kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

İşkence serbest anlatması suç

Murat Yetkin dün Radikal'de yazdı, haberimiz oldu.
Nurettin Yılmaz, CHP ve ANAP'tan milletvekilliği yapmış Kürt kökenli bir yurttaşımız.
12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarını "Yakın Tarihin Tanığıyım" adıyla kitap haline getirmiş.
Kitabı gören CNN yapımcısı Barış Pehlivan da Yılmaz'ı "Oradaydım" programına çıkarmış.
"Ne var bunda" diyebilirsiniz.
Ama tuhaf bir şeyler var.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı programdan sonra harekete geçmiş.
Nurettin Yılmaz hakkında Diyarbakır'da yaşadığı işkenceyi, Barış Pehlivan hakkında da "bu fikir ve düşüncelerin kamuoyuna duyurulmasına yeterli vasıtaları tedarik edip yayınlanmasına aracılık ettiği için" dava açmış.
Güler misiniz, ağlar mısınız?
Belki bir de buna 301'i eklemeleri lazımdı, "Türkler işkence yapmaz, işkenceci göstererek Türklüğü aşağıladığı" iddiasıyla...
Türkiye'de yargıda değişik gelişmeler oluyor.
Hasan Cemal geçen hafta Baskın Oran'dan alıntılayarak yazdı, Kürt kökenli yurttaşlarımıza yönelik davalarda yargının hakaretleri haklı gören kararlarını gündeme getirdi.
Şimdi de 12 Eylül darbesinden sonra işkenceleriyle uluslararası alanda ün yapmış olan Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarını dile getiren bir kişi, bu nedenle yargı önüne çıkarılıyor.
İşkenceyi anlatan biri, "yıkıcı ve bölücü propaganda yapmakla" suçlanıyor.
Yargı sistemi "Size kim işkence yaptı? Onlardan hesap soralım" diyeceği yerde işkenceyi anlatandan hesap sormaya kalkıyorsa, Türkiye'nin demokratik zihniyetinde ciddi bir sorun var demektir.
Bu, Türkiye'de kendini gittikçe ağır bir şekilde hissettirmeye başlayan, yukarıdan aşağıya yayılan atmosferin bir sonucu.
Terörle düşünceyi, işkenceyle mağdurunu ayırt edemeyen, olaylara birey değil, sürekli devletin penceresinden bakan bir anlayış, kamuya giderek daha fazla hakim oluyor.
Türkiye'nin birlik ve beraberliğini en çok zehirleyecek olan da bu atmosferdir.
Her fikri bölücü ve yıkıcı eylem kabul edecek olursanız, bu ülkede sokakta insan bırakmazsınız...