Antalya'da hava pırıl pırıl; günlük güneşlik. Hillside Su, Sheraton ve Talya gibi kentin büyük otellerinde, Altın Portakal sevinci yaşanıyor. Bir çelişkiler dünyasında yol alıyoruz.
Türkiye'nin bir ucu kan ağlıyor, diğer ucunda portakalın kırmızısı, festivalin simgesi olmuş. Bir tarafta mayın tarlasında can verenler, bir başka yerde, kırmızı halıda kendini gösterenler.
Altın Portakal'a yeni bir vizyon kazandıran Antalya Belediye Başkanı
Menderes Türel'i ve TÜRSAK Başkanı
Engin Yiğitgil'i kutluyoruz. Artık, şöhreti
Türkiye sınırlarını aşan bir festival söz konusu. Televizyonlardan, Cannes Film Festivali'ni izleyip,
"Ah oralarda olabilseydim" diye birçok kişi aklından geçirmiştir. O zaman buyurun Antalya'ya... Alarko'nun işlettiği Su Otel'i hararetle tavsiye ederim. Çok kalabalık olmasına rağmen, hizmet hiç aksamıyor. Şöyle bir kafanızı çevirmeniz, hemen yanınızda güler yüzlü bir genç kız veya delikanlının belirmesi için yeterli:
"Bir şey mi arzu ediyorsunuz?" Günlük programı anlatsam,
"Niçin Cannes'ı aratmıyor" dediğimi anlarsınız. Sabah kalkınca, sadece kuş sütünün eksik olduğu bir muazzam kahvaltı sizi bekliyor. Sonra şahane bir deniz; berrak mı berrak; yeşille cam göbeği arasında. Biraz güneşlen, biraz yüz. Ardından, bin bir çeşit ikramın yapıldığı öğle yemeği. Ve tabii ki, Avrupa'dan Asya'ya kadar farklı ülkelerin kültürünü yansıtan filimler. Açılışlar oluyor; oralarda da kırmızı halıdan geçip, kokteylde oyuncular ve yönetmenle tanışıyorsunuz; sohbet edip, sorular sorabiliyorsunuz.
Altın Portakal, bugünkü konumuna gelmesini tek bir kişiye borçlu değil. Antalya Belediye Başkanı, TÜRSAK Vakfı, sanatçılar, hatta bütün Antalyalılar el ele vermiş. AK Parti hükumeti de destek sağlamış. Ve gerçekten yüz akı bir festival ortaya çıkmış.
Cuma günkü açılışta, Candan Erçetin'in konser vermesi doğru bir tercihti. Maşallah, Erçetin, her telden çalıyor. Film şarkılarından, Fransızca eserlere kadar bütün zevklere hitap etmeyi başardı. Gecede gözüme çarpan sanatçılar, ödül alan
Hülya Avşar'ın yanı sıra, eskilerden
Filiz Akın, Selda Alkor, Yusuf Sezgin, İzzet Günay, Tuncel Kurtiz'di. Onları çok sayıda filimde izlemiştim.
"Birlikte yaşlandık" diye düşündüm. Mamafih gözüme pek de yaşlı gözükmediler. Bir de gençlerden, özellikle dizilerden tanıdıklarımız vardı: Dünya Güzeli
Azra Akın, Fadik Sevim Atasoy, Ahu Türkperçe. Velhasıl hoş ve latif bir geceydi. Zaten, bazı kanallar canlı yayın yaptı. Ama, tabii ki, Antalya'da bulunup, bizzat bu güzelliği yaşamak daha farklı bir şey.
Bugünkü Tüm Yazıları
Altın Portakal Cannes'ı aratmıyor
Yayın tarihi: 12 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/12//haber,D6917AF3B3AC4F0490B65157B7A3C200.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.