Birkaç açıklama gerek:
1) Ben canlılara ilişkin kavramları, toplumlar için pek kullanmam. Çünkü yanıltıcıdır. Dün burada
" ordunun genetik yapısı " derken, subay kadrolarındaki
" kuşaktan kuşağa geçerek kendini tekrarlayan düşünce ve davranış biçimini " anlatmaya çalıştım. Bu zihniyeti taşıyan insan olduğu için, olayın elbette "
psikolojik " yönü de var. Ama bence o talidir.
2) Sanırım darbeci zihniyetin,
" hiçbir zaman tatmin olmamak " gibi bir özelliği var. Sivil iktidar ne yaparsa yapsın, darbeci hep bir "
mazeret ", bir "
sözde gerekçe " bulur. Mesela "
DP'ye
karşı niye darbe yaptınız " diye sorarsınız... Hemen, "
Tahkikat Komisyonu... " diye saymaya başlar darbeci (ama menfaatperest damgası yememek için
1957 devalüasyonuyla içine düştüğü sıkıntıyı asla gerekçeler listesine eklemez!) Halbuki ortada bunlar yokken, ekonomik ve toplumsal koşullar hiç de fena değilken, taa
1954'te girmiştir cuntaya.
3) İlginçtir: Cuntalar, orduda aslında iddia edildiği şekilde bir
disiplinli yapının bulunmadığını da gösteriyor.
1980 darbesi hariç, üst kademenin ipleri elinden yitirmesi ya da üst kademede çatlak olarak karşımıza cuntacılık çıkıyor.
Özetle: Bu tip bilgileri alt alta yazınca, sanırım,
Genelkurmay'ın
Ergenekon çetesinden (ki aynı zamanda bir cunta oluşumudur) "
artık " niye kurtulmak istediği de anlaşılıyor.
Yayın tarihi: 20 Şubat 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/20//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.