kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Türk'ün Türk'ten başka da dostları vardır...

Siyasette neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermek giderek zorlaşıyor.
Değişimin getirdiği olgular, eski doğruları da eski yanlışları da anlamsız kılmakta.
İngiliz devlet adamı Winston Churchill'in bir sözü, geçen yüzyılın ortalarında "Devlete (veya Kraliçeye) sadık" siyasetçinin nasıl olması gerektiğine örnek olarak gösterilirdi.
Churchill şöyle demişti:
- İngiltere'nin dışındayken kendi ülkemin hükümetini asla eleştirmem. İngiltere'ye dönünce kaybettiğim zamanı telafi ederim.
Globalleşmenin ve iletişim çağının yaşandığı bu dönemde, Churchill'in "vatanseverlik" kavramını siyaseten tanımlayan bu sözünün eski anlamı olabilir mi?
Ülkenizin hükümetini eleştiriyorsanız ve bu eleştiriniz gerçekleri yansıtıyorsa, eleştirinizi hangi coğrafyada seslendirirseniz seslendirin, bunu duyması gereken herkes duyacaktır.
Uluslararası ortamda artık "mahallenin ayıbı" kavramı kalmamıştır ve hiçbir kol kırıldığı zaman yen içinde saklanamamaktadır.

İnsanlığa sadakat
Ayrıca vatanseverlik kavramına da, bir başka İngiliz'in (veya İskoç'un) getirdiği tanım, ağırlıklı biçimde ışık tutuyor. Bernard Shaw, vatanseverliği şöyle tanımlamakta:
- Vatanseverlik, siz orada doğduğunuz için, kendi ülkenizin diğer ülkelerden daha değerli ve daha üstün olduğuna inanmanızdır.
Günümüzde vatana bağlılık ve devlete sadakat gibi olguların kapsam ve boyut değiştirdiğini görüyoruz. Tarihi süreçlerin kaçınılmaz sonucudur bu.
Kabileye sadakatten, krala sadakate dayanan çizgi çağımızda "insanlık değerlerine sadakat" e dayanmıştır.
Avrupa Birliği'nin başlangıcında "Kıtaya sadakat" ten söz edilirdi. Bu şekilde birbirlerine düşman Alman, Fransız milliyetçiliklerinin, "Avrupalılık" içinde nötralize edileceği var sayılırdı.
Doğu Avrupa'nın eski Demir Perde ülkeleri de Avrupa Birliği'ne katıldıktan sonra, sade milliyetçilikler değil, doktriner ideolojiler de aynı potada eridiler.
Artık söz konusu olan bir kıtaya sadakatten öteye, liberal demokrat dünya görüşünün siyasette de, ekonomide de üst değer olarak kabul edilmesiydi.

Sürecin içinde olmak
Ulusal egemenliklerin birer bölümü, bu potaya atılarak, "vatanseverlik" kavramı nitelik değiştirdi. "Devletlerin birbirlerinin işlerine karışmaması" diye tanımlanan kuralın eski anlamı kalmadı.
Belki tam bilincinde değiliz ama Türkiye de, bu süreçlerin içindedir.
Bazıları eski dünyanın koşullarından henüz çıkamadıkları için, AB'nin Genişleme Komiseri Olli Rehn'in, Türkiye'de hukukun siyasallaşması tehlikesi karşısında gösterdiği tepkiyi, "Bu adam bizim işlerimize nasıl karışabilir" diyerek karşı tepki ile karşılamışlardır.
Daha da ötesi bazıları Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olduğunu ve Avrupu İnsan Hakları Mahkemesi içtihadının, Türkiye'nin üst hukuk metinlerini oluşturduğunu da düşünmek istemeyebilirler. Hatta bazıları bizim üst yargı organımız olan Anayasa Mahkemesi kararlarının da, AİHM tarafından yeniden yargılanabileceğini hiç düşünmek istemeyenler çıkabilir.

Onlara benzemek meselesi
Bu gerçeklerin ışığında Olli Rehn'in, Avrupa demokrasilerinde siyasetin mahkeme salonlarında değil parlamentolarda yapıldığını söylemesi ve "AK Parti'nin kapanması, Türkiye demokrasi sisteminde bir sistem hatasına yol açar ve sistemin tümünü etkiler. Anayasa hızlı şekilde reformize edilmeli ve özellikle siyasi partiler kanunu değişmelidir. Anayasa Mahkemesi üyeleri büyük sorumluluk altında olduklarını bilmelidir" demesi, dışarıdan gelen bir müdahale değil, bizim de içinde bulunduğumuz camianın iç sesidir.
Biz bu camiada kalacak mıyız?
Ya da eski söylemlerimizle yeni dünyadan kopmak yolunu mu seçeceğiz.
- Biz bize benzeriz... Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur...
- Bir Türk dünyaya bedeldir...
Yani bir karar vermemiz gerekiyor.
Şöyle demeyi de artık özümseyebilecek miyiz?
- Biz onlara da benzeriz ve Türk'ün Türk'ten başka dostları da vardır. Avrupa Türklerin sadece turist veya işçi olarak gittikleri bir coğrafya değildir. Avrupa Türkiye'dir de.