Mustafa filmi içeriğinden çok, sponsorluk tartışmasıyla gündeme damgasını vurdu.
Doğan Grubu gazeteleri Turkcell'in 350 bin Euro ile filme sponsor olmayı düşündüğünü ancak filmi izledikten sonra bu karardan vazgeçtiğini yazdı. Ama haberlerin tonunda Turkcell'in, Atatürk'le ilgili bir filme destek olmak istemediği vurgusu açıkça hissediliyordu.
Yani Turkcell'in Atatürk karşıtı bir tavır takındığı iması özenle veriliyordu.Haberlerin artan bir tonda sürmesi üzerine, "reklam, medya ve şantaj" tartışması başladı.Doğan Grubu'nun uzun yıllardır reklam alamadığı Turkcell'i bu şekilde bel altından vurmak amacı taşıdığı iddiaları gazete sayfa ve köşelerine taşındı. CHP lideri Baykal'ın da filmi izledikten sonra olumlu bir görüş belirtmediği hatırlatılarak, kararın kişisel yaşama çok giren bir filmle ilgili tereddütle alındığı hissiyatı aslında kamuoyunda da kabul gördü.
Ancak Turkcell hakkındaki negatif kampanya Baykal'ın bu değerlendirmesiyle bile noktalanmadı.
Farklı mecralarda konu gündemde tutuldu.
Sonunda Doğan Grubu'nun amiral gemisinin kaptanı kendi kanallarına çıkıp bir savunma yapmak durumunda kaldı.
Bu medya ve reklam ilişkisi açısından olumsuz bir gelişme.
Hele bu iddiaların
Türkiye'de reklam pazarının ağırlıklı bölümünü elinde tutan bir grup için dile getirilmesi, durumun vahametini daha da artırıyor.
2002'de göreve geldiğimden beri hep bir gerçeğin altını çizdim:
SABAH Türkiye'de çoksesliliğin olduğu kadar reklam verenin de güvencesidir. SABAH haksız saldırılara uğrayan yurttaşın olduğu kadar, şirketin de, reklamcının da, reklam verenin de güvenli bir kalesidir.
Piyasaya hâkim grubun oyunun kurallarını keyfince değiştirememesinin güvencesi de SABAH'tır.
Bu dönemde yaşadığımız olaylar, ortada uçuşan iddialar SABAH'ın işlevinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Son gelişmeler SABAH'ın oynadığı bu rolün önemini bir kez daha gösterdi.
Hep yazıp çiziyoruz.
Türkiye'de medya sahipliği ile öteki işler ilişkisinin sınırının net bir şekilde çizilmesi gerekir.Reklam verenle ilişkilerin nasıl olacağı konusunun sıkı kurala bağlanması da şarttır.Türkiye'de medyanın itibarının çok yüksek olmadığı ortada.Bu itibarı bir de özel amaçlı haberlerle iyice yerlere düşürmemek gerekir. Bu tartışmalar, okurun aklına sürekli olarak "Bu manşet ne amaçla yapıldı?" sorusunu getirecek, inandırıcılık gücümüzü sıfırlayacaktır.
Basının itibarı ve inandırıcılığı yeni bir sınavdan geçiyor.
Herkes sağduyulu olmak zorunda.
Yayın tarihi: 1 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/01//haber,21D560EAD59547B791A8A9465EE8FDCC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.