Ergenekon davasının açılması için ilk adımı atıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı
Aykut Cengiz Engin, hukuk çerçevesinde az ve öz bir açıklamayla aylardır beklenen iddianamenin ana eksenini anlattı.
Ortaya sayısal anlamda kapsamlı, içerik anlamında da ciddi suçlamaların yer alacağı bir iddianamenin çıkacağı kesin.
Başsavcı
Engin'in verdiği bilgiye göre, 48'i tutuklu, 38'i tutuksuz sanıklar hakkında ciddi suçlamalar var.
Örneğin.
"Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs..." Ya da...
"Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek..." Aslında benzeri birçok ciddi suçlama yer alıyor iddianamede.
Ancak, buna rağmen daha şimdiden
"Dağ fare doğurdu" türü değerlendirmeler de yapılıyor, daha da yapılacak.
Tıpkı
"din veya laiklik" gibi değerler üzerinden yapılan siyaset gibi... Ergenekon'la ilgili olarak da
"niyetler ve beklentiler" üzerinden değerlendirmeler yapılıyor.
Oysa gerçek mahkeme sürecinde ortaya çıkacak. Adliye çevrelerinde iddianameyle ilgili çok farklı değerlendirmeler yapılıyor. Henüz net ortaya çıkmasa da kendi içinde tutarlı ve her arananın bulunduğu belgeli bir iddianameden söz ediliyor.
Zaten yukarıda da sözünü ettiğimiz
"hükümeti ortadan kaldırmak" gibi suçlamaları belgesiz ortaya koymak pek akıl işi değil.
Özellikle Savcı
Zekeriya Öz'ün
"komplo iddialarıyla değil, somut delillerden" yola çıktığı anlatılıyor.
İddianamenin en çarpıcı yanı ise
"Gizli tanık" lar bölümü...
Davanın seyrini değiştireceği söylenen 15 gizli tanığın bir kısmının emekli asker olması da şaşırtıcı değil.
Tanıklar yeni yasa nedeniyle de
"kod isimlerle" anılıyor ve korunmaları için de özel hazırlık yapılıyor. Davanın duruşmasının İstanbul Beşiktaş'taki adliye binasından Silivri Cezaevi'ne taşınmasının asıl nedeni de bu.
Daha şimdiden gizli tanıkların seslerinin anlaşılmaması ve yüzlerinin görünmemesi için
"aynalı gizli bölmeler" yapılıyor.
Ve yeni yasalaşan tanık koruma programı da ilk kez bu davada kullanılacak.
Bu hazırlık ciddi bir davayla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
İtalya'daki Gladio ile mücadeleyi izleyenler bilir. O süreç hem çok sert geçti, hem de hayli uzun sürdü.
Görünen o ki, bu dava da hem uzun sürecek hem de sert geçecek.
Özellikle bu sürecin ikinci aşaması, aralarında iki emekli komutan,
Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un da bulunduğu, Ergenekon-2 adlı soruşturma kapsamında Ayışığı, Sarıkız ve Eldiven darbe planlarının görüleceği davayla başlayacak.
Bu süreci Askeri Mahkeme'nin "darbe günlükleri" ile ilgili soruşturmayı gündemine alması daha da ilginç hale getirecek.
Ümraniye'de 27 el bombası ve Eskişehir'deki patlayıcılarla ilgili emekli binbaşı
Fikret Emek ve astsubay
Oktay Yıldırım hakkında
"askeri malzemeleri zimmete geçirmek" suçuyla Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından iki ay önce dava açılması ve iddianamelerin savcı
Zekeriya Öz'e gönderilmesi bu soruşturmanın ciddiyetle ele alındığını gösteriyor.
Tüm bunlar
Türkiye'de ilk kez oluyor.
Böylece
Türkiye "karanlık tarihiyle" hesaplaşma yolunda önemli bir adım atıyor.
Önümüzdeki günlerde
"Darbe Günlükleri"nin yargı önüne gelmesi ve en azından
"tanık" sıfatıyla da olsa eski Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök'ün ifade vermesi hiç de uzak bir ihtimal değil.
Türkiye sıcak yaz yaşamaya devam edecek...
Yayın tarihi: 15 Temmuz 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/15//haber,17CF29A4EC6C4638AFBF8110340B22A3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.