Terör üzerinden politika yapmanın ülkeye zarar verdiğini söyler dururum. Maalesef, 12 Eylül öncesi tırmanan şiddet eylemlerinde de gördük, herkes birbirine siyasi fatura ödetmeye çalıştı. Sonunda, demokrasi gemisi karaya oturdu. Bugün, çok şükür demokrasinin rafa kaldırılması gibi bir tehlike mevcut değil. Hem çoğumuz geçmiş olaylardan tecrübe kazandık, hem de muazzam bir iletişim kolaylığıyla gerçekler bir anda kamuoyuna mal oluyor.
Taraf gazetesinin 14 Ekim tarihli haberine göre, Kuzey Irak'ta, 80 kişilik bir PKK grubunun Hakkâri/Şemdinli bölgesine doğru harekete geçtiğini gösteren görüntüler ve koordinatlar, İnsansız Hava Araçları tarafından tesbit edilip, eylül başında Genelkurmay'ın bilgisine sunulmuş. Daha sonra
29 Eylül'de, Van Asayiş Güvenlik Komutanlığı Harekât Merkezi'nden İstihbarat Kurmay Binbaşı
Zafer Kılıç, gizli ve çok ivedi bir rapor göndermiş:
"PKK, Yüksekova/Dağlıca köyünde konuşlu bulunan 3. Motorize Piyade Tabur Komutanlığı'na eylem hazırlığı içindedir. Bunun için Irak'ın kuzeyinden İkiyaka bölgesine 10 uçaksavar getirilmiştir. PKK, Yüksekova'ya bağlı bazı köylerin boşaltılması için köylüleri uyarmıştır." Saldırıdan bir gün önce de,
2 Ekim'de, aynı birimden Nöbetçi Kurmay Yarbay
Ferdi Korkmaz, PKK'lıların bölgedeki hareketliliğini, sınırdan geçenlerin kod adlarını, sayılarını, kaç adet silâha ve katıra sahip olduklarını, yerleriyle birlikte gene çok gizli ve ivedi bir raporla Genelkurmay'a ulaştırmış. Hatta Aktütün'ün hemen karşısında, Mezi deresi içinde ağır silâhları taşımak üzere bekletilen 25-30 katırın varlığından da söz etmiş gizli raporunda.
Bu bilgilere rağmen, gereken tedbirlerin alınmaması, neye delalet ediyor? Acaba birileri terörün bitmemesini mi istiyor? İşin ciddiyeti anlaşılsın da, siyasi açılım yerine, güvenlik tedbirleri yoğunlaştırılsın mı arzu ediliyor? Korgeneral Altay Tokat'ın bir zamanlar itiraf ettiği yöntemin bir benzeri mi sergileniyor? Ne demişti Tokat:
"Güneydoğu'da görev bölgeme yeni gelen hâkim ve memurlar, işlerini ciddiye alıp hizaya girsinler diye bir iki bomba attırırdım." Siyasetçiler hizaya mı sokulmak isteniyor?
Doğrusu Genelkurmay Başkanı'nın öfkeli üslûbunu hiç beğenmedim. Keşke, "belgeleri kim sızdırdı" diye soruşturma açacaklarına, bu belgelerde yer alan bilgilerin doğru olup olmadığı hususunda bir açıklama yapsaydı. Kimse Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni yıpratmak veya PKK'yı övmek amacını gütmüyor. Sadece, zihinlerde beliren soru işaretlerine bir cevap aranıyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Aktütün'ün hesabı ve Genelkurmay'ın açıklaması
Yayın tarihi: 16 Ekim 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/16//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.