Tekstil ve konfeksiyon
Türkiye'nin istihdam deposu ve ihracatın lokomotifi. 3 milyona yakın istihdam sağlıyor, 20 milyar doları aşan ihracatı var.
Türkiye'nin sanayileşmesinde öncü olan bu sektörlerde sorun yaşayacağı 90'lı yıllardan belliydi. Ancak zamanında önlem alınmadı. 2001 krizi yaşanmasına, bankacılığın yeniden yapılandırılmasına karşılık, reel kesimde, tekstil ve konfeksiyonda değişim için adım atılmadı.
-
Tıkanıklığa giden yol- 2001 krizi sonrasında bu sektörler hem Türk Lirası'nın değerlenmesinden hem de uluslararası pazarlarda ucuz işgücüne dayalı Çin, Hindistan ve Pakistan'ın yıkıcı rekabetiyle darbe yedi.
- Kişi başına gelirin yükselmesi ve liranın değerlenmesi, işgücü yoğun ve maliyetleri ulusal para cinsinden olan bu sektörleri vurdu. Son beş yıldır üretim artmıyor, ihracat yerinde sayıyor, fabrikalar işgücünün ve maliyetlerin daha ucuz olduğu ülkelere taşınıyor veya kapanıyor.
- Tekstilin İngiltere'de başlayan, Fransa ile devam eden ve en son İtalya'nın devraldığı Doğu'ya doğru yolcuğunda uğrak yerinin Türkye olması bekleniyordu.
Türkiye değişim ve dönüşümü becerebilirse tekstilin liderliğini devralabilecek. Bunun için de yapması gereken
katma değeri yüksek ürünler üretmek. Bu da elbette
moda merkezi olmayı ve dünya markaları yaratmayı veya satın almayı gerektiriyor. Henüz bu aşama gerçekleştirilebilmiş değil.
-
Çözüm arayışı- Ama arayışlar hızlandı. Son olarak Ekonomik Koordinasyon Kurulu bu iki sektöre yönelik
strateji belgesini görüştü. Yeniden yapılanma programı hafta sonu Başbakan'ın katılacağı toplantıyla son şeklini alacak.
Anladığım kadarıyla
Türkiye'nin ana sektörlerinin kurtuluşu taşınma, taşınılan yerde yatırım ortamının iyileştirilmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, kümelenmenin sağlanması ve moda merkezleri yaratılması üzerine kurulacak. Taşınma için teşvik verilmesi düşünülüyor. Dolayısıyla
Marmara Bölgesi'ndeki fabrikalar Mısır yerine ülkenin Doğu ve Güneydoğu'suna taşınırsa istihdam ve üretim kaybı önlenmiş olacak. Teşvik politikalarının yeniden ele alınacak olması bu konuda bir fırsat sunuyor.
Bölgesel asgari ücrete geçiş ise siyasi tercihleri de içeren bir konu.
-
Kurtuluş yolu- Eğer bu dönüşüm başarılabilirse,
Türkiye sanayileşmenin öncüsü bu sektörleri terk etmek zorunda kalmayacak, ilk kez sektörel bir tıkanıklık aşılacak.
Sadece istihdam değil, şimdiye kadar yetişen girişimci, kalifiye işgücü, teknoloji ve tecrübe de geleceğe, başarıya ve paraya tahvil edilecek. Bu durumda
Türkiye küresel bazda moda ve marka yaratan, dünya liginde oynayan şirketler ve sektörler yaratabilecek.
Türkiye şartlarında bir dünya markası yaratmak elbette zor ve maliyetli bir değişim. Ama imkânsız da değil ve başarı için şart.
Konfeksiyonda marka yaratmak veya markaya sahip olmak aslında
Türkiye'nin imajını değiştirecek bir gelişme.
Başarı halinde yol açılacak, ardından başka sektörler dünya ligine çıkacak. Bu açıdan
öncü sektörün tıkanıklığı aşıp aşamayacağı diğer sektörlerin ve ekonominin de kaderini belirleyecek. Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyonda ateşle imtihanı başlıyor. Keşke bu kadar geç kalınmasaydı.
- Sonuç- "Arabanın ön tekerleğinin geçtiği yerden arka tekerleği de geçer." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 27 Ağustos 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/27//haber,A158B49076374FD6AB4E5C807E9C7617.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.