kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Keşfedilmeyi bekleyen cennet: Datça

Giriş Saati : 25.10.2008 15:38
Muğla nın güneyindeki yarımadaya ismini veren Datça nın sahip olduğu tarihi ve doğal zenginliklerine rağmen turizmden istediği payı alamadığı bildirildi.

Datça nın sahip olduğu turizm potansiyeli hakkında AA muhabirine bilgi veren Belediye Başkanı Erol Karakullukçu, eko turizmi öne çıkarmak için çalıştıklarını söyledi.

Datça nın, üç yıl öncesine kadar Türkiye de bilinen ancak insanların gelmeye korktuğu, ürktüğü bir yer olduğunu hatırlatan Karakullukçu, Marmaris-Datça arasındaki 78 kilometrelik yoldan insanlar hoşlanmıyordu. Yolun kötülüğünden dolayı insanlar ilçemize gelmek istemiyordu. Ancak 3 yıl önce tamamlanmasıyla birlikte Marmaris-Datça arası 68 kilometreye indi ve ilçemizde turizm hareketliliği başladı. Ancak, turist sayısında yaşanan artışa rağmen turizmden istediğimiz payı alamıyoruz dedi.

Karakullukçu, doğayı bozmadan turizmde gelişecekleri vurgulayarak, Datçalılar olarak önlerindeki kötü örnekleri gördüklerini ve kendilerinden önce gelişen turizm bölgelerindeki gerek kötü yapılaşmayı gerekse yanlış yatırımları bildiklerini dile getirdi.

Datça nın özel bir çevre koruma bölgesi (ÖÇK) olduğunu hatırlatan Başkan Karakullukçu, şunları kaydetti:

Bu korumaya dayalı olarak turizmi geliştirmeyi düşündüğümüzde, önümüze şöyle bir seçenek çıkıyor; Datça da doğayı bozmadan turizm yapmamız gerekiyor. Bu yönde de projelerimiz var. Doğayı bozmadan eko turizm diyebileceğimiz bir turizm çeşidi yapmayı düşünüyoruz. İmar planlarımızı buna göre ayarladık. Üç kattan fazla turizm tesisi yapılmasına izin vermiyoruz. Yapılaşma oranı yüzde 40 tan fazla olan hiçbir yerimiz yok. Seyrek ve fazla kat yüksekliği olmayan yapılaşmayla doğayı korumayı düşünüyoruz. Yatırımlarımız da bu yönde olacak.

EKO TURİZM

Tarım alanlarında, bir yandan tarımı da devam ettirerek turizm yapılması gerektiğini düşündüklerini açıklayan Karakullukçu, öncelikle sahil bölgesinde tarımla uğraşan yerli halkın da turizmden pay almasını istediklerini ifade etti. Datça sakinlerinin turizm yatırımı yapabilecek doğru düzgün bir yerleri olmadığına dikkati çeken Karakullukçu, şöyle konuştu:

Ancak tarım arazileri oldukça fazla. Burada yaşayan insanımızın da turizmden payını alması gerekiyor. Bunu sağlamak için tarımla uğraşarak badem, zeytin yetiştiren insanlarımız buraları turizm amaçlı da kullanabilmeli.

Tarım arazilerinde yüzde 5 ten fazla yapılaşmaya izin verilmiyor. Bu oranı yüzde 10 a çıkartarak turizm yapılmasına da izin vermeyi planlıyoruz. 1/25 bin ölçekli çevre düzen planlarımız tarım alanlarında turizm yapmayı yasaklıyor. Bunu da kaldırarak, tarım yapan çiftçimizin bir yandan tarımsal ürünler üretirken bir yandan da buralarda yapacağı küçük köy evlerinde dışardan gelen misafirlerini ağırlayarak turizm pastasından pay almasını düşünüyoruz dedi.

1/25000 ÖLÇEKLİ PLAN REVİZE EDİLİYOR

Bu yönde belediye meclisi olarak karar aldıklarını ve bu kararı Özel Çevre Kurumuna ilettiklerini anlatan Karakullukçu, şunları söyledi:

Özel Çevre Koruma Kurumu, Bozburun-Datça koruma bölgesinin 1/25 bin ölçekli çevre düzen planı revizyonunu yapıyor. Bu kararın revizyonun içine konulacağı sözünü aldık. Önümüzdeki sene bu plan bittiğinde, tarım yapan çiftçilerimiz, gelen turistleri tarıma da katarak hizmet verecek. Örneğin badem veya zeytin toplamalarına turistler katılabilecek. Tarım arazisi içindeki tesiste kalan misafir, zeytin yağı sıkımına yardım edebilecek. Bu anlamda Datça nın geleceğinin eko turizmde olduğunu düşünüyoruz.

ESKİ DATÇA

İlçenin asıl yerleşim yeri olan Eski Datça mahallesi tarihi sokakları ve evleriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Ünlü Şair Can Yücel in ölümüne kadar yaşadığı evinin de bulunduğu Eski Datça, yaz dönemlerinde çok sayıda yerli turisti ağırlıyor.

Eski Datça mahallesi muhtarı Neşe Karaoğlan, mahalledeki tarihi yapıların doğal ve kentsel SİT olarak korunduğunu ve restorasyonların aslına uygun olarak yapıldığını söyledi.

Ziyaretçilerin mahalleye genelde Can Yücel in evi için geldiklerini kaydeden Karaoğlan, Buranın turizm simgesi Can Yücel dir. Turistler buranın taş sokaklarına ve taş evlerine hayran oluyorlar. İlk defa gelen ziyaretçiler ikinci yıl birkaç arkadaşıyla birlikte geliyorlar dedi.

Karaoğlan, kaymakamlık, muhtarlık ve kadınlar tarafından oluşturdukları dernek aracılığıyla kadınlara el işi kursları verildiğini ve böylece kadınların evinden çıkmaya başladığını da ifade etti.

Kurslarda mahalledeki çocuklara eski evlerin ve dükkanların tarihçesini öğrettiklerini ve çocukların bu sayede gelen turistlere rehberlik yapmaya başladığını anlatan Karaoğlan, daha önce çok yaramazlık yapan çocukların artık sosyalleştiğini ve kendi harçlıklarını çıkartmaya başladığını söyledi.

3 BİN YILLIK KENT KNİDOS

Datça ya yaklaşık 35 kilometre mesafede bulunan Knidos, tarihte bilim, mimarlık ve sanatta da ileri bir kent olarak biliniyor.

Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan güneş saati, ören yerini ziyaret eden turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Özellikle yatları ile Akdeniz ve Ege yi dolaşan ünlüler Knidos u ziyaret ediyorlar.

Knidos un biri 20 bin diğeri 5 bin kişi kapasiteli iki tiyatrosu var. Küçük olanı güneyde, ticari limanın yakınında yer alıyor. Akropoldeki büyük tiyatronun taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle yurt dışına çıkarılmış. Kentte yapılan kurtarma kazılarında bulunanlar ise ören yerinde bulunan küçük müzede sergileniyor.