aşağı değişim başladı demektir." Bakalım seçim açılımlarının sınırı nereye kadar olacak; seçim sonrasında hangileri hayata geçirilecek...
Yayın tarihi: 14 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/14//haber,F9D60BA09A954318AC1B320F827EDF75.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.