kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Aralık 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Demokraside tüm başarılar seçim yenilgisiyle sona erer

Şu anda Amerikalılar arasında bir anket yapılıp "Dünyanın en başarısız insanı kim" diye sorulsaydı, herhalde George W. Bush birinci çıkardı.
Hangi gazete makalesini okusanız, hangi mizah dergisine baksanız ve hangi televizyon sohbet programını izleseniz, görev süresi sona ermek üzere olan Başkan Bush'un eleştirilmekten öteye aşağılandığını görüyorsunuz.
Bu durum "Başarı" nın ne kadar göreceli ve ne kadar anlık bir kavram olduğunun çok çarpıcı kanıtı değil mi?
Adam daha önce Başkan olan babasının yolundan yürümüş. Yale gibi en seçkin bir üniversiteyi bitirmiş, sonra da Harvard'da doktora yapmış.
Askerlik görevinde F-102 pilotu olmuş.
Siyasi yaşamında ise Teksas eyaletine vali seçilmiş. İki defa da seçim kazanıp sekiz yıl süreyle ABD'nin başkanlığını yapmış.
Şimdi ise Amerikalıların gözünde dünyanın en başarısız insanlarının başında geliyor.
Amerika'nın yazılı ve görsel mizahının en sıcak alay konusu da o...
Zeka düzeyi de, davranışları da her dakika iğneleniyor...
İnternette Bush'un her davranışını şempanzelerin davranışlarıyla karşılaştıran siteler (https://www.bushorchimp.com) bile var.

Kim başarılıdır?
Buna karşı "İnsanlar kimi başarılı buluyor" derseniz, herhalde Küba diktatörü Fidel Castro, dünyada siyasi başarının simge isimlerindendir.
Çünkü Castro bir darbe ile yönetimi ele geçirdiği Küba'da önce başbakan olmuş, sonra da Devlet Başkanı makamını işgal etmiştir.
Sonuçta 1959'dan beri bu ülkenin "Tek Adam" ıdır. Bu yılın şubatından beri de kardeşi Küba'nın Cumhurbaşkanıdır.
Onun döneminde Küba insanının hayat düzeyi gelişmiş, Küba uluslararası rekabetin herhangi bir alanında parlamış değildir.
Ama Küba'ya gittiğiniz zaman Castro'nun eleştirildiğini hiç duymazsınız.
Castro sadece övülür.
Bu durumdan alınacak dersler tabii ki olmalıdır.
Demokratik rejimlerde insanlar seçim zaferlerine veya icraatlarına güvenerek kendilerini "Başarılı" görmekten kaçınmalıdır.

Başarı görecelidir
Ülkelerine en büyük hizmetleri edenler ve hatta ülkelerini felaketten kurtarıp zafere taşıyanlar bile, bir seçim sonunda başarısız ilan edilebilirler.
Bunun yakın tarihteki en büyük örneği İngiltere'nin Başbakanı Winston Churchill'in 2'nci Dünya Savaşı sonundaki seçimde yenilmesi değil midir? ABD Başkanı Bush'u başarılı bulmak tabii ki mümkün değil. İlk dönem Başkanlığının sekizinci ayında Amerika'yı vuran El Kaide terörist saldırısı, Bush'u da rayından çıkardı ve Irak macerasına sürükledi.
Ama halklarını demir elle yöneten ve dünyadan kopartan diktatörlerin başarılı sayıldığı bir ortamda, Bush'a karşı da insaflı olmak denenebilir.
Neticede Saddam da Irak'ın işgal edildiği güne kadar başarılıydı.
Saddam siyaseten o kadar başarılıydı ki, Körfez Savaşı'nda kendisini yenen Baba Bush seçimlerde yenilirken, Saddam iktidarını korumuştu.
Şimdi Amerikalılar için en başarılı siyasetçi Obama.
"Ne zamana kadar başarılı olacak" derseniz, bunun cevabı ancak önümüzdeki ilk başkanlık seçiminde alınabilir.
Unutmayın George W Bush iki kez seçim kazanmıştı.
Diyelim ki ülkenizin iki kez seçim kazanmış Başbakanısınız.
Bundan sonraki ilk seçimi de kazanamazsanız başarısız olursunuz.
Buna karşı hiç seçim kazanmamış ama hep partisinin lideri olarak kalmış bir politikacı o anda sizden daha başarılı oluverir.