Padişah, vezirini imtihan etmek istemiş:
"Öyle bir durum yaratacaksın ki, özrün kabahatinden büyük olsun" demiş.
Bunun üzerine vezir, zamanını kollamış, padişahın arkasından yaklaşarak ona bir çimdik atmış.
Padişah, hışımla geri dönüp,
"Bre gafil bu ne iş?" diye onu haşlayınca, cevabı yapıştırmış:
"Kusura bakmayın padişahım. Sizi Hanım Sultan sandım." Böylece,
"özrü kabahatinden büyük" bir durum ortaya çıkmış ve vezir, padişahın takdirine mazhar olmuş.
Ama bugün, böyle bir sınav yapılmadığına göre, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Hasan Iğsız'ın basın açıklamasını,
"özrü kabahatinden büyük" diye takdirle karşılayamayız. Iğsız, kamuoyunun bildiği 5 saldırıdan çok daha fazlasına Aktütün karakolunun maruz kaldığını söylerken,
"Biz zaten bu karakolu taşımayı düşünüyorduk ama, parasızlık yüzünden inşaatı zamana yaydık" demez mi! Halbuki hepimiz, Genelkurmay Başkanlığı bütçesinin hiç tartışılmadan TBMM'den geçtiğini ve asker kaç para talep ederse aynen onaylandığını biliyoruz.
Org. Iğsız kusura bakmasın ama,
"Tehlikenin farkındaydık, fakat paramız azdı. Karakolu, bu yüzden daha güvenli bir bölgeye taşıyamadık" mazereti için, ancak
"özrü, kabahatinden büyük" değerlendirmesini yapabiliriz.
Iğsız'ın bir başka cümlesi de dikkatimi çekti:
"Başarı, şehit sayısıyla ölçülmez. Ölçülseydi, Çanakkale'yi nasıl izah edebilirdik?" Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu, benzetmenin yanlışlığını vurgularken, Aktütün gafletinin Çanakkale'ye değil, Sarıkamış'a benzetilebileceğini hatırlatmış. Hani, 1. Dünya Savaşı sırasında tedbirsizlik ve aymazlık yüzünden 10 binlerce askerimizin kara gömüldüğü Sarıkamış.
Unutmayalım,
"Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz."
Yayın tarihi: 8 Ekim 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/08//haber,72A3D263F7B247BAA91CF8BF474D441C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.