kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Akılsızın sopası kendi kafasını kırar

Aynı gün içinde iki haberi yan yana sıcak gelişme olarak izliyoruz. Biri; Merkez Bankası'nın "yatırım eğilimi bozuldu, istihdam geriledi" gerekçesine dayandırdığı "ekonomide riskler artıyor" uyarısı. Diğeri de AKP'ye kapatma davasını Anayasa Mahkemesi'nin kabul etmesi...
Global ekonomideki sıkıntının, Küresel Isınma ile yarıştığı bu ortamda kendi içimizdeki bu hesaplaşmanın ne yeri ne de zamanı oysa. Dün açıklanan "son 5 yılın en düşük büyüme rakamı" bir yana, Anayasa Mahkemesi kararı ardından piyasalardaki gelişmeler, "ateşle oyun"un maliyetine dikkat çekiyor.
27 milyarlık e-muhtıra faturası ardından 30 milyar dolarlık parti kapama maliyeti, görünen o ki giderek katlanacak. Bundan da önemlisi, henüz kriz, okyanustan beriye geçmiş değil. Çoğu okur, "ülkede rejim elden gidiyor sen paradan söz ediyorsun" eleştirisinde.
Ancak atlanan, rejim tartışmalarının hayli yüksek bir para ettiği ve bunun da Türkiye'nin maliyet defterine ha bire ilave edildiğidir.
Üstelik zamanlamaya dair endişe verici gelişme; bu iç hesaplaşmanın, tam da ABD'den yola çıkan ekonomik tsunami öncesi yaşanmasıdır. İnsan kalbinden sorun yaşayabilir ve by-pass gerekebilir.
Yine aynı insan midesinden sorunludur ve endoskopi gereği doğmuştur.
Hal böyle olabilir de...
By-pass ile endoskopi operasyonlarını aynı güne almanın ne alemi var?
Peki bu süreçte hastanın masada kalma maliyeti? "Rejim elden gidiyor, sen para konuşuyorsun" tepkisinin ıskaladığı, ülkenin masada kalma riskidir . Nitekim Merkez Bankası bu riskin yalnızca finansal ayağına işaret etmektedir. Sorun çözme yeteneğini yitirmiş köhne yapıların yapabildiği, yasaklamak, kapatmak, men etmek, tutuklamak, cezalandırmak ve dövmek. Ateşi düşüremeyen doktor dereceyi kırarmış hesabı, hastalığın sebebine inemiyorsunuz bile.
Üretmeyen yapıları sorgulamak, kazandığından daha fazlasını harcamaya yeminli rantiye kenelerini tartışmak, ürettiğinden daha fazlasını tüketme iştahını masaya yatırmak yerine, dilimize dolanan nakaratlar içinde felakete sürükleniyoruz.
Gerileyen büyüme.
Artan ekonomik riskler.
Anayasa Mahkemesi"nden "kapatmaya devam" kararı.
Çöken borsa, zıplayan dolar. Aynı gün, aynı saatlerde...
Akıl tutulması bu olsa gerek!