A Milli Takım, grubun en zayıf takımı olan ve ilk üç maçında 13 gol yiyen Estonya'ya deplasmanda gol atamadı. Dünya kadar pozisyonu harcayıp 1 puanla yetindi. Kaybedilen iki puanla 2010 Dünya Kupası finalleri zora girdi ..
Düne kadar, üç günlük aralarla çıktığı 23 seri maçın sadece 6'sını hasarsız atlatan Milli Takımımız, grubun 'sürpriz adayı' Bosna Hersek'i yendikten sonra zayıf Estonya önüne hem bu alışkanlığından kurtulmak hem de iki ciddi rakip Belçika ile İspanya birbirleriyle oynarken avantaj sağlamak için çıktı. Ancak ilk üç maçında 13 gol yiyerek 'çapını' belli eden Estonya karşısında tek santrfor Halil'le mücadele eden ay-yıldızlı takım, bu tercihin bedelini ilk yarım saatte sadece bir pozisyon bularak ödedi. 21. dakikada soldan şık bir driplingle ceza alanına giren Hakan Balta'nın vuruşu direkten döndü.
İKİNCİ YARIDA HAREKETLENDİK AMA...
35'te Nuri'nin çıkıp Mevlüt'ün oyuna girmesi ve çift forvete geçilmesi millileri hareketlendirdi. Ancak en net pozisyon, Estonya adına Voskoboinikov'la verkaç yaparak ceza alanına giren ve Volkan'la karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu auta atan 'sözde yıldız' Oper'den geldi. İkinci yarıda ise sahada farklı bir Türkiye vardı. 50. dakikada art arda kullandığımız üç kornerle oyunu rakip ceza alanına yıktık. 59'da Sabri'nin 20 metreden vurduğu şutu kaleci Londakkornere çeldi. 60'ta Estonya'nın 'sert çocuklarını' sıraya dizmesi için Yusuf'u oyuna aldık. 63'te Arda kendi çaldığı topla ilerledi ve Halil'i Londak'la karşı karşıya bırakan bir ara pası attı. Ancak Schalkeli golcümüz mutlak pozisyonu harcadı. 69'da yine Halil ceza alanı içinde oluşan karambolde topu kaleciye nişanladı. 72'de Kazım'ın yerine Uğur girince Arda orta sahanın sağına geçti. 79'da klasına yakışmayan golü kaçıran isim bu sefer Yusuf oldu. Yıldız oyuncumuz, Halil'in indirdiği topta 5 metreden meşin yuvarlağı tribünlere yolladı. Uzatma anlarında art arda kazandığımız kornerleri de etkisiz kullanınca golsüz beraberliği bozamadık.
TERFİ EDEMEDİK
Milli Takımımız, bu şok sonuçla 2010 Dünya Kupası şansını tehlikeye atmakla kalmadı. 'Her şartta ve sürekli kazanan büyük takım' rütbesini takamadığı gibi, bir kez daha 'Arada sırada sahneye çıkıp dünya futbolunu sarsan ancak en zayıf rakibe karşı bile puan kaybetme riski taşıyan takım' olarak anılmaya devam etti.
Yayın tarihi: 16 Ekim 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/16//haber,41E797ECAB3F4076A5A56D3F5AEEAC26.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.