Giriş Saati : 23.09.2008 18:26 Güncelleme : 23.09.2008 22:22
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin geliştiğini ve dönüşüm yaşadığını belirterek, ''Devlet, millet kaynaşmasıyla gerek devlet, gerek vakıf, gerek özel sektör her şeyini güven ve istikrar ülkesi olan Türkiye'de yatırıma dönüştürüyor'' dedi.
Erdoğan, Harran Üniversitesindeki programının ardından kent merkezinde 45 milyon dolara yaptırılan, 240 yatak kapasiteli Özel OSM Orta Doğu Hastanesinin açılışına katıldı.
Hastaneye gelişinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılanan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 45 milyon dolar harcanarak yapılan hastanenin, Türkiye'de özel teşebbüsün örnek yatırımları arasında yerini aldığını ifade etti.
Türkiye'de sağlık alanında önemli yatırımlar yapıldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye gelişiyor ve dönüşüm yaşıyor. Devlet, millet kaynaşmasıyla gerek devlet, gerek vakıf, gerek özel sektör her şeyini güven ve istikrar ülkesi olan Türkiye'de yatırıma dönüştürüyor. Güçlü bir yatak kapasitesine sahip bu hastane, Türkiye'deki artık iri hastanelerin arasında yerini alıyor. Müteşebbis kardeşlerimi Şanlıurfa'mıza böyle bir modern hastaneyi kazandırdıkları için şahsım ve milletim adıma tebrik ediyorum.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve diğer yetkililerle hastanenin açılış kurdelesini kesti.
Beraberindekilerle hastanede incelemelerde bulunan Erdoğan, çıkışta kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlarla bir süre sohbet etti ve çocuklara kitap dağıttı.
Açılışın ardından Şanlıurfa Belediyesini ziyaret eden Başbakan Erdoğan, beraberindekilerle yürüyerek Şanlıurfa Valiliğine geçti. ''BAYRAMIN ADINI BİR BAŞKA TÜRLÜ DE DEĞİŞTİRMİŞLER ŞİMDİ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı? Tatil. Olmaz. Bu bayram tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi; Şeker bayramı. Bu dört dörtlük bir ramazan bayramı, ne şeker bayramı... İlginç şeyler oluyor bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Şanlıurfa teşkilatı tarafından çamlık Restorant'da verilen iftar yemeğine katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Şanlıurfa'ya yönelik yatırımlar hakkında bilgi verirken bölgesel ayrımcılık yapmadıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu ayrımların kalktığı bir Türkiye bizim hedefimizdir. Bizim üç tane kırmızı çizgimiz var. Bunlardan bir tanesi bölgesel milliyetçilik. Biz bölgesel milliyetçilik yapamayız. Bizim için batı neyse doğu da o. Kuzey neyse güney de o. Yani 780 bin metre karelik vatan topraklarının aynı şekilde ihya olduğu bir Türkiye hedefimiz var bizim. Bunun dışında başka bir şey düşünemeyiz. Kimsenin de bunun dışında başka bir şey düşünmesini istemeyiz.
Bir diğeri de etnik milliyetçiliktir. Bizim ülkemizde hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla Çerkeziyle, Gürcüsüyle Abhazasıyla aklınıza ne gelirse. Bunların hepsi bizim için birer alt kimliktir, ama bunun üstünde bizim bir anayasal kimliğimiz var. O da nedir? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Ve bundan dolayı da kimsenin rahatsız olmaması gerekir.
Demesi lazım ki 'Hepimiz alt kimlikle ben Türküm, ben Kürdüm, ben Lazım ben Çerkezim, ben Gürcüyüm. Şimdi ben Siirt'ten evliyim, ama ben Rizeliyim. Şimdi biz ayrı havada ayrı tavada mı yiyeceğiz? Bizi birleştiren bir sathın olması lazım. O da ne? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Bu bizi birleştiriyor. Bunu başarıyla sürdürmemiz lazım. Bu vatan toprakları içinde hemen hemen herkes büyük bir çoğunlukla böyle değil mi? Niye rahatsız oluyorsun yahu. Nedir bu? Bakıyorsunuz bir grup illa 'benim etnik kimliğim galip gelecek' öbürü illa 'benim ki...' bırakın bu işleri. Bu ayrımcılıktır, bu bölücülüktür. Biz Yunus kültürünü yudumlamış bir milletiz. Mevlana kültürünü yudumlamış bir milletiz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensuplarıyız. Bunu yakalamamız lazım. Bakınız birisi çıkmış medeniyetler çatışmasından bahsediyor. Biz çıktık İspanya Başbakanı'yla BM Genel Sekreterinin riyasetinde Medeniyetler İttifakını başlattık. Niye başlattık? İstiyoruz ki farklı medeniyetler birbiriyle çatışmasın, farklı dinler birbiriyle çatışmasın. Bunları tarihin karanlıklarına gömelim, yeni bir dünyayı barış üzerine kuralım. Sevgiye, saygıya dayalı olarak kuralım istiyoruz. Birlik beraberlik içerisinde kuralım. Yalana, yanlışa dayalı olarak kurmayalım, dürüstlük üzerine kuralım. Bunu hatırlayalım, bunun gayreti içerisinde olalım. Ben onun için teşkilatlarımıza, sivil toplum teşkilatlarımızın temsilcelerine, muhtarlarımıza hep onu söylüyorum.''
''BAYRAM TATİL DEĞİL'' Başbakan Erdoğan, birlik ve beraberliğin en güzel şekilde yaşandığı Ramazan Bayramı'nın yaklaştığını hatırlatarak, şöyle devam etti: ''Bu Ramazan Bayramı'nda da bu birliğimizi beraberliğimizi teyit eden gidiş gelişlerimiz olacak. Küçükler büyüklere muhakkak gitmeli. Bunu ihmal etmeyelim. Anneler, babalar bunları çok bekler. Annelerimizi babalarımızı bunlardan mahrum etmeyelim. Bunlar bizim geleneklerimizin, kültürümüzün güzel örnekleridir, ama ne yazık ki bunları büyük ölçüde kaybettik. Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı? Tatil. Olmaz. Bu bayram tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi. Şeker bayramı. Bu dört dörtlük bir Ramazan Bayramı, ne şeker bayramı... İlginç şeyler oluyor, bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz. Ve olması gereken ne ise bunu yerinde aynı şekilde değerlendirmemiz lazım. Ve bu değerler erozyona uğrarsa işte o güç dengelerini sarsarız ve yavaş yavaş onlardaki kayıp geleceğimizi de ne yapar? İnkıraza götürür. Burada anneler babalar hep birlikte yavrularımıza bu telkinleri bu nasihatleri yapmamız gerekir. En doğrusu şartlar zorlamadığı sürece bayramda anacığımın elini öpmeden bir yere ayrılmıyorum. Büyüklerimi ziyaret etmeden bir yere ayrılmıyorum. Urfalı bunu zaten iyi bilir de buradan bu mesajı vereyim diyorum. Şimdi de 'Başbakan bunu da konuştu, burada da acaba ne yatıyor' diye birileri bir şey karıştırmaz. Ben bir sorumluluğun bir misyonunun gerekliliği olarak, bir sorumluluğun gereğini yerine getirmek durumundayım. Onun için bunu burada açıklıyorum. Birlik, beraberlik içinde dayanışma ve yardımlaşma içinde inşallah bu süreci sürdüreceğiz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''paranın cıva gibi olduğunu'' belirterek, ''Para, güven ve istikrarın, bereketin olduğu yere gider. Güvenin olmadığı, terörün, akşam başka sabah başka krizlerin olduğu yere gitmez'' dedi. Erdoğan, partisinin Şanlıurfa İl Başkanlığı tarafından verilen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, vatandaşların yaklaşan Ramazan Bayramı'nı kutladı.
''Peygamberler şehri, birliğin ana yurdu Şanlıurfa'da'' bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Şanlıurfa'da, ''meyvelerin sabırla olgunlaştığını, ateşin güle dönüştüğünü, maddi gücün ve kudretin mana karşısında kül olduğunu, mancınıkların binlerce yıl firavunluğun ebedi yenilgisini sembolize ettiğini'' söyledi. Şanlıurfa'nın, ''İstiklal Mücadelesi'ne güç veren kahramanların yurdu'' olduğunu da anlatan Başbakan Erdoğan, ''yüreği daralan herkese tavsiyem Şanlıurfa'ya gelmeleridir. Burada bir sıra gecesi, bir bardak çay gerçekten dünyaya bedeldir'' dedi.
Temel misyonlarının, her zaman her yerde vatandaş ile bir arada bulunmak olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, varlık nedenlerinin, adaleti teşkil etmek olduğunu kaydetti.
Kardeşlik temelinde adalet, sulh, huzur ve sükun için burada bulunduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bizim için kardeşlik bir hukuktur, ebedi ve sarsılmaz bir hukuktur. Bu bakış açısına sahip olduğumuz için ülkemizin her şehri gibi Şanlıurfa yüreğimizi kabartıyor. Bu bakış açısına sahip olduğumuz için Türkiye bizi kucaklıyor. Bunun için Diyarbakır, Mardin, Bitlis, Muş yüreğimizi kabartıyor. 70 milyonu kardeş bilen siyaset bizim siyasetimizdir. 70 milyonun gönlünü kazanan siyaset bizim siyasetimizdir... Hiçbir ilimizi, ilçemizi köyümüzü ihmal etmedik. Her yerde muhabbetle karşılanıyoruz. Bir bölgeye, bir şehre, bir kavim ve kabileye mahkum edilmiş bir siyasi kadro değiliz. 70 milyon insanın hukukunu sahiplendiğimiz için, 70 milyon insanımız siyasetimizi sahipleniyor. Bizler sadece seçim dönemlerinde millet ile buluşan bir parti değiliz, olmayacağız''
İKİ SİHİRLİ KELİME
Yeni öğretim yılına bugün başlayan Harran Üniversitesinin bazı eğitim binaları ile yurt açılışlarını yaptığını anımsatan Erdoğan, ''birileri temel atar, attığı yerde unutur, ama biz öyle değiliz'' diye konuştu. Üniversitesi olmayan il kalmadığını anımsatan Erdoğan, AK Parti'nin, siyasete güç, güven ve istikrar getirdiğini ifade etti.
''AK Parti'yi buralara getiren iki tane sihirli kelime var, birisi güvendir, birisi istikrardır'' diyen Erdoğan, bunlar olmazsa küresel sermayenin ülkeye çekilemeyeceğini dile getirdi.
Bunlar olursa küresel sermayenin Türkiye'ye geleceğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Çünkü para cıva gibidir, güven ve istikrarın, bereketin olduğu yere gider. Terörün olduğu yere gitmez, güvenin olmadığı yere gitmez, akşam başka sabah başka krizlerin olduğu yere gitmez. Onun için bizden önce ortalama yılda Türkiye'ye 1 milyar dolar küresel sermaye geliyor da eğer geçen yıl sonu itibariyle Türkiye'ye 22 milyar dolar küresel sermaye gelip girdiyse bu Türkiye'nin güvenilir olmasındadır, istikrar dolu bir ülke olmasındadır. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum.
İşte son zamanlarda malum yaşanan bazı olaylar sebebiyle Türkiye'de bu iki kavramın üzerine bir gölge düştü. Bu tabii ister istemez küresel sermayeyi biraz ürküttü. Bütün bunlara rağmen yine ben diyorum ki bu yıl sonu itibariyle 15 milyar doları yakalayacağız, bütün bunlara rağmen.
Türkiye her alanda kalkınmaktadır. AK Parti iktidarı ile 3 kat büyüyen Türkiye ekonomisi, bugün dünyanın 17. ekonomisi olmuştur. ihracatımız 79 senede 36 milyar dolar ama onun üzerine şimdi geçen ay itibarı ile 132 milyar dolardır.''
''MODERN HIRSIZLIK''
Türkiye'nin bütün şehirlerinde heyecanın sürdüğünü, gelişmenin yaşandığını anlatan Başbakan Erdoğan, yapılanların, ''birilerinin işlerine gelmediği için yazılmadığını'' söyledi.
2023'te Türkiye'nin dünyanın gelişmiş ilk on ülkesi içinde olmasını hedeflediklerini belirten Erdoğan, ''onlar bizden daha akıllı daha çalışkan değil. Bütün mesele aklı, bilimi gayretimizle, tecrübemizle getireceğiz ülkemize ve sıçrayacağız. Şurada 4.5 senede 659 milyar dolara çıktı gayri safi yurt dışı hasıla...'' dedi. Geçmişte, bu işlerin altından kalkamadığını söylediği iktidarların, 10'un yanına bir sıfır koyup,'bak sana 100 lira verdim'' dediklerini, vatandaşın da ''saf saf cebimde 10 vardı 100 oldu'' diye düşündüğünü anlatan Erdoğan, ''halbuki bunun adı modern hırsızlıktır'' diye konuştu.
Cepteki paraların olduğu yerde eridiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şimdi paramız döviz karşısında belli bir güce sahip, bundan rahatsız olanlar var. Yani düşük kur bunlarda sıkıntı, ihracatçılar arasında bu tür sıkıntılar yaşanıyor, doğrudur, ama bütün bunlara rağmen paramızın değerli olması millet için gurur vesilesidir. Onu zaten şartlar olgunlaştıracaktır. Ne ile? Dalgalı kur ile ama biz kalkıp sabit kur uygulaması yapmak suretiyle birilerini sağlama alalım, öbür taraftan da vatandaşın elindekini farkında olmadan çekelim, bunu yapamayız.''
Türkiye'ye, AK Parti'nin neler getirdiğini halkın bildiğini söyleyen Erdoğan, yapılan duble yollar hakkında da bilgi verdi.
Türkiye'nin modernleştiğini, geliştiğini ifade eden Erdoğan, 2023'de dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin bu atılımları gerçekleştirmek zorunda olduğunu vurguladı. Vatan Caddesi yapıldığında, ''sol zihniyetin, buraya uçak mı indireceksiniz'' diyerek dalga geçtiğini söyleyen Erdoğan, ''biz ufku olan, geleceğin Türkiye'sini kuran bir siyasi zihniyet olarak, duble yollarla yolculuğumuzu devam ettireceğiz'' diye konuştu.
Eğitimde ilköğretimde öğrencilerin kitaplarını masaların üzerinde bulduğunu, zengin, fakir ayrımı yapmadıklarını, bunun bile CHP tarafından eleştiri konusu yapıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, maddi yetersizliği olan ailelerin okuyan çocuklarına da yardım yapıldığını belirtti. Özürlü çocukların ailelerine de yardım yapıldığını ifade eden Erdoğan, yaşanan zorlukları gezdiği evlerde gördüğünü söyledi.
Erdoğan, ''Bu kardeşiniz, Ankara'dan Türkiye'yi idare eden bir başbakan değil, Başbakanlık köşkünden idare eden değil. Biz kalkıp da ülkemizin değişik yerlerinde ne oluyor ne bitiyor? bunu bilerek bu işin üzerine gideceğiz'' diye konuştu.
''HANİ BUNLAR ÇAĞDAŞTI''
GAP'a da değinen Erdoğan, başlatmanın önemli bir adım olduğun ancak tarih vermenin, iddialı olmanın ve bitirmenin çok daha önemli olduğunu söyledi.
''Ben bu işi şu tarihte bitireceğim diyemiyorsanız, o ortada kalır. Nitekim birçok yatırımlar ortada kalmıştır'' diyen Erdoğan, şu ana kadar sulama yatırımlarının yüzde 15'lik kısmı biten GAP'ın, gelecek 5 yılda içinde tamamlanmasını hedeflediklerini anlattı.
Okul öncesi eğitime de büyük önem verdiklerini ifade eden Erdoğan, ''ülkenin geleceğini kurtarmayı hedeflediklerini, adımlarını da buna göre attıklarını söyledi.
Okul öncesi eğitimin dünyada yeni başlamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Hani bunlar çağdaştı. Hani çağdaştınız? Bizden önce kim vardı, DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümeti vardı. Ondan önce CHP'si de bu ülkede iktidar oldu. Diğer partileri söylemeye gerek yok. Bütün bunlar iktidar oldu, niçin bu adımlar atılmadı? İnsana değer verilmedi. Ama biz yola çıkarken ne dedik? İnsanı yücelt ki devlet yücelsin. Ve geldik yolculuğumuzun temeline eğitimi oturttuk. 'Eğitim, sağlık, emniyet, adalet, temelleri üzerinde bir Türkiye' dedik.'' Erdoğan, konuşmasının ardından partililerle hatıra fotoğrafı çektirirken, kendisine çeşitli hediyeler verildi.