kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Aralık 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Deniz, mehtap, hatıralar ve o şarkı!

Yıllar önceydi.
İlkyazdı...
Henüz tatil sezonu açılmamıştı.
Sevgililerinden yeni ayrılmış iki aşk kırgını adam İstanbul'dan kaçmış, Ege kıyılarında dolaşıyorduk.
Sürekli konuşuyor, kısa pantolonlu çağlarımızdaki gibi itişiyor, gülüşüyorduk! Çünkü durup sussak ve kendimizi dinlesek henüz kapanmamış yaralarımızın kanamaya başlayacağını biliyorduk.
Ayrılığın acısı birdenbire bastırırsa altından kalkamayacağımızı biliyorduk.
Zaten cep telefonlarımızın hain, arsız biplemeleri yeterince hoplatıyordu yüreğimizi!
İçimizden söyleniyorduk! Bak "onunki yine de mesaj attı; benimki kapı duvar!" diye...
Derken...
Bir akşam...
Üzerimizde kazaklar kıyıda uzanmıştık.
Çakıl taşları sırtımızı acıtıyormuş, poyrazdan serin rüzgar esiyormuş, hiçbiri umurumuzda değildi!
Önce solgun bir mehtap çıktı, ardından martılar geldi.
Uzakta yapayalnız sallanıp duran balıkçı teknesinin üzerinde şöyle bir dolandılar.
Çığlıkları kıyının sessizliğini bozdu.
Sonra...
İkimizin de zihninde aynı anda aynı şarkı belirdi: "Deniz ve Mehtap." İnanılacak gibi değildi.
Ben Dario Moreno zamanında çocuktum.
Arkadaşım ise ünlü İzmirli müzisyen ve aktörün ölümünden çok sonra dünyaya gelmişti.
Demek ki, şarkıyı ve o içli söyleyişi nasılsa duymuş olmamız içimize işlemesine yetmişti!
Şimdi iki adam, gökyüzüne bakarak söylüyorduk: "Deniz ve mehtap sordular seni/nerdesin?/nasıl derim terk etti/bırakıp beni gittin/anladılar ki, aşkımız bitti."

Oysa ilk bakışta terk eden bizdik.
Ama galiba o akşam tam o anda bu şarkı yoluyla
"gidendir asıl terk edilen" gerçeği kafamıza dank etmişti.
Dağıldık.
Martı sesleri ve o şarkı oracıkta bitirdi, öldürdü bizi!
Bir saat sonra akşamın karanlığında kıyı boyunca yürürken içimizde oluşan sancıyla baş etmenin yolunu bulmuştuk!
Şimdi şarkıyı rap ritminde söylüyorduk: "Mehtap dedi/gördüm ah onu/ belinde erkek kolu!"
Biraz dalgacı, biraz öfkeli bir yorum ve ritim yavaş yavaş ruhumuzu yatıştırmıştı.
Ertesi gün İstanbul'a döndük.
(Meraklısı için not: İkimiz de eski aşklarımıza dönmedik! Peki aşkın bizzat kendisi bize tekrar döndü mü diye sorarsanız, orası kuşkulu!)


O günden sonra bir daha ne Dario Moreno lafı ettim ne de "Deniz ve Mehtap" şarkısını aklımdan geçirdim.
Şimdi o akşamı hatırlamamın nedenine gelince...
Geçen gün bir kitap ve cd mağazasında dolanırken yeni çıkmış bir albüm gördüm: "Dario Moreno'suz 40 Yıl."
Odeon'un koleksiyon serisinden çıkan albümde "Deniz ve Mehtap"dan "Canım İzmir" e; "Hatıralar hayal oldu"dan "Y'a du Travail"e kadar tam 21 şarkı var.
Aldım tabii. Cd'yi.
Dinliyor muyum, diye sorarsanız eğer...
Evet ama biraz ürkerek...
Çünkü...
Hatıralar hayal oluyor, doğru da, "hayal"leri de pek hafife almamalı. Değil mi?