Türkiye'de iki deprem bekleniyor. Biri siyasal, diğeri sismolojik. İlki dileriz olmaz ya da en azından geçen yıl bugünlerde yaşanan deprem gibi hafif hasarla atlatılır. Ama ikincisi dilesek de, dilemesek de olacak. Sadece -giderek kısalan-zaman meselesi. Biri hariç tüm uzmanların "Kaçınılmaz" dedikleri İstanbul depremini kastediyoruz.
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın iki yıldır tekrarlayıp durmaktan dilinde tüy bitti: "1 Mayıs 2003'ten bu yana Türkiye'de büyüklüğü 6'nın üstünde, 12 Kasım 1999'dan beri de 7'nin üzerinde deprem olmadı. Oysa 6-6.9 arası büyüklükteki depremler her 13 ayda bir, 7-7.9 arasındakiler ise 6-7 yılda bir tekrarlanıyor. Büyük deprem gecikti, çok kaygılıyım."
Işıkara, İstanbul depremi için de "2010'a kadar olmazsa, 2010-2014 arasındaki dönemden korkun" diyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde görevli uzmanların da teorik olarak paylaştıkları bu görüşe dün güçlü bir destek daha geldi: İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Naci
Görür, "2029'a kadar herhangi bir anda Marmara'yı deprem bekliyor. Boyutu 7 ile 7.6 arasında olabilir" açıklaması yaptı. Görür bu tahminini ya da görüşünü geçen yıl 12 Mayıs-12 Haziran arasında Fransız, Alman ve Amerikalı bilim adamlarıyla birlikte "L'Atalante" gemisiyle Marmara Denizi'nde yaptıkları araştırmanın bulgularına dayandırdı. Araştırma kapsamında "Nautile" denizaltısıyla 1239 metre derine inmiş, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara'daki kolunu 7 saat boyunca yakından incelemişti.
İşte o gözlemlerini içeren "Bir Bilim Adamının Not Defterinden: Fay'a Seyahat" adlı kitabının tanıtımı nedeniyle dün Marmara'nın dibindeki manzarayı bir kez daha anlattı:
"Fay ürkütücü. Bazı noktalarından gaz ve su çıkışı var. Marmara'nın altı fokur fokur. Bu özellikleriyle tıpkı 1999'daki Gölcük depreminden önce Körfez'deki fayın belirtilerini sergiliyor." Bir kez daha diye vurguladık, çünkü Görür bu ürkütücü tabloyu geçen yıl, 17 Ağustos depreminin yıldönümünde de açıklamış, "Marmara'nın kabuğunda 240 yılda birikmesi gereken enerji ve stres 55 saniyede yüklendi. Bu yükü Marmara kaldıramaz. 'Ne kadar dayanır' hesabı da yapıldı. Dayansa dayansa, en sonuna kadar da dayansa, 2029'a kadar bu iş biter" diye noktalamıştı.
Keşke Üşümezsoy haklı çıksa Bilim çevrelerinde yaygın kabul gören bu görüşe Türkiye'de tek itiraz Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan geliyor. Hatta "İtiraz" sözcüğü hafif kalır, şiddetle reddediyor. Ona göre, "Sıranın Marmara'ya geldiği, 175 kilometrelik fayın en fazla 30 yıl içinde yırtılarak 7.8 büyüklüğünde deprem olacağı" söylemi Şengör ve Fransız bilim adamı Xavier Le Pichon tarafından öne sürülen bir varsayım. Bir ayet kesinliğinde diğer jeologlar tarafından sürekli tekrarlanınca, basın tarafından bilimsel gerçek olarak algılanmaya başladı.
Üşümezsoy bu spekülatif dogmayı kanıtlamak için getirilen Fransız araştırma gemilerinin araştırmalarının iddiaları çürüttüğünü belirtiyor. Kaynak olarak da yine Fransız bilim adamı Rolando Armijo başkanlığındaki komisyonun hazırladığı raporu gösteriyor.
Keşke o haklı çıksa. Ama Üşümezsoy'un tezlerine tanık gösterdiği tektonik uzmanı Armijo, Marmara'daki son araştırmasından sonra şu açıklamayı yaptı: "Marmara'daki fayın kısmi ama şiddetli olarak parçalanacağını, 7.2-7.3 civarında bir deprem meydana geleceğini düşünüyorum." ("La Croix" gazetesi 29 Ekim 2007)
Hem sonra Paris Küresel Fizik Enstitüsü'nde Armijo'nun bürosuna bitişik bir odada asistanlarından Nicolas Pondard bir simülasyon çalışması yürütüyor. Konusu: "İstanbul depreminin sonuçları." Armijo ile birlikte Marmara'daki araştırmalara katılan Pondard'ın vardığı sonuçlar şöyle: "Önümüzdeki 30 yılda 7'den büyük deprem olasılığı yüzde 60'ın üstünde. Bu büyüklükte bir deprem İstanbul'un yarıdan fazlasını yok edecek."
Evet, Türkiye iki deprem bekliyor. Biri belki, biri kesin. Hazır mısınız?
Yayın tarihi: 30 Nisan 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/30//haber,B10422C53F9B459B978D5E3CA2099588.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.