kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Hafriyat'ta özel bir proje sunacak olan Canan Şenol'un 2007 tarihli eseri, Emine, Mine.

Eylemci sanatçının aile boyu mücadelesi

ADALET CİNGÖZ
25.10.2008
'Dünya Kadınlar Günü' için Hafriyat'ta çok özel bir sergiye hazırlık yapan Canan Şenol, İstiklal Caddesi'ndeki sendika yanlısı bir eyleme kızıyla geldi..
Penelope Cruz'un, aktör Ben Kingsley tarafından Goya'nın giyinik Maya'sına benzetildiği film Elegy'den çıktım. Tembel tembel İstiklal Caddesi'nde dolaşırken Desa'nın önünde biriken bir grup kadın göstericiye denk geldim. Bir de baktım; aralarında radikal feminist sanatçı Canan Şenol... Kendi yetmiyormuş gibi protestoya bir de kızı Nisa'yı getirmiş... Gördüğüm kadarıyla, Anne-kız, Desa'dan sendikalı olduğu için atılan bir kadın işçinin hakkını arıyorlardı. Yine duydum ki, Canan Şenol, mart ayı içinde bir kadın sergisinin küratörlüğünü yapmaya hazırlanıyormuş. Sonra yoluma devam edip Kahvedan'da bir kahve içeyim dedim. Bu kez bir başka radikal kadın sanatçıyı, Roma'lı Şükran Moral'ı gördüm. 1930'lı yılları anımsatan tüylü aksesuarlı şapkası, ağızlıklı sigarası, file eldivenleri ve pembe dantelalı 'body'siyle her zamanki gibi çok gizemli ve güzeldi.

ROMA'YA KESİN DÖNÜŞ
Moral, Roma'nın yanısıra artık İstanbul'da yaşayacakmış. Çukurcuma'da bir atölye tutmuş. İstanbul'da daha çok vakit geçirmek istiyormuş. Önümüzdeki Ocak'tan itibaren Moral gibi Beyoğlu'nu mesken tutacak bir diğer feminist sanatçı da, Gagosian galerisiyle çalışan Mısırlı Ghada Amer. Pornografik kadın imajlarından yola çıkarak yaptığı desenleriyle son yıllarda yükselişe geçen Amer, önümüzdeki İstanbul Bienali sırasında Dirimart'ta bir solo sergi açacak. Galerinin sahibi Hazer Özil'in özel davetlisi olarak geçtiğimiz hafta, senarist sevgilisiyle birlikte İstanbul'a gelen Amer, günlerinin çoğunu Tahtakale'de geçirdi. Buradan topladığı incik boncuklarla Ocak'tan itibaren Dirimart'ın onun için tuttuğu atölyesine kapanacak sanatçı, bakalım neler işleyecek, hep birlikte göreceğiz.

KEMAL SEYHAN'IN SERGİSİ
Soyut resimleriyle İstanbul'dan çok Viyana'da tanınan ressam Kemal Seyhan, Art Sumer galerisiyle nihayet anlaştı. Ayağının tozuyla bir de solo sergi açtı. İlk solo sergisinin açılışının sürpriz konuğu Latife Tekin'di... Bu arada bir şey daha öğrenme fırsatım oldu: Latife Tekin'in Frankfurt kitap fuarına gitmemesinin nedeni kendi sözleriyle "Türkiye'nin bir ürün olarak Frankfurt'a davet edilmesi" ymiş. Bu arada sevgili Nur Çintay geçen hafta Radikal'deki yazısında niye Ansen Atilla'nın resminin adı Veli Küçük değilmiş ama konusu Veli Küçük'müş diye adeta tutturmuş. Sevgili Nur, Rene Magritte'in de "Bu bir Pipo değildir" diyerek yazdığı resmin adı İmgelerin İhaneti'dir... Resimlerin isimleri, portresini yaptıkları şahsiyetlerin ismini taşımayabilir. Geçen sezon, Cihat Burak'ın hepimizi, serginin küratörü Levent Çalıkoğlu'nu bile, nasıl yanılttığını hatırlayalım. Resmindeki figürün birini Sigmund Freud sanmıştık, Hasan Bülent Kahraman sağolsun; bizi aydınlatmıştı, malum figür Fransız yazar Victor Hugo çıkmıştı. Bu anlamda izlenen resmin ismi, First Lady'miz, yine hiçbir ipucu vermiyordu..