Dün piyasalar Euro bölgesi perakende satışlarının beklentilerden daha fazla gerilemesinin baskısı altındaydı. Sadece dün değil son haftalarda durum genelde böyle. Hatta küresel kriz ABD'den çıkmasına rağmen en çok Avrupa'yı etkilemiş gibi. Çünkü ABD faizleri agresif biçimde indirerek, vergi iadesi yaparak, bol likidite sağlayarak ekonomide sert bir inişi önledi. Avrupa ise sadece likidite verdi. Faizi ise artırdı. Sonuçta yılın ikinci çeyreğinde büyümesi eksiye düştü.
Avrupa'nın durgunluğa girmesiyle küresel krizin
Türkiye'yi daha fazla etkilemesi bekleniyor. Bu görüş, büyük kısmının Avrupa'ya yapılmasından dolayı
Türkiye ihracatının olumsuz etkileneceğine dayanıyor. Gerçi bunda belli ölçüde haklılık payı var. Son veriler Avrupa'ya ihracatın daha hızlı yavaşladığını gösteriyor.
Ancak Garanti Ekonomik Araştırmalar'ın raporu,
Türkiye ihracatının Avrupa'ya bağımlılığının giderek azalmakta olduğunu ortaya koydu. Yukarıda yer aldığı gibi, AB'nin
Türkiye ihracatındaki payı 2004'te yüzde 55 iken, 2008'de yüzde 48'e inmiş. Hatta Kuzey Amerika ve AB dışı ülkelere yapılan ihracat, toplam içinde en büyük payı almış. Dolayısıyla
Türkiye'nin ihracatta Euro bölgesine olduğu kadar bu ülkelere de hassasiyeti oluşmuş. Bu ülkeler de eski Doğu Bloku, Ortadoğu ve Güney Asya ülkelerinden oluşuyor.
İhracattaki bu çeşitlenme ve tek pazara bağımlılıktan kurtulma elbette pozitif bir gelişme.
AB'nin girebileceği bir ekonomik durgunluktan Türkiye'nin sandığımız kadar etkilenmeyeceğine işaret ediyor. Bir de, son yıllardaki yapılan dış gezilerin, diplomatik ve siyasi girişimlerin olumlu sonuçlarını vermeye başladığını da...
* Sonuç- "Bir kapı kapanırken, öteki kapı açılır." Cervantes
Yayın tarihi: 4 Eylül 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/04//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.