Son kamuoyu araştırmasına (GENAR) göre toplumun yüzde 60'ının Ergenekon konusundaki kararı net:
"Ergenekon çıkar amaçlı suç örgütü ve darbe yapmak için bir araya gelmiş bir oluşum..." Elbette böyle düşünmeyen, tam aksini savunanlar da var. Hatta kendilerine
"Ergenekon Avukatı" diyenler,
"faso fiso çıkacak" yorumu yapanlar da...
Bu yaklaşımı gösterenlerin başında da sollaik kesimler geliyor.
Dikkat edilirse, medyanın farklı mecralarında süren tartışmaların en ateşli taraftarları da ağırlıkla bu kesimden çıkıyor.
Peki, bu gergin Ergenekon tartışmalarına,
Kürtler ve Kürt siyasi partileri nasıl bakıyor?
Bir süre önce Ankara'dan İstanbul'a gelirken eski CHP Mardin milletvekili
Nurettin Yılmaz'la karşılaştım.
12 Eylül askeri darbesi döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde yaşanan insanlık dışı işkencelere maruz kalan bir siyasetçi
Yılmaz . Bir dönem Cumhurbaşkanlığı'na da aday olan
Yılmaz'a Ergenekon Operasyonu'nu nasıl değerlendirdiğini sordum.
"Operasyon destek görüyor" "Sadece bizim gibi siyasetin içinde olup ve sık sık gözaltına alınıp işkence yapılanlar için değil, tüm
Türkiye için hayırlı bir adım atılmıştır. Bizler, 12 Eylül'de darbecilerin, 1992'lerde ise derin devlet çetelerinin neler yaptığını bizzat yaşadık ve gördük. Binlerce insanımız faili meçhul cinayete kurban gitti. Artık bunlara bir son verilmeli..."
Nurettin Yılmaz, Ergenekon operasyonlarına bölge halkının da büyük destek verdiğini belirtiyor ve şöyle diyor:
"Türkiye bir parça dahi temizlense bu hepimiz için iyidir. AK Parti'nin bu mücadelesi bölgede büyük destek alıyor." Bu tespit Ergenekon olayına DTP'nin bakışındaki mesafeli duruşu da açıklıyor.
DTP Eşbaşkanı
Emine Ayna şöyle diyor:
"AKP'nin kendine yontmaya çalıştığı bu operasyon Genelkurmay'ın bilgisi, izni, onayı ve desteğiyle gerçekleşmiştir. Ordu onayı olmadan AKP'nin özellikle de kapanma riskiyle karşı karşıya kaldığı bir süreçte böylesi bir operasyonun altına imza atması imkansızdır. En bariz örneği Şemdinli'dir."
Benzer bir yaklaşımı
Türkiye'deki sosyalist sol kesim de öne sürüyor.
Dedikleri kısaca şu;
"Eğer AK Parti'nin gücü yetiyorsa Şemdinli'yle, 12 Eylül'le hesaplaşsın..." Önemli olan başlamaktı Bir anlamda Ergenekon operasyonunu küçümseyen bu yaklaşıma Gazeteci Yazar
Ümit Fırat sert bir cevap veriyor:
"Onlar AK Parti hükümetine olumlu yazacak herhangi bir olayın yanında yer almayı istemiyorlar. İki de bir diyorlar ki Şemdinli de, 12 Eylül de dahil edilsin.
Burada açıkça bir körlük var. Bir yerden başlamak gerekiyor. Ötekisi işi yokuşa sürmektir."
Evet, doğrusu da bu
"işe bir yerden başlamak..." "Ergenekon Çetesi" veya ne derseniz deyin bu yapılanmayı yargı önüne getiren olaylar silsilesi bu ülkede yaşandı ve buna hepimiz tanık olduk.
Ama ilk kez "bir yerden başlanıyor"sa bunu görmezlikten gelmenin ya da olduğundan fazla göstermenin de hiç gereği yok.
Doğrusu
"Ergenekoncular" ne tek başına son 50 yıllık kirli tarihin sorumlusudur, ne de akıllarından
"darbe ve suikast" geçmeyen günahsızlardır.
Biliyoruz ki, bu coğrafyada her dönem o
"Ergenekon zihniyeti" taşıyan karanlık yapılar oldu, halen de var.
Bir yerden başlamak gerekiyordu, başlandı...
Gerisi de pek kolay görünmese de gelecek.
Susurluk'tan 10 yıl sonra buraya geldik, bundan sonraki 10 yılda ben daha iyi yerde olacağımıza inanıyorum.
Yayın tarihi: 19 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/19//haber,C5EAC7B66A774363BC73027AAD508E7C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.